“Sana bir kafa atarım…!”

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

Geçtiğimiz Haziran ayında bir yazı yazdım.

“Kocaelispor’u siyasete teslim ettiler” başlığıyla.

15 Temmuz darbe girişiminden sonra ha gitti, ha gidecek diye bakılan birine iade-i itibar yapılmasına anlam veremediğimi ifade etmiştim.

Kocaelispor kulüp başkanı Hüseyin Üzülmez’den söz ediyorum.

Eski başkan Bahri Yavuz’un listelere olan hakimiyetiyle beraber kolayca başkanlığı elde ettiğini hatırlatıyorum.

Belediye başkanlığını da aynı bu şekilde çok kolay elde etmişti.

Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü liderin albenisiyle Kartepe’de odun koysalar kazanacakları bir atmosferde, AKP Üzülmez’i aday gösterdi.

Soğuk, herkese tepeden bakan, yoktan anlamayan, empati kurmayı bilmeyen, kendini üst tabaka zanneden Üzülmez, yaptığı belediye başkanlığıyla Kartepe’ye beş yıl kaybettirdi.

Hatta mesaisinin çoğunu şimdi olduğu gibi İzmit Yahya Kaptan Mahallesinde geçirdi.

*

Parayı çok seviyordu, belediye başkanı olduğu halde ticaretteki ivmesini aşağı düşürmedi.

Yeni mülkler aldı, zora giren dostlarına yardım etme bahanesiyle mallarını üç kuruşa kapadı.

Yani Üzülmez baya bir zengin oldu.

Bu zenginliğini belediye başkanlığı sayesinde elde etti demiyorum!

Belediye başkanından çok girişimci bir iş adamıydı diyorum.

Üzülmez, bir ara İzmit belediye başkanı olma hayaline bile kapıldı.

Neyse ki partisinde onu ciddiye alan olmadı.

Elindeki Kartepe’yi de kaybetmişti, haliyle bir şeyler yapması gerekiyordu.

Havayı çok seven Üzülmez’in bir koltuk bulması şarttı ve buldu.

Bahri Yavuz’un da desteğiyle Kocaelispor kulüp başkanlığına soyundu.

Sorunsuz, sıkıntısız başkan oldu.

*

Haziran ayında yazdığım yazıda olduğu gibi Üzülmez’e ketimizin takımına yapacağı katkılar karşısında teşekkür etmeye hazırım dedim.

Beni yanıltırsa çıkıp özür bile dilerim dedim.

Ama hali hazırda böyle bir durum söz konusu değil.

Çünkü Üzülmez takıma başkanlık falan yapıyor gibi görülse de pek öyle değil.

Ondan çok yöneticiler kendini parçalıyor, ondan çok büyükşehir belediyesi takıma sahip çıkıyor.

Bugüne kadar cebinden ne kadar harcadı, çıkıp söylese de büyük puntolarla yazsak!

*

Buralara neden geri döndüm?

Takım çok iyi gidiyor, moraller yerinde, böyle yazılara ne gerek var diye düşünebilirsiniz.

Çok şükür Kocaelispor’da keyifler iyi ama olası tehlikeyi de görmezden gelmemek lazım.

Ayrıca takımın iyi gidişinde Hüseyin Üzülmez’in aman aman bir etkisi olduğunu sanmıyorum.

Üzülmez gitsin, yönetimden herhangi biri gelsin çıta asla aşağı düşmez.

Kibir abidesi Üzülmez, Kocaelispor için kayıp sayılmaz.

Zaten her şeyi büyükşehrin gölgesinde yapmıyor mu?

Başkan Büyükakın elini çekse Üzülmez afallamaz mı?

Onunki başkasının parasıyla hava atmaya benziyor.

*

Herkes yönetici olamaz.

Hele hele gönüllülük esaslı işlerde bu çok daha zor.

Yönetiminizdekileri kendi şirketinizin elemanları gibi göremezsiniz.

Kulübün kasasını kafanıza göre kullanamazsınız.

“Ben yaptım oldu” diyemezsiniz.

Ama Üzülmez’e bu işler vız gelip tırıs gidiyor.

*

Alın, size dünkü maçta yaşananlar…

Kocaelispor-Erokspor maçında rezaletin diz boyu olduğunu görün.

Bir kulüp başkanının mali işlerden sorumlu yöneticisine takındığı tavıra bakın!

