İddialı çıkış “Artık biz de varız…!”
Aktif siyasette önemli görevlerde yer almış,
Geçmişte ülkü ocaklarında sorumluluk üstlenmiş,
Okumuş, mühendis olmuş, sonra anne olmuş,
Ancak eşi tarafından, bir şekilde öne çıkması engellenmiş bir kadın düşünün!
Hicran Bozkurt…
Geçenlerde gazeteye ziyaretime geldi.
O kadar güzel sohbet ettik ki, kelime kelime aktarmak istiyorum.
Bir kadın isterse neler başarabileceğinin canlı örneği olan Hicran hanımın özgüveni
Gerçekten çok hoşuma gitti.
AKP için çok değişik ve olması gereken bir profil.
İzmit’e okumaya gelmiş, sonra eşi ile tanışıp evlenince İzmitli olmuş.
Mezar yerimi bile buradan aldım, eşimi memleketine defnettirmedim diyor.
Bir kızıyla ve 150’yi geçen çalışan sayısıyla iş dünyasında eşinin yokluğunu aratmıyor.
Diğer yandan, yıllardır geri plana itilmenin verdiği öfkeyle karışık üzüntüyü artık fırsata çevirmeyi istiyor.
Bir ekmeğin fiyatını bilmezdim diyor, fakat şimdi verseler memleketi yönetecek kudreti kendinde görüyor.
AKP’nin şu sıralar favori ismi olan MKYK Üyesi, Milletvekili Av. Emine Zeybek ile yakın arkadaş oldukları biliniyor.
Ama asla buna sığınmıyor, bu dostluktan ilave bir şey beklemiyor.
Kadınların yerel yönetimlerde olması gerektiğine inanıyor.
“Artık biz de varız” diyor.
Çok keyif aldığım sohbetimizden geniş bir bölümü sizin için kaleme aldım.
Sıkılmazsanız okuyun derim…
Hicran hanıma baş koyduğu yolda başarılar diliyorum.
-------------------------
***Hicran Hanım, neden aday adayı oldunuz, nasıl karar verdiniz?
Özellikle yerel yönetimlerde belediye kanatlarını bir şekilde harekete geçirmek gerekiyor. Ne yapılabilir bakmak lazım. Mesela KOMEK ve İZMEK gibi yerlerden mezun olup da üretken olan bayanlar bunu ticarete dökemiyor. Ben bir şekilde bayanların sosyal hayatlarındaki becerilerini ticarete geçirmelerini istiyorum. Sonuçta ben de 2014’ün sonuna kadar jeoloji mühendisiydim. 1994-1997 yılları arasında ülkü ocakları kadın kolları başkanlığı yaptım. 2002 yılında Ak Parti kuruluşunda yer aldım ama bilfiil ticari hayatım olmadı. Hep erkek hegemonyasındaydım, rahmetli eşim önde oldu. Ben daha geriden takip ettim. Sivil toplum kuruluşların yer almayı tercih etmek zorunda kaldım.
***Zorunda kaldım derken…?
Çünkü sizde biliyorsunuz, meslek olarak erkek mesleğine haiz olduğum için kendimi o erkeklerin içerisinde ifade edememekten korktum belki de. O yüzden biraz daha geri planda kaldım veya toplumun yetiştirdiği bir kız olarak erkekler hep önde olacak yargısını bilinçsiz bir şekilde kabullendim onu da bilemiyorum. Ben bunu siyasetin her kademesinde de dikkatle gözlemliyorum. Kadın ne olursa olsun bir adım, iki adım geride kalıyor. Belki de hani denir ya mahalle baskısı, toplum baskısı, yetiştiğimiz anane kültürüdür. Eş bir adım önde oldu ve biz sivil toplum kuruluşlarında kadın kollarında yer aldık. Fakat başıma böyle bir şey geldiği zaman (eşinin vefatı nedeniyle) sudan çıkmış balığa döndüm.
