Semih Barış ile neler konuştuk?
Geçtiğimiz hafta Kocaeli Ticaret Odası ile ilgili yeni bir flaş gelişme daha yaşandı.
Eski başkan Murat Özdağ’ın FETÖ’ye destek olmak suçundan dolayı tutuklanmasının ardından
KOTO’da sular bir türlü durulmuyor.
Her geçen gün irtifa kaybeden KOTO, bu kez farklı bir olayla gündeme geldi.
KOTO’nun itibarını yitirmeye başlaması Murat Özdağ’ın tutuklanmasıyla başlamadı tabii ki.
Özdağ görev başındayken de yaşanan onca olaylar nedeniyle o zaman da KOTO gündemden hiç düşmüyordu.
Ancak bunu ne Özdağ ne de yanındakiler kabullenmek istemiyordu.
Gelinen nokta, bizlerin ne kadar haklı olduğunu gözler önüne seriverdi.
***
Mesela hiç unutmam; bir haberden dolayı KOTO ile mahkemelik olduk.
Peki neydi o haber?
KOTO’daki bilgisayarlara yüklenen bir program ile Oda’da bulunan herkesin özel yazışmalarını takip ettikleri ile ilgiliydi.
Üstelik bu ihbarı yapan da KOTO’nun içindendi.
Olay Oda’da duyulunca eski genel sekreter devreye giriyor ve derhal bu programın bilgisayarlardan kaldırılmasını istiyordu.
Bize anlatılanlar aynen bu şekildeydi.
Haliyle bu bilgileri veren basından sorumlu bir meclis üyesi ve Özdağ’a yakın biri olunca haberi manşetten verdik.
Daha sonra Savcılık ihbar kabul edip KOTO’da gerekli incelemelerde bulundu ve böyle bir şey bulunmadığı söylendi.
***
Bunların hepsi geçen yıl yaşanan olaylardı.
Tabii inceleme sonucu bir şey bulunamayınca KOTO bizi mahkemeye verdi.
Aylardan beri o mahkeme devam ediyordu.
Ben, haberi bana veren meclis üyesini şahit göstermeme rağmen kıvırdı ve mahkemeye gelmedi.
Asla haber kaynaklarımı deşifre etmem fakat bana bu skandalı anlatan kişi “gerekirse şahitlik etmeye hazırım” dediği için rahatlıkla ismini yazdırdım.
Ancak her zaman olduğu gibi, hatta onu tanıyanların da bildiği gibi bu arkadaş 180 derece dönüş yaptı ve ifadeye gelmedi.
Diğer şahitler aslanlar gibi gelip bildiklerini anlattı.
***
Aylar süren bu dava sonucu en nihayetinde beraat ettik.
Çünkü KOTO’da yaşanan FETÖ olayları ve başkanın FETÖ’den alınması birçok cevapsız soruya yanıt oldu.
Bunu anlattım ki, bazıları iyi okusun.
Biz kimseyi durduk yere suçlamadık, kimseye durduk yere cemaatçi demedik.
Bize gelen bilgiler ve kanaatler eşliğinde kamuoyunu aydınlattık.
Bundan sonrası Murat Özdağ ve ekibinin işi.
Bir suçu günahı var ya da yok bunu en iyi yüksek yargımız bilir.
Bizi her yazımızda mahkemeye vererek enerjimizi alan hatta bazen canımızı sıkan Özdağ,
Adaletin herkese lazım olduğu gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kaldı.
Allah yar ve yardımcısı olsun. Kimseye ah etmem kimsenin zor gününde oh olsun demem!
***
Günümüze gelirsek;
Özdağ’ın ardından KOTO var olan gerileyişini devam ettirdi.
Cemaat üyelerinin tek tek el çektirildiği yerde meydan diğerlerine kaldı.
Ama maalesef süreci iyi yönetemediler.
Kişisel hırslar, egolar, gruplaşmalar ön plana çıktı.
Olmadık adamlarda başkanlık sevdası başladı.
Daha yönetime girmeden başkan olmanın hesaplarını yaptılar ama tutmadı.
Tutmayınca da başka başka yolları denediler.
***
Yaşanan karamboller içinde Semih Barış başkan seçildi.
Eminim kendisi bile hiç beklemiyordu ama oldu.
Semih Barış seçildiğinde uzun süre bu kentin yöneticileri, başkanları ve bürokratları tarafından kabul görmedi.
