KOTO neden bu kadar gergin?

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

KOTO’nun meclis toplantısını olduğunu bildiğimden dolayı,

Muhabirimize belli isimleri iyi gözlemlemesini, ayrıntıları videoya çekmesini söyledim.

Toplantıyı kendim gözlemlemeye kararlıydım ancak programım uymadığı için gidemedim.

İnşallah bir dahaki sefere baştan sona basın gözüyle o toplantıyı izleyeceğim.

KOTO’daki toplantıda yaşanan pek çok olay zaten haberimizde yer aldı.

Ancak ben size izlediğim videolardan bahsetmek istiyorum.

Ve o görüntülerden çıkardığım bazı sonuçları paylaşmak istiyorum.

KOTO’da Murat Özdağ çok sesli grupların bir araya gelmesiyle seçimi kazanmıştı hatırlarsanız.

Perşembenin gelişi çarşambadan belliydi aslında.

Bugün tek tüzükle ve belli ideolojiyle yönetilen siyasi partilerde bile en uçta fikir ayrılıkları yaşanırken,

Bir de bunlara belli tarikatların, cemaatlerin, hemşehri derneklerinin girdiği yerde

Sağlıklı bir sonuç beklemek hayalperestlik olur.

Diyeceksiniz ki, KOTO ilk defa mı karma zihniyetlerden oluşuyor?

Hayır ama ilk kez bu kadar çok rengin bir araya geldiği yapıyla karşı karşıyayız.

Ve bu zor yapıyı kaldıracak, sorunları asgariye indirecek, herkese eşit davranacak bir başkan olduğu takdirde,

Tadından yenmezdi ama olmadı maalesef.

Çok sesli ve çok renkli bir yönetim ve meclis yapısı Sayın Özdağ’a kat kat ağır geldi.

Sadece ona mı? Yanında yer alan ekibi de bu ağırlığın altında ezildi.

Ben bunu bugün daha iyi gördüm.

Meclis başkanı Bülent Karagöz ile Murat Özdağ arasında dahi ilk günlerdeki iletişim ve samimiyet yok!

Öte yandan Murat Özdağ’ın en yakınındaki isim Yusuf Koçak, odanın en çalışkan ismi olmasına rağmen,

Sanki suçluluk psikolojisi içindeymiş gibi arka sıralarda öylece oturuyor.

Çatır çatır başkanını ve yönetimini savunamıyor.

Neden? Yusuf Koçak bunu yapamayacak kapasitede mi? Bir eksiği mi var?

Tabiî ki hayır, bilakis tanıdığım kadarıyla Sayın Koçak’ın ağzı güzel laf yapar, ikna kabiliyeti de son derece yüksektir.

Ama o da biliyor ki içinde bulunduğu dava sebebiyle

Şu sıralar ön planda olmak hem kendisine hem Özdağ’a zarar verir.

Özdağ’ın yanındaki diğer yönetim kurulu üyeleri derseniz hepsi kendi havasında.

Aralarından bir tanesi de çıkıpta “siz ne diyorsunuz” diyemiyor.

Hararetli tartışmalar anında yöneticilerden Zihni Yılmaz,

başını eline yaslayıp teneffüs zilinin çalmasını bekleyen talebeler gibi oflayıp pufluyor.

Şimdi bir de bunlara tavırlarını Özdağ’a çok benzettiğim Tolga Ok eklenince tam oldu diyebiliriz.

Toplantı boyunca gördüğüm bir şey var, Murat Özdağ gerçekten çok gergin ve bir o kadar sahipsiz..

Hemde öyle böyle değil!

Son zamanlarda basında çıkan haberler, meclis üyelerinin oda yönetimi hakkında yaptığı suç duyuruları

Özdağ’ın kimyasını bozmuş.

Her ne kadar işler yolundaymış gibi davranmaya çalışsa da, işlerin yolunda gitmediği apaçık ortada.

Muhalefet meclis üyeleri keza aynı şekilde.

Üyelerin iletişim bilgileri konusunda yanıltıldıkları ve bilançonun kendilerine verilmediği konusunda ha bire bombalayıp duruyorlar.

Kabul etmek lazım, iyi yerden yakaladılar ancak biraz amatör kalıyorlar.

Ya amatör kalıyorlar ya da belli noktadan ileri gitmeye korkuyorlar.

Sonuçta kürsüde söyledikleri hiçbir şey yerine ulaşmadan karambole gidiyor.

Özdağ derseniz, tam bir kaprisli çocuk hırçınlığında.

Sanki elinden oyuncağını almışsınız da, onu geri almak için bağırıp duruyor.

Muhalefeti temsilen konuşma yapan meclis üyelerinden Yaşar Can,

Aslında güzel konulara değindi ama dedim ya, iyi satamadı.

Karşı tarafın sözlü sataşmaları karşısında dağıldı gitti.

Hepsi çektiğimiz videoda apaçık gözüküyor.

Tartışmalar arasında bir meclis toplantısı daha sona erdi.

Benim gördüğüm, bu gemi su almayı bırakın yan yatmaya başlamış.

İçindeki mürettebatta ayrı düşüncede olanlar dahil hepsi batmak üzere.

Ne seviye var ne ciddiyet!

Kimse Ticaret odasına yakışır şekilde o toplantıya hazırlanmamış.

Her iki tarafta adeta ringe çıkacakmış gibi yumruklarını sıkıp gelmiş.

Neticesinde de koca koca adamların komik komik hallerinin ortaya serildiği sakil bir toplantı oluvermiş.

Son noktada demem o ki;

Bunları uzaktan gören, “neyi paylaşamıyorlar” diye sormadan edemez..!

Çünkü hepsinin derdi başka!