GÜLÜMSETTİLER
Bu şehir güzel bir şehir.
Bu şehir bütün kahırlarına rağmen yaşanılası bir şehir.
Bir kez yolu düşenin bir daha geri gidemediği bir şehir.
Hele de bu şehir ne zaman tek yürek olmuşsa işte o zaman mutlu bir şehir oluyor.
Bazen bu mutluluğu ufak bir dokunuşta
Bazen büyük bir iş başarıldığında hissediyoruz.
En çokta ortak paydaların olduğu noktalarda…
Mesela Kocaelispor gibi…
Kocaelispor’un başarısı bu kentte hepimizin yüzünü güldürüyor.
Ama yetmez! Daha fazla gülümsemeli, daha fazla mutlu olmalıyız.
***
Aslına bakarsanız gerilimin olmadığı, gündemin sakin geçtiği, siyasetçilerin havada uçuşan salvolarının yaşanmadığı her gün mutlu bir güne adım demektir.
Yeterince zorumuz var.
Küresel salgın bir yandan, gittikçe zorlaşan hayat şartları bir yandan…
Bunlarla baş etmek hiç kolay değil.
Bu nedenle morale, gülümsemeye, birlik ve beraberliğe, birlikte atılan güzel adımlara ihtiyacımız var.
***
İşte, vatandaşın yüzünü güldürecek bu adımlardan biri dün Cedit için atıldı.
Atılan adım bugün için sadece Ceditlileri mutlu etti gibi görünse de aslında kent için olumlu bir adımdı.
Neden?
Çünkü İzmit’te gerilimden beslenen çıkar çevreleri var.
Oturduğu yerden kavgayı körükleyen, bu şehrin bir arpa boyu yol almasından rahatsız olan kimi safralar var.
Bekliyorlar… Fatma Kaplan Hürriyet, Tahir Büyükakın’a çatsa da Büyükakın kucağımıza düşse.
Bekliyorlar… Tahir Büyükakın, Fatma Kaplan Hürriyet’i köşeye sıkıştırsa da, Hürriyet’e “gel gel” yapsak.
***
Bugüne kadar her iki başkan da bu beklentilere cevap verecek, çıkar gruplarını sevindirecek bir şey yapmadı.
Herkes yerini, konumunu bildi. Saygısızlık etmedi.
Her şey mecrasında aktı.
Kendi tarzlarında ilerlediler.
Belediye meclisinde çoğunluğu elinde bulunduran AKP, acemi muhalefet tarzıyla gerilimi körüklese de siyasetin doğasında olan şeylerdi.
Sonuçta halkın çıkarlarına dokunan noktalarda zor da olsa ortaklaşmayı bildiler mi, evet bildiler.
Cedit mahallesi kentsel dönüşüm projesine iller bankasından kredi talebi de bunlardan biriydi.
AKP, kredi kullanımı için mecliste Hürriyet’e onay vererek Cedit’in önünü tıkamadı.
***
Hürriyet’e gelince…
Cedit aslında onun sorunu değildi.
Göreve gelir gelmez üzerine bırakılan saatli bir bombaydı.
Ama bu benim sorunum değil demenin profesyonellik olmadığını da biliyordu.
Eski başkan Nevzat Doğan’ın yersiz ısrarlarıyla İzmit’in göbeğine hançer gibi saplanacak kazulet gibi binaların yer alacağı projeyi hayata geçirmeyi hiç istemedi.
Bunu AKP’liler de istemedi.
Hatta Bakan Murat Kurum’da istemedi.
Hürriyet projeyi o haliyle yapsaydı kimse bundan Nevzat Doğan’ı sorumlu tutmazdı.
Kent estetiğine büyük bir darbe olan binalar Hürriyet ile anılacaktı.
Ama diğer yandan da insanların çözüm istekleri vardı.
Ne öte ne beri adım atamıyorlardı, acilen bir şeyler yapmak gerekiyordu.
Ceditliler Hürriyet’i bir yandan anladığını söylerken, diğer taraftan ondan gelecek yeni çözümü bekliyorlardı.
***
Ve dün itibariyle beklentileri gerçek oldu.
Başkan Hürriyet, kentin Büyükşehir Belediye Başkanıyla beraber bu sorunu çözmek için büyük bir adım attı.
Uzun süredir Çevre Bakanlığı ile iletişim kurmak için uğraşan Hürriyet’in yardımına Büyükakın koştu.
Ne Hürriyet bunu kompleks yaptı ne de Büyükakın “Bu sorun beni ilgilendirmez” dedi.
Beraber Ankara yollarına düştüler ve Çevre Bakanı Murat Kurum ile Cediti masaya yatırdılar.
Bakanlığın da beğenmediği projenin revize edilecek olması başlı başına bir güzellik…
***
Başkan Hürriyet’in projeyi bakanlığa devretmesi neresinden bakarsanız bakın aslında siyasi bir başarıdır.
Bunu okuyamayanlar var.
Bakın, bu bir ilk!
Hükümet sizden değil, büyükşehir sizden değil, üstelik ilçe belediyesisiniz.
Vatandaşın çözüm için gözünüze baktığı bir durumda muhalefet partinin belediye başkanı olarak projeyi bakanlığa devretmek başarı olarak yorumlanmalı.
Nasıl ki Başkan Büyükakın Gebze-Darıca Metro projesini, Tramvay hatlarını bakanlığa devrettiğinde bunu başarı olarak yorumladıysak;
Bu da aynı şekilde okunmalı.