***Hem de tahsilli, mesleği olan bir kadın olduğunuz halle afalladınız, değil mi?
Ne kadar eğitimli olursanız olun. Ne kadar iş hayatına haiz olursanız olun okyanusta tek ayaküstünde kalmak gibi. Ne yapacağımı bilemedim. Hazır bir iş vardı elimde. Tek bildiğim meslekte bu. Benim yetiştiğim meslekte bu. Batıracaksam da ben batıracağım dedim. 5 yıl oldu. Taşı taş üstüne koymaya çalıştık. Ama siyasetle de yoğrulduğumuz için bir de acı bir tecrübe yaşadığımız için bunu insanlara bir şekilde faydalanacağı bir hale getirmek istedim. İş yerimiz Allah’a çok şükür devem ediyor. Toplumda benim yaşadığımı yaşayan bir sürü kadın var. Her şeyden önce ben onlara nasıl yardımcı olabilirim diye düşündüm. Bu yola girdim.
***Tepkiler nasıl olumlu mu?
Tepkiler gayet olumlu. Artık İzmit halkı bir kadın belediye başkanını hak ediyor. Hangi partiden olduğu önemli değil. Ama kadın olsun. Bizi anlayan, halkı anlayan bir aday. İnsanlar artık sadece asfalt ve yol istemiyor. Bunlar belediyelerin yapması gereken mecburi hizmet. Bunun dışında halkın istediği evde annelerimizin ve çocuklarımızın istediği, sokaktan geçerken bir çay koyun çay içelim diyeceği, aradığında ulaşabileceği bir başkan olsun. İçimizden biri dediğimiz bir tabir var. İçimizden biri demek, ulaşılmaz olmak, siyah makam arabası ile gezmek değil.
***Çok zor bir bölgeden giriyorsunuz. İzmit özellikle AKP’nin en zorlandığı bölgelerden birisi. Çok da göç alan bir nüfusu var. Dolayısıyla işiniz kolay değil. İki kere kolay değil. Hem parti açısından zor kazanılan bir bölge hem de kadın olarak partiden aday çıkmak zor. İlkini sorayım. Kadın olarak aday çıkmanın zorluğu konusunda partiden büyüklerle görüştünüz mü? Mutlaka istişare kurulunuz var. Sizi cesaretlendiren birileri var mı?
Ben zaten 2002’den beri kadın kollarında teşkilat başkanıyım. Bu 2016’ya kadar devam etti. Aslında bütün kadınlarımız gerçekten belirli mevkilere bu süreçte yetiştirilerek getiriliyor. Bir istişarede bulundum dersem yanlış olur. Kimsenin desteğini veya biz seni destekleyeceğiz gibi bir söz almadım. Dışarıdan bakıldığı gibi olmuyor aslında. Onun adamı bunun adamı değil. Ben kimsenin adamı değilim. Ben halkın adamıyım. İşin gerçeği bu.
***Emine Zeybek’e yakınlığınız avantajınız olarak görülüyor.. Toplumun bakışını söylüyorum. Kadınlara verdiği değerle anılıyor. Kadınlara tutumu belli. Bu anlamda da sadece şahsınıza değil, kadın adaylara pozitif ayrımcılık yapar mı sizce?
Emine hanım her şeyden önce Adaleti temsil eden bir kadın olduğu için ilk önce liyakate önem vereceğine inanıyorum.
****Liyakat konusunda şüphemiz yok! Bahsettiğim farklı bir şey?
İzmit belediyesine aday olan kadın olarak şu an görünen benim. 25 ile 12’si arasında belki başka kadınlarımızda çıkacak. Ben niyetimi Emine hanımla ve diğer vekilimiz ile de paylaştım. Bu niyetimi biliyorlar. Bir görüşme içerisine girip de beni destekler misiniz gibi bir şey yapmadım. Emine hanım bütün kadın adaylara öncelikli olarak destekleyecektir. Bunu zaten sık sık dile getiriyor. Radiye Sezer hanım da çıkacak bütün kadın adayları Kocaeli genelinde sonuna kadar destekleyecek. Milletvekilleri seçimlerinde de işin gerçeği keşke üç kadın olsaydı. Çok zorlayan bir partiyiz aslında.
