İspatlamazsan şerefsizsin…!

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

Eğer önde gidiyorsan arkandan gelenlerin dost mu düşman mı olduğunu kestirmen de zordur… Arkanda neler dönüyor, neler bitiyor bilemezsin… Dost sandıklarının, çekememezlikleri, ellerinde birer hançerle sana yönelişleri sık olur.

Lafı eveleyip gevelemeye gerek yok!

Bu sabah bir internet gazetesinde şahsımı ve gazetemi hedef alan bir haber okudum.

Haberde, bundan aylar önce maddi sıkıntıya düşen ve inşaatları yarım kalan Sanberk İnşaat’ın sahibi Ayhan Öter’in;

Mal kaçırmak için bir gazeteci arkadaşının üzerine 400-500 bin liralık konut sattığı yazıyordu.

Herkes bilir ki, Sanberk İnşaat denilince akla ilk benim adım gelir.

Çünkü biz Ayhan Öter ile çok iyi aile dostuyuz.

Etrafında reklam verdiği onlarca gazeteci vardır, tıpkı bu arkadaşa da dolaylı yoldan verdiği gibi.

Ancak bizimle olan dostluk bağı bambaşkadır.

Bugün Başiskele’de bize yakışır bir ofiste işimizi devam ettiriyorsak

Bunda Ayhan Öter’in katkısı büyüktür.

Bizim bu noktada olmamıza katkısı olan ü-beş arkadaşımdan sadece biridir.

Ancak hayatlarını çıkar ilişkisi, kafa koparma eylemi üzerine kuranlar böyle dostlukların insana neler kazandıracağını asla bilemezler.

Bilemediklerini bugün yapılan iftira niteliğindeki haberde de çok net biçimde gördük.

Bu benim ilk iftiraya uğrayışım da değildi.

Çok kez farklı argümanlarla karşıma çıktılar, hepsini bilmezlikten gelip sustum, gocunacak bir şeyim yoktu zira…

Empati yapıyordum. Empati yapınca onlara hak vermemek mümkün değildi.

Adamlar ne yapsın! Kaç yıldır bu meslekteler ama ne itibar var ne de bir omurgaları.

Şimdi, konuya dönecek olursak;

Benim adımı vermeden adrese teslim haber yaparak gün boyu manşetinde tutan sevgili kardeşim!

Bu öfkenin sebebini az çok biliyorum.

Adımı yorum kısmına yazmak yerine haberde açık açık yazsaydın çokta saygı duyardım.

Fakat dedim ya; öyle bir duruşunuz hiç olmadı.

Senin attığın çamur Aysun Erenkaya’nın üzerinde tutmaz!

Belgeli habere (sözde) çok önem verirsin bilirim.

Ama ben ortada belge falan göremedim.

Sanırım kaynağına çok güvendiğinden yazdın bu haberi.

O kaynakları tahmin etmek benim için hiç güç değil!

Belki sizin kadar eski gazeteci değilim ama mükemmel bir iz sürücüyümdür.

Baktığımda büyük fotoğrafı şak diye görebiliyorum.

Yine kendini kullandırttın, yine mesnetsiz bir haber yaptın.

Tıpkı bir diğer yakın dostum Cezmi Çiçek’e yaptığın gibi…

Koskoca Valilik bile çıkıp “Yalan haber” demek zorunda kaldı.

Bunun da stresi henüz üzerinde biliyorum.

İnşallah içine düştüğün aymazdan tez zamanda kurtulursun.

Ha, diyeceksin ki o gazeteci sen değilsin, neden üzerine alındın?

Yapma güzel kardeşim. Benden başka Sanberk İnşaat’ın yaptığı İş Merkezi’nde oturan var mı?

Hatta burada in cin top oynuyor, sen de geldin gördün, hayırlı olsun dedin.

Bundan sonra birlik olalım dedin, çayımı içtin, adam gibi karşılandın, adam gibi de uğurlandın.

