Adem Turgut karizmayı fena çizdirdi
Aslında bugünkü köşe yazısı konum Kocaelispor’du.
Oldu bittiyle ne olduğunu kimsenin anlamadığı biçimde kulübün başına getirilen Hüseyin Üzülmez’e,
Ve de kulübü elleriyle Üzülmez’e teslim eden Bahri Yavuz’a ayrı parantezler açacaktım.
Ancak bugünün gündemi ne yazık ki İsmet Çiğit ve Adem Turgut oldu.
Dolayısıyla Kocaelispor konusu yarına kaldı.
Bunları tarihe not düşmezsek yarın neler olduğunu çabuk unuturuz.
O yüzden değerlendirme yapmadan geçmek istemedim.
***
Bildiğiniz gibi Adem Turgut’un Demokrat Kocaeli’nin başından ayrılarak Büyükşehir Belediyesi’nde kurulacak olan Basın Bürosunun başına geçeceğini ilk ben yazmıştım.
Adem Turgut’a bu bilgiyi doğrulattıktan sonra kaleme aldığım yazıda Turgut’un gazetecilik dışında bir mesleği daha olan; Danışmanlık alanında faaliyet göstereceğini ifade etmiştim.
Biliyorsunuz Adem Turgut çok sayıda CHP’li belediye başkanına siyasi danışmalık hizmeti vermiş bir isim.
Yani gazeteciliğinin yanı sıra profesyonel bir siyasi danışmandı.
KBB Başkanı Büyükakın’dan teklif aldığında kabul etmesi ise son derece doğaldı.
Büyükakın’ın Adem Turgut gibi kendini solda tanımlayan biriyle yol yürümek istemesi ise bence takdire değerdi.
Eleştirilmesini ise kesinlikle gereksiz ve yersiz bulanlardanım.
Uzun vadeli düşünülmüş bir planlama gibiydi, doğru bir karardı.
***
Adem Turgut yeni görevi için son derece heyecanlıydı.
Şehrimin belediye başkanıyla çalışmak benim için büyük onur demişti.
Bizlerden destek istedi, karşılıklı iyi dileklerle telefonu kapatmış ve malum yazıyı yazmıştım.
O da dün akşam Demokrat Kocaeli’de veda yazısını yazıp, bugün belediyedeki mesaisine başlayacağını duyurmuştu.
Fakat sabah yaşanan gelişmeler herkeste şaşkınlık yarattı.
İsmet Çiğit Özgür’den kovuluyor, kovulmasıyla birlikte Adem Turgut Haldızların gazetesinin genel yayın yönetmeni oluyor.
Olacak iş değil…!
Bir gecede neler oldu da işler buraya geldi, anlamak mümkün değildi.
***
Adem Turgut’u aradım, açmadı.
Belli ki mantıklı bir gerekçe sunamamaktan çekindi.
En nihayetinde geç saatlerde sosyal medyadan “ortaya karışık” cinsten bir açıklama yayımladı.
O açıklamasında kısaca “Gazetecilik aşkının ağır bastığını” ifade etti.
Büyükakın’dan izin istediğini, dolayısıyla gazeteci olarak kalacağını söylüyordu.
İyi de bunu şimdi mi anladı?
Gazetecilik aşkı, Özgür Kocaeli’den teklif alınca mı ortaya çıktı?
Demokrat Kocaeli’yi gazeteden saymıyor muydu?
***
Bence Adem Turgut aldığı kararla karizmayı fena çizdirdi.
Büyükşehir belediyesine başlayacağı gün geri vites yaparak Haldızların gazetesinde genel yayın yönetmenliğine başlamak;
İzah edilir şey değil.
Neymiş, gazetecilik aşkıymış!
Yapmayın Allah aşkına…!
Aynı teklif CHP’li Fatma Kaplan Hürriyet’ten gelseydi, yine böyle geri vites yapar mıydı?
Şık olmadı, etik de olmadı.
Büyükakın’ın herkese nasip olmayacak türden teklifine karşın,
AKP’nin tam da göbeği sayılan bir gazeteye geçmek karizma çizikliği değil de nedir?
Profesyonelliğe eyvallah ama bu kadar profesyonellik benim gibi birine çok çok fazla..!
