Erdal İnönü'yü özledik
Erdal İnönü 6 Haziran 1926, Ankara da doğmuş ve 31 Ekim 2007 tarihinde aramızdan ayrılmıştı.
Bugün ölümünün üzerinden 9 yıl geçmiş olsa da, bilim adamı ve Türkiye de örneği görülmeyen siyaset adamı kişiliği ile bir kez daha hasretle anıyoruz.
İnönü 1983 yılında 12 Eylül Darbesi'nin ardından siyasi faaliyetler serbest bırakılınca bütün öğretim ve yöneticilik görevlerinden ayrılmıştır ve
aynı yıl Haziran ayında SODEP'i kurucu üyeleri arasında yer almıştır ve ilk genel başkanı olmuştur.
Kurucu üyeliğinin Güvenlik Konseyi'nce veto edilmesine karşın,
Aralık 1983'te yeniden SODEP genel başkanlığına seçilmiştir.
1984 Türkiye yerel seçimlerinde partisi %23,4 oy alarak 2. sırada yer almıştır.
1985 yılında SODEP Halkçı Parti ile Sosyaldemokrat Halkçı Parti (SHP) adı altında birleşmesinin ardından 1986 yılında partinin genel başkanı olmuştur.
Partisi 1986 Türkiye milletvekili ara seçimlerinde %22,6 oy alarak 3. sıraya düşmüştür ve İnönü İzmir milletvekili olarak meclise girmiştir.
1991 Türkiye genel seçimlerinin ardından SHP Süleyman Demirel'in genel başkanlığını yaptığı Doğru Yol Partisi (DYP) ile
bir koalisyon hükümeti kurmuştur ve İnönü Başbakan yardımcısı olmuştur.
1993 Türkiye cumhurbaşkanlığı seçiminde Demirel Cumhurbaşkanı seçilince Başbakanlık görevine başlamıştır.
Tansu Çiller DYP'nin genel başkanı seçilince ve hükümet kurunca İnönü, başbakan yardımcılığı görevini üstlenmiştir.
1995 yılında aktif siyasetten ayrılana kadar Dışişleri bakanlığı görevini sürdürmüştür.
1983 ila 1995 yılları arasında kısa sürede olsa Türk siyaset tarihinde örneği çok az görülen kişiliği ile damgasını vurmuştur.
Bilim adamlığı ve siyaset adamlığı hayatında hep esprili bir kişiliği vardı.
Ölümünden yaklaşık iki yıl önce Prof. İnönü’nün aile doktoru, rutin kontrolleri sırasında, kan değerlerinde anormal değişiklikler tespit etti.
Lösemi tanısı konulan Prof. İnönü, deneysel tedavi görmek üzere Houston Saint Andrew ’da tedavi görmeye karar verdi.
İnönü, Houston’a tedaviye gitmeden önce "yurtdışı çıkış yasağı" üzüntüsü yaşadı.
SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın’ın devreye girmesi ve dönemin İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu’nun talimatıyla çıkış yasağı kaldırıldı.
Moralini hiç bozmayan Prof. İnönü, sevenlerine "Buraya gelmenize gerek yok. Beni karşılamaya gelirsiniz, yeter" diyordu.
Başarılı geçen ilk tedavinin ardından Türkiye’ye dönen İnönü, kanser hastalığına bağlı zatürree teşhisi ile 20 Ağustos 2007 tarihinde yeniden hastaneye kaldırıldı.
Tetkikler sonucunda, ilk tedavi döneminde kontrol altına alınan lösemi hastalığının tekrar ortaya çıktığı belirlendi ve yine ABD’ye götürüldü.
İnönü’nün kız kardeşi Özden Toker, kardeşinin ölümüyle ilgili olarak Pembe Köşk’ün önünde yaptığı açıklamada,
"İnsan, Türk, İnönü olmanın zevkini her zaman çıkardı.
Çağdaş Türkiye için her zaman mücadele etti" dedi.
Prof. Erdal İnönü’nün ölümü bütün yurtta üzüntü yarattı.
