İlkel mitinglerden sıkıldık…!

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

Olduysam siyasi parti mitinglerini ilkel bulurum.

Seçmene ulaşmak adına geçmiş yıllardan kalma bu uygulama maalesef hala çok revaçta.

Siyasetçiler ne anlıyor miting yapmaktan aklım almıyor.

Karşılarındaki topluluğu görünce resmen transa giriyorlar.

Hayır yani, anlattıkları bir şey de yok!

Sürekli atışma, sürekli birbirine laf koyma…

Millet artık bıktı usandı bunlardan.

Artık yeni şeyler duymak istiyoruz. Bizim için, ülkemiz için, çocuklarımızın geleceği için ne yapacaksınız, ondan haber verin!

Bakın mesela dün CHP’nin Cumhurbaşkanı Adayı Muharrem İnce’yi dinlemeye gittim.

İnanın, cümlesine başlarken hangi konuya gireceğini, neyi anlatacağını kelime kelime bildiğimi fark ettim.

Tekrarın yararından faydalanmak için mi yapıyorlar bunu, bilemiyorum.

Ancak televizyonlarda çeşitli illerde ne konuşuyorlarsa burada da aynı.

O kente özel bir iki elzem cümle dışında bir şey yok!

Nokta atışı yok! Varsa yoksa Erdoğan…!

***

Keza aynı şey Sayın Erdoğan için de geçerli.

Onun da ne anlatacağını harfi harfine biliyorum.

“Bay Muharrem, Bay Kemal, eyyy CE-HA-PE”…

Değişen hiçbir şey yok!

O da hedefine İnce’yi koymuş gidiyor.

16 yılın bir özeleştirisini yapayım, topluma yeni ümit aşılayım diye düşündüğü yok!

Sorsanız her şey güllük gülistanlık ve ülke o kadar güzel yönetiliyor ki;

Bizi herkes kıskanıyor.

Muharrem İnce ve diğer adaylar da istikrara çomak sokup, ülkeyi kaosa sürüklemek istiyor.

Allah aşkına böyle bir şey var mı?

****

Örneğin, İnce’nin mitinginin ardından akşam NTV’de canlı yayın programı vardı.

Oradaki İnce ile mitingteki İnce arasında dağlar kadar fark vardı.

Devlet adamı gibi, her konuda düşüncesini, çözüm önerilerini, projelerini bir bir ifade etti.

Bence bir mitingten çok daha değerliydi.

Erdoğan da öyle… Hele o; neden miting yapar hiç anlamıyorum!

7/24 emrine amade basın ordusu onu takip ederken

İstediği takdirde onlarca TV kanalının yayınını kesip kendini ifade etme şansı varken neden miting yapar ki?

****

Muharrem İnce, Meral Akşener, Temel Karamollaoğlu…

Sizin miting anlamında Erdoğan ile kapışmaya gücünüz yeter mi?

Siz de çok iyi biliyorsunuz ki, o alan tıka basa dolacak!

Her şey çok yolunda gittiğinden değil! İktidarın gücüyle, ellerindeki imkanları sonuna kadar kullanmakla, insanları zorunlu tutmakla, taşımakla falan filan.

Dün, yasak olduğu halde Dronerlarla havadan CHP mitinginin görüntüsünü kim aldı sanıyorsunuz?

Tabiki AKP’liler…

İki gün üst üste burada miting olması onların işine geldi.

Psikolojik üstünlük kurmak için İnce’nin mitingini dronelarla havadan defalarca kez çekip, dünden beri sayfalarında paylaştılar.

Bugün de şovun dibine vurmak için miting alanına doğru düzgün bayrak bile asmadılar ki, dronelar insan selini çeksin diye…!

***

Ben bu yazıyı yazarken miting henüz başlamamıştı.

Muhtemelen yine çok kalabalık bir miting olacak.

Basın akreditasyonu yasaklısı olduğumuz için mitinge gidemeyince eve gideyim, bari etrafı gözlemlerim dedim.

Miting alanına yakın Anıtpark’taki evime güçlükle gidebildim.

Giderken de bizim ara sokaklardaki Bolu, Düzce, Eskişehir, Zonguldak, İstanbul, Bursa plakalı otobüs filosunun içinden geçtim.

Biz buna alıştık, bir şey ima ettiğim falan yok!

Onların da bundan sakındığı yok zaten!

Ben sadece bu miting işinin iyice suyunun çıktığını anlatmaya çalışıyorum.

Kocaeli AKP’nin kalesi iken oraya 100 bin insanı ancak ve ancak taşmayla ve işçileri zorunlu tutarak getiriyorsa; burada teşkilatların sorgulanması lazım.

Bir milyonu aşkın seçmenin yarısından fazlası size oy vermiş ama kaleyi doldurmak için hala bu sıcakta insanları başka illerden buraya taşıyorsunuz.

Sonra da iki fotoğrafı yan yana koyup, keyif çatacaksınız.

***

Sonuç olarak;

Çok kritik bir seçime giriyoruz.

Gerildik, bunaldık, usandık.

Milyonlarca insan gibi ben de kendimi o kadar yorgun hissediyorum ki, gözümü kapatıp açtığımda her şey bitmiş olsun istiyorum.

Ben artık seçim değil, memlekette geçim olsun istiyorum.

Barış, huzur, güven, kardeşlik, adalet, hak ve hukuk yeniden tesis edilsin istiyorum.

Bir an evvel kaybettiklerimizi bize geri versinler de kim verirse versin!

Sıkıldık…!