***AKP’nin 13-0 üstünlüğünün olduğu bir kentte kadın belediye başkanı olmaması aslında geç kalınmış bir şey değil mi?
Asıl düşüncemiz de o. Biz bir fiil kadın arkadaşlarımızı teşvik etmek itiyoruz. Destekliyoruz. Mutlaka çıkmalısın. Toplumda erkeklere nazaran ne kadar iyi olursanız olun kadınsanız geri planda başlıyorsunuz. Siyasetten gelmeme rağmen ben de bunu yaşadım. Usulsüzlük teklif edemiyorlar, hatta rahatça indirim bile isteyemiyorlar. Söyleyeceklerini rahat ifade edemiyorlar. Kısacası bütün kadın arkadaşlarımı aday adayı olmaları için teşvik etmek istiyorum. Artık biz de varız.
***Siz buralı mısınız?
Hayır. Doğma büyüme Ankaralıyım ama öleceğim yer burası. Mezar yerimizi burada aldık. Ben bu şehri gerçekten çok seviyorum. İlk başlarda Kocaeli’yi çok sevmemiştim. İlk olarak Anıtpark yerleşkesine geldiğimizde babama baktım, dedim burası halkala ilişkiler öğrenci kayıt merkezi, oysa ben kampüs falan beklemiştim. Fakat değilmiş. Yok dediler, hepsi burası. Sonra bir sene yurtta kaldım. Çenesuyu’nun membasıdan içtim. Derler ki o sudan içen asla gidemez. Gerçekten de öyle oldu.
***Eşinizi de burada buldunuz, hepten İzmitli oldunuz öyle değil mi?
Evet, 1997 yılında daha öğrenciyken rahmetli eşim Ali Bey ile tanıştık ve iş yerimizi kurduk. İş yerini kurunca siyasi yaşamım bitti. 1994-1997 yılında ülkü ocakları kadın kolları başkanlığı yapıyordum. İş hayatına önem verdik. 2000 yılında evlendim. Sonra eşler aynı iş yerinde çalışamazlar ya öyle oldu. Parti kurulurken ben AK Parti Kadın Kollarına davet edildim. Artık buradan başka bir yer de yaşamak çok zor. Nereye gidersem gidiyim Sapanca’ya gelince içimde bir hoşluk oluyor. Ya da Hereke’den bu tarafa döndüğüm zaman mutlu oluyorum. Ben İzmit’i çok seviyorum. Doğduğum yer burası değil ama Allah nasip ederse öldüğüm yer burası olacak.
****Bu kente dair hayalleriniz de var o zaman?
Tabi ki. Eşim aslen Adıyamanlı. Doğma büyüme Gaziantepli. Fakat yatırımlarımızın hepsini burada yaptık. İzmit için yaptık. Vefatından sonra kayınvalidem Antep’e dönmem konusunda baskı yaptı. Burada yalnız başına ne yapacaksın dediler. Ama direndik onlara. Eşim de hiç Antep’e dönmeyi düşünmüyordu çünkü. Burada gömüldü. Antep’e gömülmesini istemedim. Kent mezarlığında onun yerini aldığım gibi kendi yerimi de aldım. Kesin buradayım. Son yerim burası. Başka yerde yaşamı düşünmüyorum. Nevzat Bey çitayı o kadar yükseltmiş ki. Bu konuda hiç mütevazı olmasına gerek yok. İzmit için ne yapabilirim diye düşünüyorum. Mesela kentsel dönüşüm projesini çok önemsiyorum. Ama doğru kentsel dönüşüm projelerini önemsiyorum. Doğu bloğu ülkeleri gibi sıra sıra değil de, görsel açıdan daha güzel olan yeşilliği fazla olan. Yukarıdan veyahut karşıdan baktığın zaman o kadar güzel bir görünüme haiz ki bu şehir. Bunu bozmadan imarı biraz daha genişleterek yapmak istiyorum tüm bunları.
***Yapılacak işler yok mu var tabi ama hareket alanı kısıtlı, İzmit iyice küçüldü. Siz daha çok sosyal projelere ağırlık vereceksiniz anladığım kadarıyla?
Halk artık sosyal proje istiyor. Yol şu bu, bunları kanıksadı. Onlar zaten belediyeciliğin gereği işler.
***Göreve gelin de şu Yürüyüş Yolu’nu düzeltin en azından. Yılardır böyle. En güzel taşları döşeyin. Hala kaç yıl öncekiler kullanılıyor. Işıklandırma yok, olanlar çalışmıyor. Bizim vitrinimiz burası. Ama bir türlü ağırlık verilemedi?
