Büyükakın’ın VİP aracı ilgi görmedi
CHP İl Başkanı Sayın Sarıbay bugünkü basın toplantısında kentle ilgili konulara değinmeye çalıştı.
Kamuoyuna bizim duyurduğumuz Büyükakın’ın makam aracı konusunda neler söyleyeceğini doğrusu merak ediyordum.
Aslına bakarsanız sadece CHP’nin değil, tüm siyasi partilerin, siyasetle ilgilenen kişilerin, basının yorumu önemliydi.
Çünkü göreve geldiği günden bu yana adı tasarruf ile anılan bir belediye başkanıydı Büyükakın.
Üstelik kendinden önceki başkanın lüks cipini 629 bin liraya satmasıyla göz doldurmuştu.
*
Belediyedeki saltanata son vermek için adım üstüne adım atan Büyükakın’ın makam aracı elbette biz gazeteciler için önemliydi.
Ama ortada bir tezatlık vardı.
Büyükakın’ın kullandığı minibüsün ederi 130 bin liraydı.
Yani bugün orta segmentte bir işadamının, politikacının, bürokratın hatta iyi bir fabrika işçisinin dahi binebileceği fiyat aralığındaydı.
Onu bırakın, yavru iktidar MHP’nin il başkanının bindiği araba bile Büyükakın’ın aracını ikiye, üçe katlar!
*
Başkan Büyükakın ilk artısını kullandığı mütevazı makam aracı ile elde etmişti.
Fakat daha sonra aracın içine ekstra masraflar yapıldı.
Bunun için büyükşehir belediyesinin iştiraki olan Kent Konut üzerinden ihale açıldı.
İhale sonucu Bursalı bir firma Başkanın aracını 250 bin lira karşılığında VİP hale getirdi.
Bu haberi yorumsuz bir şekilde okuyucularımızla paylaştık.
*
Haberimize gelecek tepkileri doğrusu merak ediyordum.
VİP araç ve AKP terimlerine kulağımız çok alışıktı.
Vatandaş da böyle haberlere çok ilgi gösteriyordu.
Ama bir taraftan da iki milyonluk kenti yöneten adam bırakın 380 bin liralık arabaya binsin diyordu aklım ve mantığım.
Yani bunu mal bulmuş mağribi gibi verirsek, işin sonunda vatandaşa karşı madara olmakta vardı.
Neyse, en doğru yorumu vatandaş yapar dedik ve haberi yorumsuz biçimde yayımladık.
*
Merak edenler için söyleyeyim, Başkan Büyükakın’dan habere en ufak bir tepki, açıklama vs. gelmedi.
Beklendiği gibi ortalık ayağa da kalkmadı.
Yani bir, Karaosmanoğlu’nun Audi cipi kadar rağbet görmedi.
Bugün CHP’li Sarıbay bile ağız ucuyla eleştirir gibi yapıp konunun etrafından dolaştı.
Tüm bunlardan anlıyoruz ki, Büyükakın tasarruf konusunda halktan geçerli not almış.
Onun 130 bin liralık arabaya binmesi yeterince tevazu sahibi olduğunu kanıtlamış.
İçine yapılan harcamayı ise normal karşılamış.
Ben gelen tepkilerden bunu anlıyorum.
Büyükakın’ın tepkisizliğini de aynı nedenlere yoruyorum.
Biz işimizi yaptık, olanı ortaya koyduk, takdiri vatandaşa bıraktık.
Yarın bir gün “yemişim tasarrufu” deyip kılık değiştirip saltanat heveslilerine benzerse yine ilk biz yazarız.
Bizim işimiz gazetecilik.
Yağcılık veya tetikçilik değil!
SARIBAY'A NE OLDU BÖYLE?
CHP Kocaeli İl Başkanı Cengiz Sarıbay uzunca bir aradan sonra basın toplantısı yaptı.
Doğrusunu isterseniz neler söyleyeceğini merak ediyordum.
Malum, Cengiz Başkan epeydir tatil modundaydı.
Yerine ise veliahtı olarak görülen Harun Yıldızlı bakıyordu.
Yıldızlı’nın varlığıyla yokluğu belli olmayınca kentteki siyasi havada CHP’nin sesi soluğu çıkmaz olmuştu.
Onca gelişme yaşanıyor ama CHP’den ses yok…!
Oysa Harun Yıldızlı gibi aklında CHP il başkanlığı olan biri için
Sarıbay’ın Bodrum’da olması bulunmaz fırsattı.
Ama Yıldızlı bunu bırakın fırsata çevirmeyi, CHP’yi kamuoyu nezdinde temsil edemedi.
