Sahte imza olayını susarak kapatamazsınız!

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

Geçtiğimiz hafta Kocaeli Ticaret Odası’yla alakalı gündeme bomba gibi düşen bir haber yaptık.

Bu haber, adı skandallarla anılan ve nihayet rahata erdi dediğimiz KOTO’da

Aslında tam anlamıyla bir iyileşme görülmediğinin ispatıydı.

Biliyorsunuz, FETÖ’den gözaltına alınan ve uzun süre cezaevinde yatan KOTO eski Başkanı Murat Özdağ döneminde KOTO;

Spekülasyonlarla anılır olmuştu.

FETÖ’nün en derin yapılandığı yerlerden biri olan KOTO, adeta cemaat yuvası gibiydi.

FETÖCÜLERİN cirit attığı odada bilgisayarlara izleme cihazı takmak mı dersiniz, okul adı altında yeni FETÖSEVERLER yetiştirmek mi dersiniz…

İşte böylesi karışık bir dönemden geçen KOTO, içindeki safraları temizleye temizleye bugünlere geldi.

Eskiye nazaran daha saygın, daha sözüne önem verilir bir konuma yükseldi.

Bunda Başkan Necmi Bulut ve ekibinin katkısı büyük oldu.

Ufak tefek arızalara rağmen bugün KOTO, işlevsel bir konuma gelmek için gayret gösteriyor.

Ancak o bazı ufak tefek arızalar kimi zaman büyük bir sorun haline de gelebiliyor.

****

Birkaç aydır meclis toplantılarını yerinde olmasa da muhabirin aktarımından takip ediyorum.

Bir fırsatını bulsa neler neler yapmak isteyenleri uzaktan uzağa seyrediyorum.

Mesela şu okul meselesi…

Çok can sıkıyordu ama kimse bir adım atmıyordu.

KOTO’da başkan değişmiş, meclis başkanı değişmiş, yönetim değişmiş, meclis yapısının büyük çoğunluğu değişmiş ama okul sorumluları nedense yerini korumayı başarmış.

Bunda bir acayiplik yok mu, var tabi.

Hala KOTO bünyesindeki o okulda Özdağ dönemindeki yönetim görev başındaydı.

Üstelik okulun başındaki müdürle ilgili piyasada hiç iyi sinyaller alınmıyordu.

Neyse ki Başkan Bulut, bu konuya sessiz kalmadı.

Hemen işe el atıp, okul sorumlularını yeniledi.

Şimdi okulun başında Yıldırım Yılmaz, Cemil Altınkaya ve (neden değişmediğini anlamadığım) Yusuf Ziya Uludüz var.

Bu ekip geçenlerde önemli bir hamle yapıp, okul müdürünü görevden aldı.

Özdağ döneminde sağlam bir sözleşmeyle adeta oraya kazık çakan Özcan Bedel’e kapıyı gösterdiler.

Demek ki bu iş sandıkları kadar zor değilmiş.

Yok sözleşmeymiş, yok tazminatmış…

Özdağ ve dönemin yöneticilerinin yaptığı sözleşmenin ne kadar hükmü olabilirdi?

Olmadığını gördüler ve gereken yapıldı.

****

Yalnız, müdürün görevden alınması bazı meclis üyelerinin canını sıkmış.

Meclis toplantısında bu işe içerlediği her halinden belli olan meclis üyesi Fikret Yıldırım

Gereksiz bir çıkış yaptı. Kendisinin de mütevelli heyetinde olduğunu hatırlatan Yıldırım,

Özcan Bedel’i neden bu kadar savundu anlamadım demeyi çok isterdim ama galiba anlıyorum.

Ne anladığımı şimdi buradan açık açık yazmayacağım ki o da beni anlasın!

****

Öyle bir iç içe geçmişlik var ki, asla vazgeçmiyorlar.

Ufacık bir delik bulmaya görsünler, hemen kafa kaldırıyorlar.

Ama hepsi o… KOTO artık kendinden beklediği gibi kabuk değiştiriyor.

Kentte sözü geçen, çözüm üreten bir kurum olmak için emek sarf ediyor.

Derken hoop bir arıza daha meydana çıkıyor.

Başta da söylediğim gibi geçen hafta yaptığımız haber KOTO’da ve kentte büyük yankı buldu.

İlk defa ÖZEL HABERİ görmeyen, duymayan, haberi almayan diğer basındakilere de teşekkür ediyorum.

Gerçekten büyük bir emek sonucu ortaya çıkardığım bu haber KOTO’nun bir numaralı gündemi oluverdi.

Okumayanlar için kısaca hatırlatmak gerekirse şöyle özet geçeyim.

****

KOTO’da yapılan meslek komiteleri ve meclis toplantılarına katılmayan 16. komiteden meclis üyesi Uğur Demir’in yerine iki arkadaşı imza atmışlar.

Meclis Üyesi ve TOBB Üst Kurul Delegesi Yaşar Can ile 20. Meslek Komite'den Meclis Üyesi seçilen Eray Bodur’un, Uğur Demir’in yerine sehven imza attığı iddia edildi.

Evrakta sahteciliğe giren bu hareketin ardından KOTO’da bir telaş başladı haliyle.

Ama bu telaş şimdilik sadece kendi aralarında hissediliyor.

Kamuoyuna karşı suskun kalmayı tercih eden meclis üyeleri

Ne haberimizi yalanladı ne de tekzip yolladı.

Normalde aynı gün erişim yasağı alabilme kolaylığı olduğu halde hiçbir adım atmamaları, olayın doğruluğunu ortaya koyuyor.

Taraflar konuşmuyor ama inkar da etmiyorlar.

Bu işin ilk sorumlusu olarak görülen Meclis Başkanı Akın Doğan da maşallah benim kadar şaşkın vaziyette.

Ne diyeceğini o da bilmiyor.

Böyle bir eylem yok diyemiyor, kesin vardır da demiyor.

Sadece “Benim haberim yok, sizden öğrendim” diyebiliyor.

Ne yani, bu arkadaşlarla hiç konuşmadınız mı diyorum, hayır konuşmadım diyor.

****

Akın Doğan’ı severim, bir kere İzmit çocuğu olması sebebiyle onu ayrı bir tarafa koyarım ama bu iş başka.

Öyle ben bilmem demekle sorumluluk üzerinden atılmıyor.

O meclisin başkanı sensin, hani herkesi tek tek göremem diyorsun ya, bana kalırsa baktığında 66 kişiyi aynı anda görebilme meziyetine sahip olmalısın.

Göremiyorsan, kendini sorgulamalısın.

Akın Doğan tez elden inceleme başlatmalı çünkü bu işi temizlemesi gereken yetkili merci kendisidir.

****

Ne diyorum haberimizde?

Başkan Necmi Bulut derhal adı geçen meclis üyelerinin istifalarını istemiş.

Peki, Necmi Bulut’tan bir yalanlama var mı, yok!

Bunun ne anlama geldiğini Akın Doğan da pek ala biliyor.

O zaman neyi bekliyor?

İlgili Bakanlığın el atmasını mı?

Bir şey ya vardır ya yoktur.

Şayet böyle bir şey yoksa, derhal yok olduğuna dair açıklama yollasınlar yayınlayalım..!

Muallakta bırakılacak bir konu mu bu Allah aşkına…?