Biraz bütçe ile alakalı. Orası CHP döneminde yapıldı. Maliyetli bir yer. Yapılabilir. Çok da güzel olur. Tam merkez noktası. Sahil için birkaç proje düşündüm. Üsküdar sahili gibi herkesin rahatlıkla gidebileceği bir yer istiyorum. Maddi olarak daha uygun, insanların rahat edeceği, gençlerin rahat rahat denizi seyredebileceği bir yer istiyorum. Diyorum ya belediyemiz zaten birçok şeyi yapmış. Her şeyden önce iyi bir kadro ile bunları yapacağız.
***Kadın ağırlıklı bir kadro olacak mı?
Kesinlikle… Başka türlüsü düşünülemez! Farklı bakışçısına sahip olan, farklı düşünceleri olan insanlarla da olacağım. Ben iş yerimde de aynı şekildeyim. Böyle insanlarla çalışmak beni çok daha mutu ediyor.
***Eleştiri kültürünü benimsiyorsunuz yani?
Elbette öyle. Ne derseniz deyin “Evet, siz bilirsiniz” değil de “ Hayır, öyle değil” diyecek. Yani bana karşı çıkmalı. Farklı şeyler öğrenebilmeliyim. Benim düşündüğüm şeyi eminim bir başkası çok daha önce düşünmüştür. O yüzden eleştiriye son derece açık bir insanım. Yüzüme söyleyin yeter ki. Kavgamızı burada yapalım, eleştirilerinizi burada yapın ama çıkışta ortak bir fikir birliği edinilelim, dimdik ayakta duralım.
***Biliyorsunuz, partiniz temayül yoklaması yapacak. Burada adınızın önde çıkacağına inanıyor musunuz?
Ben inanıyorum. Özellikle kendimi rahat ifade edebilirsem ki İl Başkanım bir açıklamada bulunmuş, aday adaylarını teşkilatımızın her noktasında sanırım bir yerde toplayacaklar. Kendimizi ifade edebilecek, tanıtabilecek bir ortamımız olacak. Bu ortamda söyleyeceğim sözler temayüle katılan teşkilat üyelerimize iyi bir veri olacak. Bir de teşkilatlarda uzun yıllar görev aldığım için negatif olarak bana yaklaşacaklarını zannetmiyorum. Bir de inanıyorum ki kadınlar beni çokça destekliyor.
***Güler güzlüsünüz, pozitif enerjiniz var. Umarım karşılığını alırsınız…
Ben alacağıma inanıyorum.
***Nerede oturuyorsunuz?
Yahya Kaptan Mahallesi’nde oturuyorum. Komşularımızın çoğu CHP’li. Ama bu sefer oyları arttırabileceğiz.
***Yine çok iddialısınız?
Ben teşkilat başkanı olduğum dönemde hiçbir şekilde broşür dağıtamadım. Site yönetimleri asla girdirmeyiz dedi. Hatta o zaman CHP Meclis üyesi Elif Bülbül tüm binalara girerek tüm kapıları çalarak kendini tanıttı. Kendilerine söylemiştim, “Ben de broşür dağıtacağım neden izin vermiyorsunuz? Bakın Elif hanım kendi kendini tanıttı” Demişti ki o zaman ki yöneticimiz, “Hicran hanım o meclis üyesi genel ziyaret yapıyor, sen ise parti broşürü dağıtıyorsun demişti. Zaman geçti, ben de şimdi dedim ki; “Ne olacak şimdi? Ben aday adayı olacağım” O da dedi ki, seninle birlikte dolaşacağım. Senin aday olman için elimden geleni yapacağım bu konu da sana söz veriyorum” dedi. Komşularımdan özellikle bu seçim döneminde farklı oy bekliyorum.
***Ne zaman başvuru yapacaksınız?
Nasipse ayın 12’sinde.