Ben gerçekten anlamıyorum senin benimle ne alıp veremediğin var?

Yakın çevremde dolaşıp iş aramanı neye sığdıracağımı da bilemiyorum.

Ama yanlış yoldasın güzel kardeşim.

Beni bu yazıyı yazmak zorunda bıraktığın için seni affetmiyorum.

Ben senin şarbon konusunda yaptığın gazeteciliğe saygı bile duymuştum ilk başta.

Elimde belge olsa ben de aynısını yaparım demiştim.

Hatta belgeyi yayınlamadan evvel muhatabı ile görüşmek için yaptığın varyasyonları bile görmedik duymadık.

Fakat biz asaletimizi korudukça siz çamurlaşmaya devam ediyorsunuz.

Kusura bakma ama artık benim de bir şeyler söylemem elzem oldu.

Benim çalışanlarımın bile aklında soru işaretleri uyandırmaya senin ne hakkın var?

Bugün gazeteden içeri girdiğimde bana soru sorar gibi bakmalarının bir hesabı olmayacak mı sanıyorsun?

Benim başka işim yok mu ki, gidip günümü tapu müdürlüğünde belge almakla geçireyim?

Sen adamlık yapıp belge çıkaramadın ama ben çıkardım.

Benim üzerime en ufak bir tapu kaydı, ne geçmişte ne şimdi…

Bulsaydın şayet adımı açık açık yazmaz mıydın?

Ama bulamazsın çünkü ben o pis işlere girmem!

O tip şeyler size daha yakın!

Benim dostum dediğim Ayhan Öter de girmez, girmedi de…

Sadece bana değil, benim dışımda şayet bu yolla bir tane mal kaçırdıysa onu da yayınlamazsan müfterisin!

Adam battı diye şerefsiz değil ya!

Pek çok müteahhit gibi o da bu krize dayanamadı.

Mağdurları var mıdır, elbette vardır, o başka bir konu.

Fakat iftira haberler yaparak o mağdurları şahsımın ve gazetemin hedefi haline getirmene seyirci kalacak değilim.

Bak ben gittim belgemi aldım.

İstersen yarın eşim, çocuğum, annem, ablam, reklam müdürüm, ya da iftira atacağın kim varsa onların da kaydını isteyebilirim.

Senden korktuğumdan veya senden çekindiğimden dolayı değil!

Ne kadar iftiracı olduğunu göstermek için yaparım bunu!

Şunu da söyleyeyim; Ayhan Öter’in bana değil de başka bir gazeteciye mal kaçırmak için daire sattığını iddia ediyorsan

İlk ben manşetten çakmazsam insan değilim!

Ama sen de ben de biliyoruz ki, (kendisine yazdığın mesajlarla sabittir) Ayhan Bey böyle ucuz işlerin insanı hiç olmadı.

Şimdi size Tapu Müdürlüğünden aldığım belgeyi sunuyorum…

Ayhan Öter’in taşınmazını şahsım üzerine geçirdiğine dair iddiayı çürüten bu belge, hem Öter hem de şahsıma iftira atanların ahlak ve şerefinin üzerinde birer leke olarak kalacaktır…

“Düşene bir tekme de ben vurayım” derken mağdurları da huzursuz eden, infial uyandıran bu haberle şahsım da hedef tahtasına ahlaksız bir iftirayla konulmak istenmiştir ama tutmadı!

Bu arkadaşın benim ve ailemin üzerine herhangi bir daire, taşınmaz geçirilmemişken böyle bir iftirayı neye dayandırarak attığını açıklamasını bekliyorum.

Beni kast etmediğini öne sürüyorsa bahsi geçen gazeteciyi kamuoyu ile paylaşsın!

Eğer açıklayamaz ve ispat edemez ise kendisinde şeref, haysiyet ve onurdan eser yoktur; itibarı beş paralık bile değildir!