Bu iş tıpkı şuna benzedi; in Ali, bin Ali, şimdi de buraya otur Ali…
***
Adem arkadaşımız kusura bakmasın. Bir haftadır yaşananlar karşısında eleştirilmeyi hak etti.
Zaten o bunları göze alacak kadar rahattır.
Onun yerinde kim olsa, bu olaylardan nasibine düşeni alacaktı.
Vardır bir bildiği deyip, meslektaşımın hoşgörüsüne sığındığımı ifade ediyor;
Yeni görevinde başarılar diliyorum.
Adem Turgut için “Siyasi danışmanlık” defteri açılmamak üzere kapanmıştır.
En azından Kocaeli için…
KEŞKE KOVULMAYI BEKLEMESEYDİ..!
AKP iktidarıyla birlikte ele geçirilen, tamamen iktidar yanlısı olan pek çok basın kuruluşunun teslimiyetinden duyduğumuz rahatsızlığı durmaksızın dile getirdik.
Birbirimize her ne kadar bayılmasakta, bir kişinin yaptığı yanlışın meslek adına yapıldığını ifade ettik.
Bu konuda sitemimin hiç bitmeyeceği isimlerin başında da Özgür Kocaeli Gazetesi’nin eski sahiplerinden İsmet Çiğit geliyordu.
Ben geçmiş yıllarda İsmet Çiğit’i okumadan güne başlamazdım.
Onun yazdığı yazıları dikkatle okur, meslek adına bir şeyler kapmaya çalışırdım.
Çünkü bizim jenerasyon İsmet Çiğit gibi gazetecileri tanıdı, bildi.
Onlar bu mesleğe çok şey kattı, haklarını yiyemeyiz.
Fakat ne var ki İsmet Çiğit de medyanın dönüşüm hızına ayak uydurarak gazetesiyle birlikte aklını kiraya verenler kervanına katıldı.
***
Doğrudur, ekonomik olarak zorlandılar ancak bunun yolu bu olmamalıydı.
Gazeteyi sattıktan sonra 180 derece dönüşle baba yadigarı gazetede iktidar yanlısı yazılar yazmak
İsmet Çiğit gibi meslek duayenine yakışmadı. En azından objektif kalmaya özen gösterebilirdi.
O saatten sonra Çiğit, benim ve pek çok kişinin gözünde parayı ve gücü tercih eden sıradan bir gazeteci oldu.
***
İsmet Çiğit bu dönüşümle birlikte uzun zamandır AKP’nin kayığına binip türkü çığırıyordu.
Karaosmanoğlu’na Fikri Işık’a ve pek çok AKP’li isme bayılıyordu.
Tahir Büyükakın’a ise ikili oynamayı tercih ediyordu.
Bir yandan Büyükakın’ın kent için şans olduğunu yazarken, diğer yandan Fatma Kaplan Hürriyet’i beş yıl sonra Büyükakın’ın yerine yakıştırıyordu.
Çiğit bu tür kıvırmalarla uzun süre beden bir yerde ruh başka yerde olarak devam etti.
Zaman zaman yazılarında “Ben bu dünyaya ait değilim” demeye getirdi.
AKP’lilerin gazetesinden CHP’li Hürriyet’i daha şimdiden büyükşehir adayı bile ilan etti.
Ona oy vereceğini açıkladı. Özgür Kocaeli’de özgür olamadığını yazdı çizdi.
İsyan ettiği zamanlar oldu fakat bir türlü onurluca o koltuktan kalkmasını beceremedi.
***
En nihayetinde bugün itibariyle, AKP’nin savunuculuğunu yapar hale gelen baba yadigarı gazeteden KOVULDU!
Bu kelimeyi artık daha rahat yazıyorum, neden mi?
Çünkü Çiğit’in kendi ifadesi bu yönde….
Bugün gazetedeki arkadaşlar Çiğit’in Özgür Kocaeli ile yollarının ayrıldığını haberleştirirken;
Manşete “İsmet Çiğit kovuldu” yazacaklardı ama ben bunu çok onursuzca ve aşağılayıcı buldum.
Daha yumuşak geçmelerini söyledim.
