Korkarsam namerdim!

“Öyle zamanlar tehlikelidir Şemsettin

ya gel cebime saklan

ya bırak şapkana saklanayım

kim vurduya gider insan, fırsat yok ki kendimi savunup aklanayım…” diyor Müjdat Gezen yıllar yıllar önce kaleme aldığı bir şiirinde.

Neresinden baksanız her gün geçerli bu mısralar.

Mesela şimdi, mesela bugün tehlikeli zamanlar değil mi?

Sözgelimi düşündünüz…

Oturup ne yazacaksınız, ne diyeceksiniz?

Türkiye’de durum çok mu kötü?

Ekonomik kriz mi var?

Saçmalamış olursunuz.

Saçmalamış olmazsanız bir iki güne konuşamaz, yazamaz olursunuz.

Kandıra’sı, Edirne’si, Silivri’si ağırlar sizi farkına varmazsınız.

*

Diyelim ki muhteşem salvolar yaptınız.

Hukuki hiçbir boşluk vermeden derdinizi dile getirdiniz.

Rahat mı kalacaksınız?

Ülkede ve maalesef Kocaeli’de büyük bir linç kültürü hakim olmuş.

2 kişi bir araya gelse, yanına 3.’yü buluyor.

Siz ortada kalıyorsunuz.

Hangi doğruyu yazsanız ne fayda?

Fakirin sesi yok, parası olanı susturabilene aşk olsun.

Birkaç bin lira ile atamayacağınız adım, elde edemeyeceğiniz hak yok.

*

Kendi adıma ne hukuktan, ne para babalarından, ne en ufak bir güve haiz olanlarından korkmuyorum.

Korkarsam namerdim.

Yalan yok; uykularım kaçıyor artık.

Sinir hastası oldum sayılır.

Huzurum yok.

Kentin havası beni boğuyor.

Herkesin herkesle bir kavgası, herkesin herkesle bir alıp veremediği var.

Kocaeli’yi düşünen yok.

En ufak bir haber yapsam, en ufak bir soruna işaret etsem bütün oklar üzerime düşüyor.

Zaman zaman tehditler alıyorum.

Muhabirin tehdidini düşünen yok.

Varsa yoksa köşebaşlarını esir almış meslek eskilerinin kavgaları…

*

629 bin lira makam aracını satıyor biri.

“Tasarruf yaptı” deyip alkışlıyorlar.

Yandan sadece keyfi için 250 bin lira harcıyor, aracını VİP tasarım yaptırıyor.

Kimseden ses yok.

*

Gebze KYK yurdunda duvarlar çatlıyor, betonlar dökülüyor.

Öğrenciler korkularını dile getiriyor.

“Burada kalmak istemiyoruz” diyor.

Dinleyen yok.

*

Kocaeli’de taşımacılık yapan firmalara 2015 yılında operasyon yapılıyor.

2013 yılından itibaren 2 yıl boyunca teknik ve fiziki takibe alındıkları ortaya çıkıyor.

Dava 4 yıl sürüyor.

Sonuçlanıyor.

Kimi isimler delil yetersizliğinden beraat ediyor.

Dava konusu sadece ihaleye fesat karıştırmak.

Çete kurma suçu görülmüyor.

Bugüne kadar yıllarca kendi aralarında toplantı yapıp kamu ihalelerini pay etmişler.

Kentte bugünün gündemi olması gerekirken, evde ölü bulunan yaşlı teyze kadar ses getirmiyor.

*

Derince Belediyesi basit bir dükkan kiralama işini eline yüzüne bulaştırıyor.

65 bin lira kira ödeyen Çağrı Market’in kirasını 85 bin lira yapıyor.

Market, 1 yıl 65 bin lirada sabit ücret ödemek istiyor, “Zam yapmayın” diyor.

Belediye diretiyor.

Anlaşma sağlanamıyor.

Market çıkıyor.

2 ihale sonunda Ergün Gıda’ya 39 bin 500 liraya kiralıyor.

10 yıl boyunca her ay 25 bin 500 lira zarar yazacak belediyeye.

Aldıran yok.

*

AKP Başiskele İlçe Gençlik Kolları Başkanı mekan basıyor.

Yanında adamları var.

Silahlar bellerinde.

Garsonları arıyorlar.

Bulsalar linç edecekler.

Arbede çıkıyor.

Tartışma çıkıyor.

Mekan sahibi de AKP’ye yakın bir isim.

Biz yazmasak, olayın üstü kapatılacak.

Yazıyor.

Bir iki ufak ses…

Kent kamuoyunda ve AKP’de çıt yok.

*

Gölcük’te bina manzarası açılsın diye yoldaki ağaçları söküyorlar.

Gören, duyan, bilen yok.

*

İzmit’te müze diye yatak odası dizayn ediyorlar.

Tepki gösteren yok.

*

-Büyükşehir Belediyesi’nin 2 ihalede 64 milyon liralık araç kiraladığı ortaya çıkıyor.

-Dilovası’ndaki kirliliği Alman Der Spielgel dergisi sessiz kalamıyor. Derginin haberini Türkçe’ye tercüme edip yayınlıyoruz.

-Derince’de biri mevcut, biri eski belediye meclis üyesi depremden sonra kaçak işyeri inşa ediyor.

-Bir başka mevcut meclis üyesi sundurma yapıyorum diye çatı katından normal bir kat ortaya çıkarıyor, kaçak işlem yapıyor.

-Dilovası Devlet Hastanesi Müdür Yardımcısı M.Y. hastane müdürü olarak atanıyor. Atamanın yapıldığı günün akşamı telefonla aranan M.Y.’ye “Pardon” deniliyor ve müdür yapılmadığı açıklanıyor. M.Y’nin yerine hastane müdürü olarak Derince’de görev yapan düz bir memur olan Ş.G. atanıyor. Ş.G.’nin en önemli vasfı AKP’li vekil Cemil Yaman gibi Ağrılı olması.