Haklı bile olsa o işlerin yeri orası mı?

Efendim, önce olayı özetleyeyim.

Bugün haberimizde de yer verdik ama biraz daha açayım.

*

Protokol tribününde, valinin, büyükşehir belediye başkanının, milletvekillerinin olduğu yerde Üzülmez ve yöneticiler maç izliyor.

O sırada Kocaelispor’un mali işlerden sorumlu başkan yardımcısı İsmail Araç, daha önce Üzülmez’in ihraç ettiği eski yöneticilerden biriyle sohbet ediyor.

Aralarında geçen ikili sohbeti üstüne alınmış Sayın Üzülmez.

İsmail Araç ve eski yöneticinin yanına gelip, “dedikodu mu yapıyorsunuz” demiş.

Üzülmez’in sözüyle deliye dönen İsmail Araç, “sana buradan bir kafa atarım” gibilerinden sözler etmiş.

Atardın atamazdın, itiş kakış başlamış.

Hemen araya girmişler ama epey bir arbede yaşanmış.

*

Tabi, İsmail Araç ile Üzülmez arasındaki gerginliğin evveliyatı var.

Üzülmez, mali işlerden sorumlu Araç’a, “Bülent Baturman’a para vereceğim” diyor.

O da tabloya bakıp, Baturman’ın alacağı olmadığını, dolayısıyla veremeyeceğini söylüyor.

“Ben başkanım, ne diyorsam yapacaksın” diyor ve asıl kavga burada başlıyor.

Dediğini yaptıramayan Üzülmez, öfkesine yenilip o tartışmayı Kocaelispor’un en önemli maçlarından birine taşıyor.

Hem de protokolün gözü önünde, binlerce kişiye aldırmadan.

*

Kibir abidesi derken, boşuna konuşmuyoruz.

Üzülmez maalesef böyle biri.

Bu gidişle Kocaelispor’da uzun ömürlü olması çok zor.

Yineliyorum, kayıp sayılmaz.

Kocaelispor’un ihtiyacı olan Üzülmez değil, kenetlenmiş bir kenttir.

Onu da dün maç esnasında gördük.

-----------------------------------

AKP KOCAELİSPOR FOBİSİNİ YENDİ

Hep diyorum; halkın takımı olsun, sivil kalsın, siyaset girmesin ama yapacak bir şey yok.

Kocaelispor zamanında siyasilerin oyuncağı olmasaydı, bugün daha rahat konuşurduk.

Oysa şimdi yaşaması için siyasetçilerin de işin içine girmesi şart oldu.

*

CHP

yani Sirmen döneminde şaşaalı günler yaşayan Kocaelispor, aynı dönemde bir o kadar suiistimal edildi.

Sirmen bu işin siyasi kazanımlarından sonuna kadar faydalandı.

Gittiği her yerde, katıldığı her programda Kocaelispor’u öne koydu, ondan beslendi.

Ancak perde arkasında kulübe yararı kadar zararları da oldu.

*

O günden beri insanlar Kocaelispor’un siyasilerin seçim vaadi yapılmasına tepkililer.

Kimse vaatlere inanmaz oldu.

Gelen vurdu giden vurdu…!

Hepsinin amacı KEV tesisleriydi.

Biri, KEV’i kendi tapulu malı gibi görüyor, diğeri düşman cephesinden elde edilen ganimet gibi bakıyor.

Arada olan Kocaelispor’a oluyor.

*

Gel zaman git zaman, Kocaelispor, eski yönetimlerin yaptığı rezil işler sonucu borç batağına düşüyor.

Neredeyse kulübün anahtarını elimize verecekleri an geliyor.

Haliyle halkın takımı olduğu için halk buna karşı çıkıyor.

Yönetim AKP’de ve AKP’nin Kocaelispor fobisi takıma sahip çıkmasına engel oluyor.

Onlara göre "Kocaelispor demek CHP demek" gibi geliyor.

Hatta kendilerine alternatif takım bile kuruyorlar.

Körfez FK

denilen kulübe absürt rakamlarda zorunlu bağışlar yaptırılıyor.

Ama olmuyor, bu makyajı Kocaeli halkı yemiyor, ille de Kocaelispor diyor.

*

El mecbur bir şeyler yapmaya başlıyorlar.