***Neden son gün? Özel bir hazırlığınız mı olacak?
Görüşmelerim devam edecek. Daha hiç kimseyle görüşmedim. Asla vazgeçmeyeceğim de. Fakat bir Ankara’ya gidip gelmemiz gerekiyor. İstanbul’a gitmem gerek. MÜSİAD Genel Merkezi ile de görüşmem gerek. Vazgeçmek yok sadece tavsiyelerini alacağım. Ne olursa olsun ismim çıktı bir kere. İyi bir hazırlıkla son gün başvuru yapacağım. Geniş bir katılım istiyorum. Mevcut aday adaylar, STK’ları davet etmek istiyorum.
***Nasıl başlarsa öyle gider. Çok hızlı bir çıkışla ve bunu sürdürebilir kılarsanız eğer bunun teşkilatlara da yansımasının verdiği pozitif enerji mutlaka sirayet edecektir. Sıradan adaylar oluyor ya, çıkmış olmak için çıkmış olanlar var. Sonrasında da iz bırakmak önemli. Bakalım Hicran Hanıma bu adaylık neler katacak?
Bir sürü cevherlerimiz var. Kızlarım diyorum ben onlara. Ne oluyor bu kızlara? Ya evleniyor, ya bırakıyorlar. Benim avantajım Ali Bey’in vefatı mı oldu ne oldu? Erkekler sürekli ön plana çıkıyor. Dur sen bir adım geri de kal diyor. Yoksa çok kadın var. Benim eşim AK Parti’ye Fikri beyin davetiyle katıldı. Rahmetli eşim bana tek bir şey söyledi, “Hicran kadın kollarından öte yok haberin olsun” tamam kadın kollarından öte yokta gelebileceğim her noktaya geldim ben. Çalışmak bir yerlerde üretken olmak istiyorsunuz. Ne yapacaksınız? Evlilik birliği bitecek çünkü erkekler onlardan önde olan kadınları istemiyorlar.
***Rahmetli eşiniz sağ olsaydı bunlara izin vermezdi o zaman, doğru mu?
Mümkün değil! CHP veya başka bir parti olması fark etmiyor. Ben eşimle aynı iş yerinde çalışamadım. Hemde birlikte kurduğumuz halde. Erkeklerin mantığı kadınlardan cidden farklı çalışıyor. Düşünüyorum da çok daha göz önünde olsaydım eşim ne yapardı? Ben yüksek lisans başvurusunda bulundum o dönemlerde. Üniversitede mülakat ile öğrenci alınıyor. Ben de yazlıktayım. 3 ay yazlıkta kaldım ve döndüm. O zaman tabi İngilizce bilgim çok daha fazla. Geldim ve İngilizce yazılı sınavını geçtim. Eşim ve birkaç arkadaşı da İngilizce sınavına hazırlanmışlar hatta o kadar ciddiye almış ki bu işi bir yıl kurslara gitmiş. O kazanamadı ben kazandım. Sonuçlar açıklandı jeoloji bölümünde tek kadın kazanan bendim.
***Öne çıkmanızdan mı korkuyordu?
Yani erkekler eşleri başarılı olsun istiyorlar örneğin benim eşim yüksek lisans yapmamı çok istiyordu fakat en ufak bir söz rencide mi ediyor artık veya geri planda mı kalmasını sağlıyor, anlamıyorum. Ben eşim istemediği için 16 yıl evde kaldım ve bunun mantığını çözemedim. Korkuyorlar. Yoksa çok desteklerdi. Kadınların neyi başaracağını aslında çok iyi biliyorlar.
***Tutuğunu koparan bir kadın modeli. Aday olur musunuz bilemem ama Hicran Bozkurt ismini Kocaeli’de galiba çok daha fazla duyacağız?
Olabilir, ben de bilmiyorum ama ideallerim var Aysun Hanım. Özellikle eşim vefat ettikten sonra bana bir tek şey sordular hem de aynı gün içinde, çünkü bizim işimiz 7/24 devam eden bir iş. Ben zannediyordum ki sadece tek çocuğum var. Bana dediler ki, “Tamam mı devamı mı…?” Şirket nasıl yönetilir bilmiyorum, ticaret nasıl yapılır bilmiyorum, alacak verecek nedir ne olacak onları bilmiyorum. Devam dedim. Pazartesi oldu bana bu sefer işe gidiyorsun dediler. Böyle bir kaldım. Nasıl olacak. Cumartesi eşim vefat etti Pazar defnettim Pazartesi işbaşı. Nasıl yani dedim. Gittim işyerine ve anladım ki benim 110 tane daha çocuğum var. Ben ise sadece bir kızım var zannediyordum.