Günlük hayatında yapmış olduğu esprilerden sizlere bazılarını hatırlatmak isterim.
Kendisini sinema çıkışında yakalayan bir gazeteci sorar:
- Sayın İnönü, sizi bu sıralar sinema salonlarında göremiyoruz peki?
Tabii göremezsiniz sinema salonları karanlık oluyor.
Seçmenlerden biri seçim otobüsünün önüne atılır ve Erdal Bey’e hitaben "Ölürüm yoluna" diye haykırır.
Erdal Bey cevap verir: Dur, ölme. Bir oy bir oydur.
SHP genel başkanlığı döneminde diğer sol parti liderleri ve bürokratlarla bir restorana gider.
Garsonun "Bir şey almak ister misiniz, efendim" sorusu üzerine "Teşekkürler biz birbirimizi yiyeceğiz" yanıtını verir.
Kars ve Van mitinglerinden Ankara’ya dönüyordu.
Sivas üzerinde uçağın pilotu, "Efendim Ankara semaları kapalı. Kirli bulutlar var. İnişimiz çok güç olabilir" dedi.
Ön koltukta gazete okuyan İnönü’nün cevabı ise şöyle oldu:
- Hiç bir şey olmaz merak etmeyin. Ankara Belediye Başkanı Murat Karayalçın çok çalışkandır.
O kirli bulutları hemen temizler.
İnönü gençlik yıllarında evinde otururken mutfaktan bir çığlık duydu.
Eşi Sevinç Hanım "Erdal koş fare var" diye bağırıyordu.
İnönü istifini bozmadı ve eşine öyle seslendi: - Ne yapayım Sevinç.
Ben kedi miyim?
Genel Başkanlığını yapacağı SODEP, doğum günü olan 6 Haziran 1983 yılında kuruldu.
O tarihten itibaren "Paşa’nın oğlu" yakıştırmasından, Erdal İnönü’ye dönüşü başladı.
SODEP ile Halkçı Parti birleşmesinden doğan SHP’nin maddi sıkıntıya düşmesi nedeniyle kendi özel mallarını ipotek ettirip partisi için para buldu.
Tüm gezilerinin masraflarını kendi cebinden ödeyen İnönü, siyasete girdikten sonra mal varlığı azalan ender siyasetçilerden biriydi.
Gezilerde, omuzlara alınma taleplerine karşı, "İnönü Yatışı" adı verilen yöntemi buldu:
Böyle bir durumda hemen yere yatarak omuzlara alınmasını fiilen ve fiziken önlüyordu.
El öptürmekten, çantasını taşıtmaktan, kendisi için trafiğin kapatılmasından ise hiç hoşlanmadı
" Politikacılar, vatandaşları birbirine karşı kışkırtmamalı İnönü’nün ölmeden önce verdiği son mesaj, Türkiye’nin birliğine yönelik oldu.
İnönü, "Nutuklarla halkın kışkırtılmamasını istedi.
ABD’de tedavi gördüğü M.D. Anderson Kanser Merkezi’nde kendisini en son gören siyasetçiler Dışişleri eski Bakanı Hikmet Çetin,
Bayındırlık eski Bakanı Onur Kumbaracıbaşı ve Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül oldu.
Kumbaracı, İnönü’nün terörle ilgili son yorumlarının "birlik" yönünde olduğunu kaydederek, şöyle konuştu:
"Terörle ilgili, ’Aşırı tepki doğru değil.
Ayrımcılık tehlikeli, düşmanca bir hareket gelişmemeli.
Terörün amacı zaten bu’ demişti. İnsanların her etnik kökenden gelebileceğini, bunun onları suçlu yapmayacağını söylemişti.
Politikacıların kesinlikle nutuklarla vatandaşı kışkırtmaması gerektiğini vurgulamıştı."
Çok zor bulunan değerli siyaset adamını ölüm yıldönümünde bir kez daha anıyoruz.
Sağlık ve mutluluk dileklerimle...