-Hazine ve Maliye Bakanlığı Sayıştay Raporu’nda 1999 Marmara Depremi sonrasında, 16.04.2991 tarihli Deprem Zararını Giderme ve Yeniden Yapılandırma Projesi’ne ait 1 milyon

628 bin 337 doların nereye kullanıldığının tepiş edilemediği, ilgili evraklara ulaşılamadığı belirtiliyor. Kayıp paranın günümüz kuruyla karşılığı 9 milyon 265 bin 237 lira.

-Derince Belediyesi’ni pazarcılar basıyor. Kapalı Pazar alanıyla ilgili bir anlaşmazlık söz konusu.

-Çarşı merkezde bir şahıs etek altı fotoğraflar çekerken yakalanıyor.

-Lastik Kocaeli Şube Başkanı’na saldırı gerçekleştiriliyor. Kamera görüntülerine ulaşılıyor.

-İlkokul servisçiliği yapan Kocaeli Servis Aracı İşletmecileri Esnaf Odası 2. Başkanı da olan şoför Faruk Uca linç ediliyor. Sopalı saldırıya uğrayan Uca ağır yaralanıyor.

-Ali Toltar’ın makam aracı Audi A6 satılıyor, satış ile ilgili çok farklı detaylar ortaya çıkıyor.

-Yeni otoyol inşaatı nedeniyle yerli salatalık üretimi bitiyor.

-Derince Çenedağ’da yer alan mescide kilit vuruluyor.

-Kocaeli Büyükşehir Belediyesi 177 bin lira ödeyerek sadece çikolata satın alıyor.

-Kocaeli’nin en borçlu belediyelerinden olan Körfez Belediyesi ilçedeki parklara kamera yerleştirmek için 524 bin lira ödeme yapıyor.

-Diyanet, 30 Ağustos’ta ve internet sitesindeki tarihçe bölümünde “Mustafa Kemal Atatürk”ü yer vermiyor.

-Kocaeli Barosu külliyede düzenlenen programa katılmayı reddediyor.

-Efetur’un kadın yolculara bazı koltuklar için bilet satmadığı ortaya çıkıyor.

-İzmit Belediyesi’ne 30 Ağustos’ta verilen meydan büyükşehir ekipleri tarafından tahrip ediliyor.

-29 Ekim için İzmit Belediyesi’ne meydan bırakmak istemeyen Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, kent meydanında, eski Perşembe Pazarı Alanı’nda ve Sekapark’ta teamüllere ters düşen 3 program organize ediyor.

-Yayalara yol vermeyen sürücülere ceza kesilmiyor.

-Çayırova’da 4 yabancı uyruklu işçinin hayatını kaybettiği dev fabrika yangınıyla ilgili bilirkişi raporu yayınlanıyor.

-Gebze Belediyesi 6 yıl boyunca denetlenmiyor.

-15 Temmuz anma programına sadece büyükşehir 296 bin lira harcıyor. Diğer belediyelerin harcaması net değil.

-3 milyon 534 bin liraya Kocaeli’de bir kamu hastanesi 21 aylık çamaşır yıkama hizmeti alıyor.

-İzmit merkezde bir pizzacı tuvalet için 3 lira ücret talep ediyor.

-AKP Kocaeli İl Başkanlığı ‘çok yakıyor’ diye makam aracını değiştiriyor.

-KOÜ ve GTÜ’yle ilgili Sayıştay raporları açıklanıyor. KOÜ’de 7.6 milyonluk hesap hatası var. GTÜ ihale yapmamak için doğrudan alıma yöneliyor. Kimi ihaleler ise adrese teslim yapılıyor.

-Dilovası’nda yardıma muhtaç vatandaşlara tarihi geçmiş ürünler veriliyor.

-AKP’li Çayırova Meclis Üyesi ilanından ‘cumhuriyet’ kelimesini kaldırıyor.

-KOÜ’de Turizm ve Otelcilik Fakültesi kuruluyor.

-Vali bey için en işlet saatte kentin ana caddesi trafiğe kapatılıyor.

-

*

Bu yukarıda saydıklarım sadece bu ay olanlar.

Arada atladığım birkaç on haber daha var.

Bunlar sadece benim yazdığım ‘özel’ haberler.

Bir de Sebahattin Aydın’ın yazdıkları var.

Öte yandan belediye meclislerini sıkı takip ediyoruz.

En ufak bir detayı bile kaçırmamak için terliyoruz.

Kamu ihale kurumunda yayınlanan ilanlar sürekli önümüzde.

Vekillerin bütün meclis konuşmalarına ve önergelerine yer vermeye çalışıyoruz.

Bakın bunları sadece 2 birey, 2 muhabir olarak yapıyoruz.

“Peki ama neden? Ne bir teşekkür alıyorsunuz, ne en ufak bir takdir” diyor tanıdıklar.

Üstüne üstlük öyle kötü zamanlardan geçtiğimizi de biliyoruz.

Kötü zamanlarda saklanacak şapka, yaslanacak duvar aramak yerine gövdemizi ortaya koyuyoruz.

Tek derdimiz bu kent, tek derdimiz vatandaş.

İzin verildiği kadar, sesimiz yettiği kadar yazıyoruz ve yazmaya devam edeceğiz.

Dilerim peşi sıra tarihi düştüğümüz notlar bir gün sonuca ulaşır.

Dilerim ortaya çıkardığımız usulsüzlükler çözülür.

Gerisi bir hoş seda değil mi ahir ömürde?

Kavga etmenin, kin gütmenin kime ne faydası var?