Görevde eski Başkan Karaosmanoğlu var.

Ufak ufak kulübe para salıyor ama bunlar merhem olmuyor.

Yine böyle çıkmaza girildiği bir anda halkın baskısıyla büyükşehir belediyesi devreye giriyor.

Kent Konut ile yapılan reklam anlaşmasıyla kulübün 800 bin Euro borcu ödeniyor.

Bu anlaşma yapılırken Kocaelispor kulüp başkanının yanında Karaosmanoğlu değil, dönemin Genel Sekreteri Tahir Büyükakın var.

Fakat KBB’nin Kocaelispor duyarlılığı AKP’de istenen karşılığı bulmuyor.

Bakış açıları bir türlü değişmiyor.

*

Kulüp borç içinde kıvrana kıvrana 31 Mart seçimleri kapıya dayanıyor.

O günlerde İzmit Belediye Başkan Adayı Fatma Kaplan Hürriyet ile Kocaelispor arasında inanılmaz bir bağ gelişiyor.

Hürriyet samimi ve kararlı, elinden geldiğince takıma sahip çıkacak.

Çünkü AKP’lilerin bitmek bilmeyen Kocaelispor fobisi, kentte birlik olmanın önüne geçiyor.

Dolayısıyla bu cenazeyi kaldırmak Hürriyet’e kalıyor.

*

Tam o sıralarda devreye Tahir Büyükakın giriyor.

Transfer tahtasının açılmasında önemli rol oynuyor.

Yetmiyor, Belde A.Ş’den Kocaelispor’a önemli kaynak aktarıyor.

Büyükakın’ın bu hareketi başta AKP içerisinde tepkiye yol açıyor.

Her ne kadar aleni bir tepki ortaya koyamasalar da kapalı kapılar ardında

Başta eski Başkan Karaosmanoğlu olmak üzere, Kocaelispor’a yapılanlardan memnun olmadıklarını belli ediyor.

Milletvekilleri

ise sessiz kalarak bu işi tasvip etmediklerini ortaya koyuyor.

*

Hatta Karaosmanoğlu bir beyanatında Büyükakın’ın Kocaelispor için belediyenin yan şirketi olan Belde A.Ş’den kaynak aktarmasını alenen eleştirmişti.

“Kamunun parasını profesyonel kulübe veremez, verirse devlet alır”

kabilinden sözler etmişti.

Ama bir taraftan da Büyükakın ile bir yarışa girip, “en çok ben vermiştim” diyor.

Evet, belediye veremez ama şirket verir, Karaosmanoğlu bunu pek ala biliyor.

Fakat söz konusu Kocaelispor olunca AKP’lilerin eskimişleri dahil, hepsinin şirazesi bozuluyor.

*

İşte böyle zor bir yapı içerisinde iyi bir gelişme yaşanıyor.

Kocaelispor’un başarısı karşısında AKP’liler bile kenetlenmeye başlıyor.

Çünkü artık tarlada izleri var.

Başkan Büyükakın’ın Kocaelispor’a bakışı ve sahiplenişi ortada.

En sonunda kendi tabanını buna inandırması kent adına umut verici.

*

Dün o stadyumda AKP Milletvekillerini, il başkanını, teşkilat mensuplarını boncuk gibi dizilmiş halde görünce, “vay be” dedim.

Sonunda AKP Kocaelispor’un sihrini keşfetti.

Bütün tabuları yıkıp o stadyuma geldi.

Sadece onlar mı, Fatma Kaplan Hürriyet’te Kocaelispor sevdasından gram geri adım atmadı.

Hala hodri meydan grubunun içinde maç izlemeye takıma destek olmaya devam ediyor.

Oysa “bu işi AKP’li Büyükakın ele aldı, ben artık kendimi geri çekeyim” diyebilirdi ama demiyor.

Bilakis, her maçta yerini alıyor.

*

Garip olan Hürriyet’in değil, AKP’lilerin yaptığı.

Onlar da Büyükakın’ın kararlılığı ve inadı sayesinde Kocaelispor’un siyaset üstü olduğuna, ortak paydamız ve ortak sevincimizin tek adresi olduğuna yavaş yavaş inanmaya başladılar.

Bize de bu birlikteliği sağlayanlara tebrik etmek düşer.

Hep birlikte şampiyonluğu da kutlarız inşallah.