*
Şimdi ben böyle diyorum ya, benim bu sözlerime Harun Yıldızlı’dan çok Cengiz Sarıbay alınacak.
Ama yapacak bir şey yok!
Kendisine de defaten söylediğim gibi, o siyasetçi ben gazeteci…
Dolayısıyla herkes işini yapacak.
Nasıl ki ben Sayın Sarıbay’a mesleğinde kimin davasını alıp kiminkini almayacağına karışamıyorsam, o da bizim yaptığımız işi saygıyla karşılayacak.
Aslına bakarsanız Cengiz Başkan son günlere kadar tam da bahsettiğim profilde bir il başkanıydı.
Hoşgörü kalibresi oldukça yüksekti.
Kendisi hakkında yazdığım onlarca eleştiri yazısından birine dahi alınganlık göstermedi.
Her seferinde arayıp, eleştirilere karşı cevap hakkını kullandı.
Son derece nazik bir üslup ile yaptığım işe saygı duyduğunu ifade etti.
Ancak ne olduysa oldu, Sarıbay birdenbire başka bir boyuta geçti.
*
Geçtiğimiz haftalarda Harun Yıldızlı hakkında yazdığım “Ondan il başkanı olmaz” başlıklı yazımdan sonra Cengiz Başkan başka bir kimliğe büründü.
Kalabalık bir ortamda, üstelik yazının üstünden günler geçmişken, beni telefonla arayıp sitem etme, gönül koyma hakkına sahipken bana herkesin içinde yazdığım yazıyı yakıştıramadığını söyledi.
Hem de sinirli ve sert bir üslup ile…
Ben de kendisine aynı sertlikte cevap verdim -ki, bunu hiç istemezdim.
Çünkü saygı sınırlarına çok dikkat eden biriyim, aynısını da karşımdakinden beklerim.
Ama şaşırmıştım, kalabalık içerisinde bana böyle üst perdeden konuşma hakkını nereden bulmuştu?
Harun Yıldızlı hakkında yazdığım yazı benim görüşümü yansıtıyordu.
Gazeteci olarak fikrimi ortaya koymuştum.
Bunun nesini hazmedemedi?
Gören de Harun Yıldızlı’ya galiz sözler ettim falan zanneder.
*
İşin tuhafı yazıya konu olan şahıstan en ufak bir tepki dahi gelmemişken Sarıbay’ın tepkisi anlamsızdı.
Ben de haddimi aşıp, “Sen Yıldızlı’nın avukatı mısın” deseydim hoş olur muydu?
Olmazdı elbette…
“Ondan neden il başkanı olmaz” dediğimin altını dolduracak argümanları tabiki ilerleyen günlerde paylaşacağım.
Bu asla kişisel bir mesele değil, olamaz da…
*
Benim anlatmak istediğim şey şu:
Cengiz Başkan bugün basındakilere kendilerine çeki düzen vermesini söylerken, kendisi de dikkatli olmalı.
Bana insan olarak gönül koyma hakkı tabiki var.
Güncel hayatta bunun olması çok normal.
Çünkü dışarıda o benim Cengiz ağabeyim.
Ama kurumsal manada o ana muhalefetin il başkanı ben de bu kentin gazetecisiyim.
Normal yaşamda AKP il başkanı Mehmet Ellibeş de benim büyüğümdür, ağabeyimdir.
Gördüğüm yerde “Mehmet abi” diye hitap edecek samimiyeti kendimde ve onda görürüm.
Ancak bulunduğumuz kulvarlar bizim birbirimize saygı duymamızı gerektirir.
*
Benim tanıdığım Cengiz Sarıbay, nerede durması gerektiğini iyi bilir.
Bu işin ayarını çok güzel yapar.
Ama demek ki herkesin bir yumuşak karnı varmış, onunki de Harun Yıldızlı’ymış.
Ne diyelim… Umarım muvaffak olurlar.
Kendi adıma her ikisiyle de hiçbir derdim yok!
Sadece önce gazeteci, sonra CHP’yi iyi bilen biri olarak fikir beyan ediyorum.
Haksız mıyım?
Sarıbay’ın boş bıraktığı alanı Harun Yıldızlı doldurabildi mi?
Veya Yıldızlı’nın aklınızda kalan siyasi bir demeci, ya da kentle ilgili bir önerisi var mı?
Olamaz zira istese de dengeler buna izin vermez.
Varsa gereğini yapmaya hazırım.
Çünkü her insan bir kere de olsa bir şansı hak eder.
Buyursun, meydan Harun Yıldızlı’nın.
Görelim bakalım siyasette ne kadar iddialı olabiliyor?
--------------------------------------