Şurada toplasan son 1 aydır anca anca Semih Barış’ı protokolle beraber görüyoruz.
Yani bir normalleşme sürecine doğru gidiliyordu.
Hem KOTO seçimlerine aylar kalmıştı, gerginliğin alemi yoktu.
Ama KOTO bu, boş dururlar mı? Durmadılar.
Fuat Berna’nın hafiye gibi iz sürmesiyle Semih Barış’a o koltuktan kalk dediler.
***
Bunu duyduğumda çok şaşırdım çünkü bildiğim kadarıyla Fuat Berna Semih Barış’ın daha önce istifa edip geri geldiğini kendisi de biliyordu.
Bilmek bir yana, istifasının değerlendirilip ona göre karar verilmesi yönünde görüş bildiren KOTO yönetiminde onun da imzası bulunuyordu.
Ve daha sonra istifanın işleme konulmayıp Barış’ın görevde kalmasına rızası olan imzayı da atmış görülüyordu.
Peki o zaman niye şimdi?
***
Fuat Berna’yı hiç tanımıyorum, hakkında en ufak bir fikrim yok ama şayet bunu istediği kişiyi başkan seçtiremediği için yapıyorsa hiç şık değil.
Evet, Mehmet Kaya için çok uğraştı, açık açık Kaya’nın başkan olması için çalıştı ama olmadı.
Olsaydı ne olurdu? Yine aynı şekilde Semih Barış’ı mahkemeye veya bakanlığa şikayet eder miydi?
Gerçekten boşlukta kalan o kadar çok şey var ki, tüm bu soruların cevap bulması için en iyisi muhataplardan biriyle konuşalım dedik.
Şu anda başkan mı değil mi, akibeti belli olmayan Semih Barış ile Gölcük’teki ofisinde buluştuk.
Başından geçenleri ve süreci en ince ayrıntısına kadar dinledim.
Hukuki süreç başladığı için şimdilik yazılmaması kaydı ile ince detaylara kadar indi.
Doğrusu anlattıkları karşısında çok şaşırdım.
***
Basına yaptığı açıklamaların daha da ayrıntılı biçimini Salı günkü röportajımızda okuyacaksınız.
Ama şunu rahatlıkla söyleyebilirim;
Semih Barış’ın başkanlığa gelmesi dedikleri TOBB tüzüğüne uygun değil, ya da uygun.
Ancak şunun şurasında seçimlere aylar kala KOTO’ya bu kaosu yaşatanlar da evliya değil.
Ne oldu şimdi, böyle daha mı iyi oldu? Kahraman mı oldunuz ne yani?
Hadi Semih Barış gitsin Mehmet Kaya gelsin veya Abdülmelik Kalay ne bileyim Zihni Yılmaz gelsin!
KOTO’nun yerlerde sürünen itibarını ayağa kaldırmak için bu adamlar fazladan ne yapacaklar?
Aynı kişiler etrafında döndüğü sürece sonuç değişmeyeceğine göre bu neyin kavgası?
O zaman top yekün istifa edin olsun bitsin.
***
Meclis üyeleri başı çeksin, sessiz sedasız olanları izlemekle yetinmesin!
Yapabilirler mi peki? Yapamazlar…
Çünkü pek çoğu bir daha KOTO’yu rüyalarında bile görmeyeceklerini çok iyi biliyorlar.
O nedenle yönetimi kenardan kıs kıs izleyerek herkes gibi ne olacağını merak ediyorlar.
Halbuki onlar merak eden taraf değil, icraat yapan taraf olmalı ama nerdee!
***
Sizin anlayacağınız KOTO yine şahsi hesaplara kurban edilerek üstüne bir mum daha diktiler.
Semih Barış konusuna gelince…
Anlattıkları yabana atılır şeyler değil.
Bu kentin mülk-i amirine seslenmesi, ihbar niteliğindeki sözleri ve daha bir sürü şey Salı günü yayınlayacağımız röportajımızda yer alacak.
***
Özdağ’dan başladık yine onunla bitirelim madem.
“Ey Özdağ…
“Buralar değişmedi, buralarda tepişme bitmedi, hiç aklın kalmasın, ektiğiniz tohumlar meyve vermeyi sürdürüyor.
KOTO çizgisinden zerre sapmıyor”