***Eşiniz hiç sorumluluk vermedi mi size?
Bakın, ben ayın 15’i nedir bilmezdim. Hiçbir zaman bakkala gidip bir ekmek alıp da çıkan biri değildim. Bakkalın ne olduğunu bilmiyordum. Sonra iki yıl geçti alacakları verecekleri her şeyi hallettik. Belki de o sürecin öyle olması daha iyi oldu. Oturup yas tutmadım. Mücadele ettim. Çünkü ayın 15’inde personel maaş bekliyor. 29’unda eşim vefat etti. İlk maaşı ödediğimde ki mutluğumu hatırlıyorum da... Sonra 25’i, 30’u da varmış. Sanırım bu hiç bitmiyor dedim. Ne rahat yaşammış aslında benim ki. Ama olsun, bu da çok başka bir huzur.
***Sizin işiniz erkek egemenliğinin fazla olduğu bir iş yanılmıyorsam?
Evet, zor bir iki yıl geçirdim ve dedim ki bir daha erkek mesleği olan bir şey yapmayacağım. Çok personel ile de iş yapmayacağım. Nasip olursa böyle çorap, çamaşır, güzellik merkezi… Sonra bir gün MÜSİAD’da toplantı halindeyiz. Dediler ki bir merkez açacağız. Kızımın da tek varlığı ben olduğum için beni çok destekler. Benim annem başarır der her zaman. Gurur duymak övünmek istiyor. Benim annem başarır dedi. Dedi ki bana biz buraya ortak olmalıyız. Kızım bir dur dedim ama Melek, “Anne laboratuvar en iyi bizim işimiz. Ben sana inanıyorum” dedi. Şimdi test otomasyon merkezini açacağız. Bir laboratuvarımız daha var. Çarpışma testleri yapıyoruz. Erkeklerden uzaklaşmak istedikçe içine giriyorum. Şimdi sıra erkeklerden belediye başkanlığını almada.
***Eşi tarafından bir şekilde bastırılmış bir kadın olarak işiniz kolay değil. Sizi en çok kimler destekliyor?
Ben çok şanslı bir kadınım. Sonuçta hazır bir iş yerim vardı. Yapabilirliğim çok fazlaydı. Gerçekten güzel dostluklar edinmiştim. Siyasete ilk başladığım zaman herkes bana, Bozkurt soyadınız, Körfez’de Bozkurtlar var işte şurada Bozkurtlar var siz hangi aileden geliyorsunuz. Ben de derdim ki biz üç kişiyiz. Kimse ile bağlantımız yok derdim. Ama Ali vefat ettikten sonra gördüm ki, özellikle cenaze sırasında biz çok dost biriktirmişiz. Beni hiç yalnız bırakmadılar. Özellikle MÜSİAD. Onların desteğini asla unutmayacağım. Partimde ki çoğu arkadaşlarım, kadınlar…
***Aday olarak bir kadınla mı yoksa erkekle mi yarışmayı tercih edersiniz?
Kadınla yarışmayı tercih ederim. Bizim evde ki kedi bile kadın. Baktığımız zaman Ali Korkmaz Başkanla da çalıştım, Hasan Bey’i de yakından tanırım, Erdoğan bey de aynı şekilde, Zekeriya beyi zaten tanıyordum hepsi de eminim çok iyi işinin ehli insanlar ama ben onlar olsun istemiyorum çünkü kendim aday adayıyım. Tabi sonuçta nasip işi bunlar.
***CHP’den Fatma Hanım ile yarışabilirsiniz?
İnşallah, neden olmasın. Kaliteli bir yarış olur.
***Hakkınızda hayırlısı Hicran Hanım. Kadınlara bakışım hep farklıdır. Sıradan herhangi bir kadının hikayesi, en iyi erkeğin hikayesine taş çıkartır. O nedenle kadınlara destek olmanın değerli olduğunu düşünürüm.
de bu yönünüzü bildiğimiz için bir kadını ziyaret etmeyi daha uygun bulduk. Desteğinizi esirgemeyeceğinize inanıyorum. Teşekkür ederim.