BBP ne bekliyordu ki..? / Gazete Barış, taşınıyor...

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

Milletvekili listeleri açıklandıktan sonra hayal kırıklığı yaşayan isimler geldi aklıma.

AKP’de Şemsettin Ceyhan ve Emre Kahraman ikilisi en fazla şaşırtan isimler oldu.

Ceyhan’ın aday gösterilmemesi bundan böyle AKP’de işlerin değiştiği yönünde ince bir mesajdı.

Bu durumun salt Mahmut Civelek’e özgü olmadığı, benzer durumları yaşayan il başkanlarının aynı kaderi paylaşacağını öğrenmiş oldular.

Yani il başkanı makamındaki bir kimsenin herkesten çok daha dikkatli hareket etmesi, adının şaibe ile yan yana gelmemesi gerektiğinin ispatıydı.

Tek başına iktidar olan bir partinin il başkanının kudretinin nelere yettiğini iyi bilen üst akıl;

Kritik seçimlerde Ceyhan’a “Biz her şeyin farkındayız ancak sana bir kredi daha veriyoruz. Al il başkanlığını devam ettir” dediyse de Ceyhan, bu mesajı alamadı.

İlla milletvekili olacağım diye tutturdu.

AKP Genel Merkezi ise Ceyhan’ın en büyük destekçisi Fikri Işık’a rağmen onu listeye almadı.

***

Bunlar kamuoyunda uzun uzadıya konuşuldu, yorumlandı.

Ancak listelerde yaşanan hayal kırıklıklarından bahsedince Ceyhan’ı es geçmek istemedim.

Listeler okunduğunda hayal kırıklığı yaşayan bir isim daha vardı.

Kendisi her ne kadar BBP’li diye anılsa da son zamanlarda sıkı bir “Reisçi” olan Serhat Duyar’ın yaşadığı hayal kırıklığını ölçecek bir ölçüm birimi bulamıyorum.

Serhat Duyar’ı siyasete atıldığı ilk günlerden bu yana tanırım.

Çokta severdim kendisini.

Benim görüşüme uymasa da ondaki azmi, pratik zekayı, siyasi bilgisini, samimiyetini, en çokta zor zamanlarda olmamıza rağmen cesaretli oluşunu takdir ederdim.

Çünkü o bir genç girişimciydi. Ekmeğini emeğiyle kazanıyordu.

Yaptığı açıklamalar, takındığı siyasi üslup nedeniyle ticareti zarar görebilirdi.

Belki de gördüğü için bugün bu durumdadır, bilemiyorum.

Ama o zamanki haliyle ele aldığımızda Serhat Duyar, gençlerin politika yapmaktan kaçındığı noktada

Boyunu aşan, takdir toplayan işler yapıyordu.

***

Sonra ne olduysa oldu ve Serhat Duyar’ın içinden “AKP” çıktı.

Sizi temin ederim; şayet Serhat Duyar direk AKP’ye üye olsaydı daha az dikkat çekerdi.

Ama o ne yaptı? Siyasete atıldığı andan itibaren ki yükselişini bir anda sıfırladı.

Siyasetin-iktidarın yancısı, yani yandan destekçisi oldu.

Bana göre ha Serhat Duyar ha Aydın Ünlü…

Her ikisi de kolay yoldan siyaset yapma yöntemini bulmuşlar.

Her ikisi de AKP sayesinde binalarında konfor içinde oturuyor.

Ama ben burada Aydın Ünlü’yü değil, Serhat Duyar’ı eleştiriyorum.

Ünlü’ye söylenecek çok fazla bir şey yok!

Onun genel başkanı bir rota çizmiş, o da bu rota yönünde üzerine düşen görevleri yapıyor.

Bunu yaparken de iktidarın nimetlerinden faydalanması çok ilgimi çekmiyor.

Onun yönü zaten belli, o yolda ilerliyor.

Ama Serhat Duyar öyle değil diye bakıyordum ki, yanıldığımı anladım…

***

Duyar baya baya AKP listesinin seçilebilir yerinde olacağına inanmış.

AKP ise onun yerine Osman Tüfenkçi’yi listeye alınca Duyar hepten çöktü!

Hoş, Tüfenkçi de seçilebilir sırada değil ya, neyse…

Duyar o gün bugündür sessizliğe büründü.

O an itidal çağrısı yapan Serhat Duyar, sonraki süreçte kendini geri çekti.

