Sözde yüzyılın basın davasını açacaktı..!
İzmit’te şaşaalı bir giriş yapan 262 Towers projesiyle alakalı tüm gerçekleri,
Uğur Enç arkadaşımız bugünkü köşesinde uzun uzun anlattı.
Bu projeyle ilgili olarak ileriki aşamalarda kötü şeyler olacağını çok önceden fark etmiştik.
Ruhsat yokken maketten yer satmalarla başlayan katakulliler, daha sonra yerini büyük hasarlara bıraktı.
Projeden yer satın alanlar yandı gülüm keten helva.
Biz gazete olarak
Burçin Şahin’in otaklığında ilerleyen projeyle alakalı sürekli bilinçlendirme amaçlı haberler yaptık.
Şahin ise bizi her defasında reklam isteyip alamamakla suçladı.
Hoş, ben bunu bir suçlama olarak kabul etmiyorum, etmem de.
Çünkü bizim tekerimiz reklamla dönüyor, elbette isteyeceğiz.
Ama bu kardeşimiz reklamla avantayı birbirine karıştıran gazetecilerle çok fazla haşır neşir olduğundan
Bizim haberlerimizin karşılığında avanta sinyali yaktığımızı düşündü.
Değeri beş para etmez tiplere cep harçlığı vererek şahsıma karşı iğrenç ötesi yazı dahi yazdırdı.
Sonra da gazetemize YÜZYILIN BASIN DAVASINI AÇACAĞINI duyurdu.
Aradan onca zaman geçti, onun üzerine kaç tane dava gördüm ama Burçin Şahin’den hala tık ses yok!
Ben kendisini çoktan unutmuştum.
Ta ki gazeteci arkadaşımız Engin Şahin yazısında o soruyu sorana kadar.
Evet, sevgili meslektaşım. Burçin Şahin'in yüzyılın basın davasını açıp açmadığını merak etmişsin. Evvela bu soru için teşekkür ederim.
Cevap veriyorum:
Burçin Şahin’in yüzyılın basın davasından ses seda yok!
Yapa yapa habere erişim engeli kararı aldırmış, o kadar
Onu da yoldan geçene yapıyorlar zaten.
Oysa ben dava açmasını çok istedim.
Zaman aşımına uğramadıysa hala şansı olduğunu hatırlatmak isterim.
***
Demem o ki, bir kez daha kimi parlatacağımızı bilmenin ayrıcalığıyla takındığımız tavırdan mutluyuz.
Arap gördük mü, “bunda para vardır” deyip peşinde koşanlardan değiliz.
Gördüğünüz gibi hem Arap hem de bizimki fos çıktı, iyi mi?
***
Asıl merak ettiğim ne biliyor musunuz?
Büyükşehir belediyesinin Arap görüpte balıklama atlayarak elindeki malı apar topar sattığı bu yerin akibeti ne olacak?
Belediye o yeri satmakla işten sıyrılmış mı oluyor? Büyükşehirin vatandaşa sorumluluğu yok mu?
Bu milletin çoğu büyükşehiri referans alarak 262 Towers’tan yer aldı.
Dediler ki, “Adamlar güvenilir olmasa Kent Konut bu yeri Araplara satmazdı”
Halbuki herkes paçayı kurtarmanın derdindeydi.
Olan vatandaşa oldu.
Şimdi topla toplayabilirsen…!
SİZDEN KORKAN NAMERTTİR..!
Vay arkadaş ya…!
Bir yazı yazdık, artık kime nasıl battıysa hakaret eden edene…!
Şu, “Çift dikiş maaş” alan muhtarımızdan bahsediyorum.
Tavşantepe mahallesinde muhtarlık yapan ama aynı zamanda İzmit Belediyesinde Ruhsat Denetleme bölümünde çalışan İbrahim Efe’den söz ediyorum.
Kısaca dedim ki; Cumhurbaşkanı Erdoğan Emeklilikte Yaşa Takılanlara prim vermiyor.
Erken yaşta emekli olanların başka alanlarda çalışmaya devam edeceklerinden dolayı çift maaş alacaklarını, Erdoğan’ın ise bu durumlardaki bakış açısını en iyi özetleyen şeyin EYT olduğunu söyledim.
“Çift dikiş”
söylemi tamamen Cumhurbaşkanının tanımlamasıdır.
Erdoğan EYT’ye bu tanımlamayı yaparken bir taraftan da devletten çift yönlü maaş alan muhtarlara baksın dedim.
Yani ne İbrahim Efe’nin nasıl muhtar olduğuna, ne de nasıl ADAM olduğuna dair tek cümle etmedim.
Vay, sen misin bunları diyen..!
Ne kadar avam takımı varsa bana hakaret, iftira, tehdit içeren yorumlar ve mesajlar atmış.
Yetmemiş, gazeteyi arayıp bağırıp çağırmışlar.
Yorumlarda hepsi İbrahim Efe’nin ne harika bir muhtar olduğunu yazmış.
Bunu yazarken ne küfür etmekten geri durmuşlar ne de tehdit etmekten!
Ama bilmiyorlar ki ben o tehditlerden korkacak biri değilim.
Onların kullandıkları jargonu da iyi bilirim.
O sözlerin gerçekten bir öfke sonucu veya savunma refleksiyle edilmediğini, bilakis yalakalığın derecesini göstermek adına yapıldığını hemen anlarım.
Şunu aklınıza sokun!
Tehditlerinizden korksaydım o yorumları yayınlayıp ayranınızı kabartmazdım.
Erkek adam konuşmaz, yapacağı varsa yapar!
Bana ne İbrahim Efe’nin nasıl muhtar olduğundan.