Fakat ben bunu düşünürken Sayın Çiğit, bu sabah işine son verildiğinde gazetenin ortasına gelip;
“Kovuldum” deyip, arkadaşlarıyla vedalaşmış.
***
İsmet abi kovuldum diyorsa kovulmuştur, ondan iyi bilecek değiliz.
Keşke işi buralara getirmeseydi, keşke ayrılırken bile büyük kalsaydı ama yapamadı.
Şimdi duyuyorum, İsmet Çiğit yeni bir gazete oluşumu içerisindeymiş.
İzmit’in yakından tanıdığı sigortacı bir iş adamının finanse edeceği, CHP’nin de katkı sunacağı sola yakın duran bir gazete kurma peşindelermiş.
İzmit’i CHP’nin kazanmasıyla birlikte tüylenenler, Çiğit’i bu gazetenin başına oturtacaklarmış.
Konuşulanlar doğruysa, bir bakıma gücü eline geçiren kendi medyasını yaratmaya devam ediyor demektir.
Ne kadar başarı sağlarlar, yaşayıp göreceğiz.
***
İsmet Çiğit’e dönersek;
Sürekli baskı gazeteyi ön planda tutmaya gayret etti.
Dijital dünyayı bir türlü kafası almadı.
Halbuki dijital dünya olmasa Kocaeli’de kaç kişi onun yazılarından haberdar olabilirdi ki?
Çiğit, çağın gerekliliği olan internet medyasını hep küçümsedi hatta fırsat buldukça aşağıladı.
Bize paçavralar dedi..!
Alçak dağları ben yarattım havasındaydı.
Aslında önünde yaşanmış koca bir örnek de vardı ama o bunu göremedi.
Bir zamanlar kendinden başka kimseyi gazeteci kabul etmeyen, baskı gazeteler dışında kalan bizleri anarken söze küfürle başlayanların hali ortadaydı.
Allah insanı öyle bir yerden alıp öyle bir yere taşıyor ki, işte böyle sonunda yazacak mecra dahi bulamıyorlar.
***
Buna seviniyor muyum, asla…!
Ben Allah korkusunu yüreğimin tam ortasında hissederim.
Bir gün benim de başıma benzer şeylerin gelebilme ihtimalini düşünürüm.
Söylediğim sözlerin karşıma çıkacağını bilirim.
O yüzden kurduğum cümleleri dikkatli seçerim.
Ama bugün bunları konuşmaz da susarsak bize de yazıklar olsun!
***
İşte konuşuyorum.
Kimseye göbekten bağlı olmamanın verdiği rahatlıkla konuşuyorum.
Yıllarca bizi aşağılayan büyük abiler…
Meğer siz ne kadar da kofmuşsunuz.
Burnunuz yere düşse yerden almaya erindiniz.
Sonuç ne oldu…?
Sayenizde Kocaeli basını yaşayan canlı cenazeden farksız hale geldi.
Ama kimsenin aklı kalmasın!
Biz bu meslekte neyin yapılması, nelerin yapılmaması gerektiğini çok iyi öğrendik.
En azından kendi adıma bunu temin edebilirim.
Elimizden geldiğince gazetecilik adına her şeyin en iyisini yapmaya gayret edeceğiz.
Nereye kadar? Gidebildiği yere kadar…
***
Bir gün duyarsanız Gazete Barış kapanıyormuş veya satılıyormuş diye, iyi bilin ki öz sermayesiyle yürütemeyeceğine karar vermiştir.
Böyle bir durumda kendime kale aramam, vurur kilidi çeker giderim!
İsmet Çiğit gibi oraya buraya kıvırmam!
Olduğum gibi görünemeyeceksem, ben bu işi yapmam!
Bir partiye kendimi yaslamam, yaslayacak olsaydım bunu en rahat ben yapardım ama böyle bir şey duyamayacaksınız.
***
Çiğit’e bundan sonraki meslek hayatında başarılar diliyorum.
Yeni kurulacak olan gazetede nasıl bir kimlikle ve de yüzle okurlarının karşısında olacak merak ediyorum.
Umarım kimlik arayışı içerisinde kaybolup gitmez!
---------------------------------