KOTO’da OSGB krizi mi var?

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

Kocaeli ticaret Odası, oda Başkanı Özdağ’ın başına gelenlerden sonraKamuoyu nezdinde bir hayli güç kaybına uğradı.Kocaeli’nin en etkili ve en prestijli sivil toplum kuruluşlarından biri olan KOTO,Deyim yerindeyse git gide kan kaybediyor.Başkan Murat Özdağ’ın üyelerden çok iktidara yönelik adımlarıKurumun yeterince sivil olmasının önüne geçti.Bir de buna “paralel örgüt” olayları eklenince, KOTO bir hayli yıprandı.***

KOTO’nun başında şu an terör örgütü üyesi olmaktan, teröre yardım ve yataklık etmekten suçlanan bir başkan var.Belli zamanlarda karakola gidip imza atan, yurt dışına çıkışı yasaklananVe sokaklarda özgür yürüyebilmek için 250 bin lira kefalet ödeyen…Bu işin akıbeti ne olur hala belli değil.Belki hiçbir şey olmayacak, belki dosya öylece kapanacak.Ama neresinden bakarsanız bakın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hiç sevmediğiAdeta en büyük düşman ilan ettiği “paralel yapı” yaftası, geldi Özdağ’ın üzerine yapıştı.

***

Özdağ oda başkanı değil de yönetim kurulu üyesinden biri olsaydıdurum farklı olurdu.Ama en tepedeki isim paralel yapıya destekten gözaltına alınıp, halen yargılanmaya devam ediyorsa, bu o kuruma da zarar veriyor demektir.Zaten Murat Özdağ bunu tek başına üstlenmiyor.Sonu ne olacaksa beraber olacak dercesine, paralelle ilgili tüm açıklamalarıKOTO üzerinden yapıyor.İşin tuhafı buna ne oda yönetiminden ne pısırık meclis üyelerinden,Ne de TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’ndan tepki gelmiyor.

***

Diğer yandan Özdağ, tüm bunlar başına gelmemiş gibi KOTO’da ki enteresan uygulamalarına devam ediyor.Hala olanlardan ders çıkarmış değil.Kafasının dikine dikine işler yapıyor.Üstelik yaptığı uygulamalarla kendi üyelerinin de antipatisini kazanıyor.Mesela bir örnek vereyim;

***

Bilindiği gibi 1 temmuz itibariyle bütün iş yerlerinde Ortak Sağlık Güvenlik Birimi Hizmeti almak zorunlu hale getirildi.Yani tek bir kişi bile çalıştırsanız, hiç riskiniz olmayan bir işletmeniz de olsaBu uygulamaya uymak zorundasınız.Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının talimatı doğrultusunda çoğu iş yeriHemen tedbir alarak OSGB hizmeti veren şirketlerle anlaşmaya vardı.Bu yasanın ne kadar gerekli olup olmadığı konusuna şimdilik girmiyorum.Tamamen hizmet sektörüne para kazandırmak için vatandaşa artı yük bindirilmesine hiç gönlüm razı değil.Çünkü ciddi anlamda bir iş güvenliği uygulaması yapılmayacak.Rutin kontroller, rutin imzalar havada uçuşacak ve birileri bundan para kazanacak.Ama tabi bizler Devletine vatanına saygılı bireyler olarak bu kaideleri uyacağız.Zaten başka da şansımız yok.

***

Neyse; konumuza dönelim.OSGB hizmeti zorunlu hale getirilince KOTO’da atağa geçmiş normal olarak.Tahmin edeceğiniz gibi KOTO bünyesinde çok sayıda işçi çalışıyor.Yasanın zorunlu hale gelmesinden mütevelli KOTO hemen arayışlara girmiş.Ve iş güvenliği işini, İzmit’te faaliyet gösteren Dayanak OSGB firmasına vermiş.Bunda ne var şimdi diyebilirsiniz.Elbette verebilir ama garip olan şu ki, Dayanak OSGB bu işi bedelsiz kabul etmiş.Onlarca işçinin çalıştığı büyük bir kuruma bedelsiz hizmet vermesi sizce de acayip değil mi?Biraz araştırdım. Hizmet veren şirketin savunması şu şekildeymiş.“Efendim, biz eğitimlerde ve bazı toplantılarda KOTO’nun toplantı salonunu kullanıyoruz. Bizden hiçbir şey talep etmiyorlar.Biz de centilmenlik anlaşması yapalım” dedik.

***

Böyle bir şey olabilir mi gerçekten?KOTO üyesiyseniz tabi o salonları sen ben hepimiz kullanacağız.Orası Murat Özdağ’ın araç satış merkezi değil, hepimizin malı.Yani bu lütuf mu şimdi?Elbette belli kurallar ve program çerçevesinde KOTO’nun o salonları üyelere açık.Ama sen dersen ki, KOTO bize lütufta bulundu, o zaman bir beş dakika duracaksın.Velev ki öyle; bunun karşılığında sana “KOTO’ya bedava OSGB hizmeti vereceksin” diye bir dayatmada mı bulundu?Bırakın bu işleri Allahınızı severseniz!

***

Herkes üç kuruşun hesabını yaparken milletin aklıyla alay etmeyin lütfen!Her şey ortada! Aradaki centilmenlik anlaşması değil, düpedüz birbirini koruyup kollama meselesi.Bunu ben değil, KOTO üyesi olupta bu işten rahatsız olan o sektörün insanları söylüyor.Anlayacağınız Özdağ, yine üyelerine feyk attı ve yine birilerinin gönlünü kırdı.Halbu ki tüm üye şirketlerden teklif alınıp, en makul olanına karar verilebilirdi öyle değil mi?OSGB firmaları böyle bir teklifin kendilerinden istenmediğini savunuyor.

***

Ahh Özdağ ahh..!Hala aynısın, hiç vazgeçmiyorsun.Senin başını bu paralel yapı olaylarından çok üyelerin yakacak gibi.Bari onların gönlünü kıracak işler yapma ki bir daha ki dönem üzüm yemeye yüzün olsun.Hoş, ne yapsan işin zor o da ayrı mevzu…Baksanıza, bugün nerede protokollü bir program varsa o protokoldekiler ilk ne soruyormuş biliyor musunuz?“Özdağ var mı? O varsa gelmem” diyormuş.Yan yana görülmekten, adının yan yana anılmasından ödleri kopuyor.Sen sen ol, bunlara güvenme, ne varsa üyelerde var.Dön yüzünü onlara, asli vazifene bak diyeceğim amaBu anlamda hiç umut vermiyorsun.En iyisi sen bildiğin yoldan devam et!