Üstelik Bakan Kurum CHP’li falan değil.
***
Hem biz değil miyiz; Kocaeli Türkiye’yi vergileriyle besleyen en büyük illerin başında olmasına rağmen, devlet yatırımlarından nasiplenmiyor diyen!
Alın size yatırım!
Verdiğimizi almanın bir yolu!
Ayrıca bu devirle birlikte İzmit Belediyesi 70 milyon yükten kurtulmadı mı?
O, 70 milyonu bulmak için Vadi İzmit evlerinden gelecek para harcanmayacak mıydı?
Şimdi o para kasada kalacak ve İzmit’e yeni yatırımlar için harcanabilecek.
Tıpkı metroda 5 milyar paranın başka yatırımlara harcanacağı gibi…
***
Bugün Hürriyet’i bakanlığa devir yaptı diye suçlayanlar, eleştirenler içimizdeki İrlandalılardır.
Onlar kaostan beslenen fırsatçıların ta kendileridir.
Ben tabloyu olumlu buluyorum.
Her iki başkanın da halk için attığı siyaset üstü adımı tebrik ediyorum.
Başkan Büyükakın için de kolay bir adım değildi.
İstese Cedit üzerinden İzmit’e yürüyebilirdi.
Anlık olarak tabanının gönlünü hoş edebilirdi.
Hürriyet ona, o Hürriyet’e derken bize bol bol malzeme çıkar ama şehir saçma sapan bir tartışma yüzünden bir arpa boyu yol alamazdı.
Burada yapılan neydi?
Uzlaşı siyaseti.
Öncelenen ise halktı.
Halka rağmen siyaset yapmaktan kaçınan başkanlar böylelikle kentteki havayı da yumuşattı.
***
Bugün ne AKP’den ne CHP’den projenin geldiği noktayla alakalı olumsuz düşünen çıkmadı.
Çıkarsa bile münferit olacaktır.
Yoksa hiçbir akıl “bunu niye böyle yaptınız” diye sormaz, sormamalı.
Zaten belediyeler hatta devlet zorda.
Gelirler düştü. Yarın için kimse önünü göremiyor.
Kimsenin öngöremediği günler yaşıyoruz.
Dolayısıyla devlet bize el atmışsa bundan mutluluk duymalı.
***
Cedit’te tam 4 buçuk yıldır süregelen bir mağduriyet söz konusu.
Oranın siyaset yapılacak yer olmadığını bilen başkanların gösterdiği olgunluğu takdirle karşılamak gerek.
Bana kalırsa İzmit için, kent siyaseti için, en önemlisi de halk için iyi bir sınav verdiler.
Bu konuda kavga bekleyenler ise hüsrana uğradı.
Zaten onlara yapacak bir şey yok!
Bu tipler kavga olunca neden kavga ediyorsunuz derken, uzlaşı olunca da neden uzlaştılar, altında ne var diye sorarlar.
Gerilim olsun da bundan nemalanalım diye bakarlar.
Ceditmiş, Veli Ahmet’miş, Kandıra’ymış, Dilovası’ymış gram umurlarında olduğundan değil!
Gözü kapalı, körü körüne yazar çizerler, boş boş konuşur dururlar.
İsterler ki Hürriyet de Büyükakın da onların oyuncağı olsun ama olmuyor.
Her ikisinin de kendine has yönetim tarzları var.
Bunun yanı sıra bir de ortak noktaları var.
Nedir o?
Her ikisi de boyun eğmiyorlar.
Doğru bildikleri yolda dümdüz ilerliyorlar.
Yanlışları da doğruları da kendilerine…
Ama asla karakterlerinden ödün vermiyorlar.
***
Sonuç:
İyi iş çıkardılar.
Kentin büyüğü, ağabeyi konumunda bulunan Başkan Büyükakın’ın ortaya koyduğu hatır havada kalmadı ve Bakanlık projeyi üstlendi.
Gerek Büyükakın gerekse Hürriyet bu işte küçük hesap peşinde koşmadı, risk aldı ve İzmit’i gerçek anlamda “Gülümsettiler”
Şimdi Cedit mutlu, İzmit mutlu.
Halkın mutlu olduğu yerde kimin mutsuz olduğu umurumuz olmamalı.
Bu yaklaşımla kazanan İzmit oldu.
Çünkü belediye demek halk demek.
Halka rağmen siyaset yapılmayacağını canlı olarak bize gösteren her iki başkana da bir İzmitli, İzmit sevdalısı olarak teşekkür ediyorum.
Demek ki neymiş?
Birlik ve beraberliğin olduğu yerde “İzmit gülümsüyor”, şehir “Mutlu şehir” olmaya yaklaşıyormuş.
Yani “Mutlu şehir” olmanın formülü aslında çok basitmiş…!
Bunu ulaşılamaz bir şeymiş gibi zirvelerde masaya yatırmanın da pek bir manası yok.
Formül çok açık…
Hani AKP’liler bir iddia ortaya koymuştu ya, hani hiç hayata geçiremedikleri o formül vardı.
Neydi o?
Tevazu-Samimiyet ve Gayret.
Başkanlar tevazuysa tevazu, samimiyetse samimiyet…
Bunları öne katarak gayretle başardılar.
***
Sloganlar hayata geçerse anlam kazanır.
Bu iş de bana bunu çağrıştırdı.
Neticede İzmit’i gülümsettiler…