Erdoğan BEŞ BENZEMEZİ kolayca yendi!
Çok zorlu bir seçimi daha geride bıraktık.
Türkiye’de sık aralıklarla yapılan seçimlerden bunalan vatandaşlar, artık biraz huzur istiyor.
Biz gazeteciler için seçim demek malzeme demek fakat ona rağmen bu toplumun yaşayan fertleri olarak; kendi adıma ben bu seçimlerden ciddi anlamda sıkıldım.
Daha önce de dile getirdim; ilkel mitingler, sözlü sataşmalar arasında gerilen vatandaşlar
Kendi aralarında ayrıştıkça ayrıştı ve “sen-ben” kavgaları arasında boğuldukça boğuldu.
Şükür hepsi geride kaldı.
Vatandaşların büyük çoğunluğu tavrını İSTİKRARDAN yana koydu.
16 yıldır süren AKP yönetiminden memnuniyet duyduğunu ve bunun devam etmesini istedi.
Hatta buna AKP yönetimi değil de Erdoğan sevgisi desek daha doğru olur.
Çünkü AKP’nin başında Erdoğan olmasa, bunun sürdürülmesi imkansızdı.
Ama Erdoğan, bazılarına itici gelse bile herkesin kabul ettiği liderlik vasfıyla yeniden güven oyu almayı başardı.
Demokrasi gereği herkese düşen, sonuca saygı duymaktır.
Peki, bundan sonra ne olacak?
24 Haziran seçimlerinin okunacak o kadar çok yönü var ki!
Neresinden başlamak lazım, bilemiyorum.
Ama önümüzdeki yerel seçimlere ışık tutacak verilerin elde edildiğini şimdiden söyleyebilirim.
Özellikle ilimiz açısından baktığımızda ortaya bir fotoğraf çıkıyor.
O fotoğrafta kim hangi karede yer alacak, yakında göreceğiz.
Galibiyete rağmen AKP ilimizde ciddi kan kaybetti, Erdoğan bunu mutlaka dikkate alacaktır.
----------------
Seçim sonuçlarına bir de muhalefet açısından bakalım.
Erdoğan gibi bir liderin karşısında hiçbir iddiası olmayan başta CHP olmak üzere diğer siyasi partiler
Getirilen yeni sistem sayesinde umutlanarak bir ittifak yaptılar, herkese umut aşıladılar.
Ancak bu ittifakı besleyip büyütmede cılız kaldılar.
Çabuk organize olamadılar, her aday nefsini ortaya koydu.
Vatandaşın ekonomik buhranlarından, özgürlük alanlarının kısıtlanmasından, adaletsizlikten yakınmalarından gibi; çeşitli konularda iktidarın eleştirildiğini gören muhalefet adayları
AKP’nin erime sürecine geçtiğini düşünüp, “o koltukta ben olmalıyımın” derdine düştü.
Bir tarafta partisinin genel başkanlık koltuğuna oturtulmayan ancak bunu çabuk unutturan Muharrem İnce
Bir tarafta partisinden ihraç edilen, mağdur olan, siyaset yapacak salon dahi bulamayan ancak sadece küskünlerin oyunu alabilen Meral Akşener
Bir tarafta muhafazakar tabanının aksine oldukça çağdaş bir çizgi çizerek seçmeni AKP’ye iten SP Adayı Temel Karamollaoğlu.
Bunların yanında bir de cezaevinde olduğu halde aday olan Selahattin Demirtaş.
Bir de varlığıyla yokluğu değişmeyen Doğu Perinçek var tabi…
İşte bu beş benzemezin bir olamadığı yerde Recep Tayyip Erdoğan yine liderliğini konuşturmayı başardı.
Buna seviniyor muyum, tabiki hayır.
Gönlümün millet ittifakından yana olduğunu herkes bilir.
Ama her yapılana doğru demeyeceğimi de…
Millet ittifakının yanlışlarına oturduğum yerden lanet ettiğim sanırım yetti de arttı bile!
***
Daha rakibinin ne olduğunu, hangi potansiyele sahip olduğunu bilmeyen adaylara da “Bravo size” diyemeyiz herhalde!
Bu millet size tarihi bir fırsat tanıdı.
Gelin birlik olun dedi ama siz olamadınız.
Ne birlik olabildiniz, ne sözünüzü tutabildiniz, ne de sonunu getirebildiniz.
Neymiş, sabah sandık başına, akşam sandık peşineymiş.
Neymiş, Yalova seçimlerinden bilirmişiz, YSK’nın önüne sandalye atıp, sonuçlar birbiriyle örtüşene dek oradan ayrılmazmış.
Neymiş, YSK olayı ondaymış. Onu oradan jiletle kazırlarmış.
Gördük hepsinin hava cıva olduğunu.
Bunu tembihleyenler, gelinen noktada İl-ilçe seçim kurulları önünde, YSK önünde sabaha kadar oylarına sahip çıkanları evlerine gitmeleri için iknaya çalıştılar, siz ne anlatıyorsunuz?
Bu görülmemiş bir şeydi.
YSK önüne sandalye atacağım, oradan kalkmayacağım diyen Muharrem İnce ise, dalga geçer gibi bir mesajla sonucu kabullendiğini söylüyor.
Sonra çıkıp, ben YSK’ya yakın bir noktadan seçimi takip ettim diyor.
Artık o yakın nokta neresiyse…
Ne zaman diyor? Canı isteyince diyor.
Ayrıca 2 aylık dönemde 107 miting yapıp bunların hepsinde doğaçlama konuşan İnce
Ne hikmetse seçimi kaybettiğini kabullendiği basın toplantısında kağıttan okudu.
Bu sizce de manidar değil mi?
Öbür taraftan “beni oradan jiletle kazırlar” diyen Akşener’den ise çıt ses yok!
Bunların hepsi ufak hesap peşindeymiş, onu anlamış olduk.
Biri mecliste grup kurdu, bununla yetiniyor.
Diğeri CHP’nin başına geçmek için fırsat doğduğunun mesajını veriyor.
Olmadı Sayın İnce, olmadı Sayın Akşener!
İyi başladınız ama final tam anlamıyla bir faciaydı.
Size inanıp sizin yolunuzdan giden milyonları üzdünüz.
Böyle bir final hiçbirinize yakışmadı!
Sizi de mi bir ÜST AKIL yönetiyor, düşünmüyor değilim!
Bu sessizliğinizin altında ne var, merak ediyorum.
***
Yapılan seçimlerde bir kez daha rakiplerini yenmeyi başaran Sayın Erdoğan’ı tebrik ediyor;
Sonuçların ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.
Bizim bu iktidardan tek beklentimiz, 81 milyonun Cumhurbaşkanı olmasıdır.
Umarım bu kez balkon konuşmasında söylediği sözü tutar ve ayrıştırmayı körüklemez.