Bir havayla AKP’ye yanaşan BBP’nin elinde sadece Mustafa Destici’nin seçilebilir yerden aday olması var.

***

Anlayacağınız bütün tantana Destici içinmiş.

Destici kapağı meclise attı, sesler kesildi.

Bizim buradakilerin kulak olduğunu anlamaları ise hayli zaman aldı.

Durum böyleyken ortaya ilginç bir tablo çıktı.

BBP’nin genel başkanı AKP sıralarından milletvekili olacağına göre

İlimizdeki BBP’liler bundan sonra ne yapar?

Ben söyleyeyim…

Yapacakları hiçbir şey kalmadı!

Kuzu kuzu AKP’nin politikalarını sahiplenip oy verecekler.

Cumhur ittifakı kazandığı taktirde ise “AKP’ye en yakın biziz” yarışına girecekler.

Cumhur ittifakı kaybettiğindeyse; “Mustafa Destici partimizi sattı, değişim istiyoruz” diyecekler.

Bu suskunlukları da henüz önlerini göremediklerindendir…!

***

Bir dip not daha…

Serhat Duyar’ı iyi tanıdığını “zanneden” biri olarak, bu kadar eleştiri hakkım olsun, öyle değil mi?

İnsan rota değiştirirken bile asil olmalı!

Yakışa yakışa yapmalı, giderken bile büyük gitmeli…!

Lakin Serhat Duyar un ufak oldu gitti!

-------------

TAŞINIYORUZ…

Bazıları bize “Kocaeli Barış Gazetesi” diyor ama ben ısrarla “Gazete Barış” diyorum.

Tabiki Kocaeli gazetesiyiz ama kendimizi Kocaeli ile sınırlandırmaktan haz almıyorum.

Klasik basın kuruluşlarının geçmişte “Kocaeli” ismi üzerinden yaptıkları tartışmaya dahil olmak istemiyorum.

Yok kırmızı, yok mavi, yok yeşil…

O devrin kapandığını artık herkes biliyor.

Şimdi nabız, dijital gazetecilikte atıyor.

Bu işe sadece internet gazetesi olarak başlayan ilk ciddi kuruluşuz.

Bundan 4 yıl önce 5 Haziran’da anahtarı çevirdiğimizde hangi noktadaysak aynı noktada devam ediyoruz.

O zaman da ucuz işler peşinde değildik şimdi de…

O zaman da ilan-reklam almak için kimseyi karalamadık, bugün de…

Tek amacımız kaliteli iş yapmak ve sonrasında bu kaliteye göre değer kazanmaktı.

Bugün o amaca ulaştığımızı görmek ise paha biçilemez bir mutluluk.

Dört yılı geride bırakmaya hazırlandığımız şu zamanda yenilikler peşinde koşuyoruz.

Madem bu kentin insanları bizi bir noktadan diğer bir noktaya taşıdı, biz de bundan sonrasını yapmak zorundayız dedik.

Gazetemizin fiziki durumunu düzeltmek için uzun süredir çalışıyoruz.

Gazete Barış’ın şu anki ofisine gelen herkesten “Bu yer size yakışmıyor, sizi yansıtmıyor” telkinlerini dikkate alarak;

Harika bir gazete binası hazırlama peşine düştük.

Son yıllarda yaptığı yatırımlarla göz dolduran, klasik müteahhitlerden çok farklı bir profil çizen, düzgün ticaret yapan Sanberk İnşaat’ın sahibi Sevgili dostum Ayhan Öter;

Başiskele Karşıyaka mevkiinde anayol üzerinde muazzam bir iş merkezi inşa etti.

SANBERKHAN adını verdiği iş merkezindeki ofislerin tamamına yakınını satmayı başardı.

Biz de satılanlardan birini kiralayarak işe başladık.

Şimdi son sürat yerimizi donatmaya uğraşıyoruz.

Daha geniş, daha konforlu bir yerde güzel işler yapmaya hazırlanıyoruz.

Çok büyük olasılıkla seçime kadar yeni yerimize taşınmış olacağız.

Bugünlerde köşe yazılarımda aksama olabilir, şimdiden özür diliyorum.

Kurulduğumuz ilk günden bu yana bizden desteğini esirgemeyen bütün dostlarıma, bütün okuyucularımıza sonsuz teşekkür ediyorum.

İlk yola çıkarken söylediğim sözü tekrar edeyim; “İnsan ektik sevgi biçiyoruz”

Gazete Barış’ı anlatan en güzel söz işte budur…!