***
Okuduğunu anlamayan insan topluluğuna uzun uzadıya anlatacak değilim.
Yazımda Efe’nin kötü muhtarlık yaptığına dair tek bir ibare yok.
Sadece devlet kurumundan çift maaş aldığına dair cümleler var.
Bunun yasal açıdan engelinin bulunmadığını ben de biliyorum.
Zaten gayrihukuki demedim ama etik değil dedim. Erdoğan’ın olaya bakışını söyledim.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da bunlara ayar dedim.
Erdoğan’a şarlamaya korkanlar,
beni gözüne kestirmiş olsa gerek.
Çünkü baksanıza, bu konu hakkında tek bir cümle dahi edememiş zavallılar!
***
Peki, konunun muhatabı muhtarımız ne diyor?
Maalesef kendisinden tek kelime cevap gelmedi.
Verecek cevabının olmadığını bildiğinden, üzerime yalaka takımından bir grubu salıyor.
Kimi aynı IP adreslerinden olmak üzere onlarca yorumla birlikte “sözde çok sevilen muhtar” imajı yaratıyor.
Ama çıkıp iki kelimeyle kendini savunmaktan bile aciz olduğunu görmüyor.
Daha geçenlerde Belediye önünde polisle girdiği tartışmayı yazsam iş farklı boyuta gidecek.
Merak edenler Saraybahçe Polis Karakolundan yaşananları öğrenebilir.
Nasıl muhtar olduğuna dair ek bir bilgi olsun diye söyledim.
***
Geçtim bunları…
Bir başka muhtarımız çıkmış, sosyal medyasından bana atarlı bir mesajla üstü kapalı tehditler savurmuş. Aynen paylaşıyorum.
“Yok öyle.. Bir gazeteci hanım çıkacak bir şeyler yazmak adına karalayacak.. Kötüleyecek.. Hanım efendi bakınız mesele siyaset ise onunda kralını yaparız sıkıntı yok.. Eğer ki susuyorsak korkudan değil sadece saygıdan ve zamanın geçmesini beklemekten.. Eğer ki size birileri bu cümleleri karalattırıyor ise inan daha iyisi bende fazlası ile var.. Şimdi herkes işine baksın ve burnunu her işe sokmasın.. Burun önemli bir duyu organıdır! SEVGİ VE MUHABBETLE..”
***
Görüyorsunuz değil mi?
Bu muhtarımız muhtar mı, mahalle kabadayısı mı, Avukat mı ben anlayamadım.
Neden Efe’nin yerine bana cevap verdi dersiniz?
Meslektaş dayanışması mı?
Bu muhtarımız İzmit’te Kabaoğlu taraflarına çöp fabrikası yapılacağı gündeme geldiğinde görev ve sorumluluk çerçevesinde yetkililere dikilmiş ve mahalle halkının yanında durmuştu.
Yani hakkında iyi bir izlenim edinmiştim.
Ama bu açıklamasının ardından söz konusu muhtarımızla ilgili fazla kredi yüklemesi yaptığımı görüyorum.
***
Muhtar muhtara sahip çıkabilir, bunu anlarım.
Ancak önce okuduğunu bir idrak etmesi lazım.
Anladıktan sonra da bir gazeteciyle, dahası bir bayanla nasıl konuşulacağını bilmesi lazım.
Ben bana yorum yapan hampacıları gram umursamadım.
Fakat üzerinde muhtar etiketi bulunan bu arkadaşımıza kullandığı üslubu ve son iki cümlesindeki tehdidi yakıştıramadım.
***
Bakın sevgili arkadaşlar!
Ne kadar zor bir iş yaptığımın farkındayım.
Bu işin sonunun nerede biteceği varsa biter, umurumda olmaz.
Sonumu düşünerek bu mesleği yapsaydım bugün Kocaeli’nin en çok okunan dahası itibar gören yayın organı konumuna gelemezdik.
Biz kimseye iftira atmayız!
Biz kimseyi tehdit etmeyiz!
Biz kimseye sinyal yakmayız!
Biz kimseden avanta beklemeyiz!
Fakat en önemlisi biz sizin gibilerden hiç ama hiç korkmayız.
Biz kim miyiz? Biz bu şehrin sokaklarında büyüyüp yetişmiş, senin, onun, bunun gibi sıradan insanlarız.
***
İbrahim Efe de bizim gibi.
Kaldı ki onun görev yapış şeklini eleştirmiyorum.
Mahalle halkına koşarmış, fakir fukaraya el uzatırmış, eyvallah.
Ama bunları yaparken babasının malını dağıtmadığını da bilin!
Bugüne kadar AKP’li belediyenin verdikleriyle kendine PR yapan bu muhtarı mahalle halkı seviyorsa ona da eyvallah. Önemli olan vatandaşın gönlünü hoş etmek.
Benim demek istediğim şey bu değil!
Demek istediğim şu ki
; Efe ve benzeri kaç tane muhtar varsa hepsi ÇİFT DİKİŞÇİDİR.
İnanmayan CİMER’e sorsun.
***
Son olarak;
Tehdit yorumlarınızı yayına alarak size iyilik yaptım sanmayın.
Onların her biri hem karakterinizle alakalı kanaat oluşturuyor hem de Adalet önünde bana lazım olacak veriler olarak kayda geçiyor.
Hep ben savcılığa çağrılacak değilim yani!
Zaten haftada bir Adliye, karakol arası gidip gelmeye alıştım.
Beni izlemeye meraklı olan çok değerli savcılarımız bir kerecik de benim hayrıma harekete geçsin..!
Geçmese ne olur?
Vız gelir tırıs gidersiniz…!