Bana gazel okumayın..!
Şu oturduğu yerden gazetecilik dersi verenlere ifrit oluyorum.
İstiyorlar ki burada sadece kendi düşüncelerini yansıtalım.
Onların ruhunu okşayan haberler yapalım, köşe yazıları yazalım.
Memnun oldukları yazılarda bizden iyisi yok! O durumda kentin muhalif basın anlamında tek kaleyiz.
Ama bir tane hoşlarına gitmeyen bir haber oldu mu, vay efendim biz de mi yandaşlığa soyunmuşuz.
Bugün yayımladığım Tahir Büyükakın röportajına öyle tepkiler alıyorum ki inanamazsınız.
Sanırsınız ben çok kötü bir şey yaptım!
Bunu diyenler de özgür basını sonuna kadar savunduğunu söyleyen örümcek beyinlilerin ta kendisi.
Gel sen otur bakalım buraya bir gün dayanabiliyor musun benim gibi!
Öyle uzaktan dayılık yapmak kolay geliyor, değil mi?
Sosyal medyada bile ileti yazmaya, muhalif gazetelerin haberlerini paylaşmaya korkan aciz tipler
Kalkıp benim gazeteciliğimi sorgulayamaz!
Buradan açıkça söylüyorum.
Biz ne kimsenin yandaşı ne kimsenin candaşı değiliz, bunu kafanıza sokun artık!
Bir haberle koca gazeteyi beş dakikada harcamak ancak sizin gibi sığ beyinlerin işi.
Ben haber buldum mu kimin canını acıtacağına bakmam, hala öğrenemediniz mi?
Haber buldum mu kime artı katacağıyla da ilgilenmem.
Dün bu şehirde sahte gazete basılıp bir algı yapılmaya çalışıldığında bizden başka olayı tüm çıplaklığıyla yayımlayan kimdi?
Ne çıkarım vardı?
Öyle kağıt gazetem de yok, beş bin tane bastırıp fırsattan istifade yolumu bulayım.
Olsa da benim kapıma gelmez yine derin ilişkili oldukları yere giderlerdi zaten.
Demem o ki, burası gerçekten özgür bir basın anlayışıyla işlevini sürdürmeye gayret ediyor.
Burada AKP’lisi de olacak, CHP’lisi de, hatta HDP’lisi de diğerleri de…
Banane kimin ne olduğundan.
Ben işime bakarım.
Tabiki bu kentin büyükşehir belediye başkan adayıyla röportaj yapmayı istedim.
Ne yapsaydım yani, kafadan sizden bir şey olmaz mı deseydim.
Kimden olur peki?
Ayrıca burada kendini ifade etmek isteyen oldu da olmaz mı dedik?
Bu kapı herkese sonuna kadar açık.
Kim gelirse gelsin adam gibi karşılanır, insan gibi uğurlanır.
Yayın politikamıza gelince…
Kimseye göbek bağımız yok!
Hatırlı dostlarımız kimi zaman dengemi bozsa da onları kırmadan tolere edebiliyoruz.
Biri bana “yaz” dediğinde tersini yapmak istiyorum, “yazma” dediğinde daha fazlasını yazmak istiyorum.
O an hiç işin maddi boyutu aklıma gelmiyor.
Kısa vadede ne kaybettiğim değil, uzun vadede ne kazandığıma bakarım.
Ve gazetenin kazandığı itibarı en büyük sermaye görürüm.
Bu tıpkı şuna benziyor.
Sen dükkanı temiz tut, her gün camları temizle, besmeleni çek nasibini bekle, Allah rızkını verir.
Harika bir yöntem, şiddetle tavsiye ederim.
Allah var gam yok…!
Dediklerinizin hiç birinden rahatsız değilim.
Rahatsızlığım bunları size söyleme fırsatı bulamamaktı, söyledim rahatladım.
BAŞİSKELE'DE KALE DÜŞER Mİ?
Seçim yarışı sona ermek üzere.
Çoğu ilçe sürpriz yapmanın peşinde.
İktidarın 13-0 olduğu Kocaeli’de büyü bozulacak mı bozulmayacak mı öğrenmeye az kaldı.
Bu kez rahat değiller.
İlk kez İzmit’te ve beş-altı ilçede sonucu tam anlamıyla kimse kestiremiyor.
Herkes bir anket sonucu açıklıyor.
Mesela CHP kanadı İzmit’te altı puan öndeyiz derken, AKP kanadı benzer rakamları kendi lehine veriyor.
Son günlerde şöyle ciddiye alınacak bir ankete rastlayamadım.
Derken bugün elime ciddiye alabileceğim bir anket geçti.
Başiskele’yi ifade ediyordu.
Açıkçası Başiskele merak ettiğim ilçelerden biriydi.
Adeta AKP’nin Kocaeli’deki başkenti olarak nam salan, üç döneme yakındır Hüseyin Ayaz tarafından yönetilen ilçenin akıbeti ne olacak merak ediyordum, hala daha ediyorum.
Neden? Çünkü Başiskele’de aday değişti. Ayaz sevilen bir başkandı.
Ayaz’ın yerine siyasette gençlik kollarında yoğrulmuş, uzun zamandır bürokratlık yapmış genç isim Yasin Özlü aday yapılmıştı.
Yasin Özlü ismine tepki de vardı ilgi de… Hangi ilçede yoktu ki!
Ama ondan öte Başiskele’de Saadet Partisi iddialı bir aday çıkarmıştı.
Av. Zafer Mutlu siyasete çok yakışan biri olarak Başiskele’de adı öne çıktı.
Akıllarda yer edindi, kısa sürede pek çok seçmene temas etti.
Kazanacağına çok inanıyor, evini bile boyattığını söyledi.
Anketlere inanmayın dedi, asıl anket sokakta diye ekledi.
Allah herkesin kalbine göre versin.
Diğer yandan İYİ Parti de Başiskele’de aday çıkardı.
CHP ile birlikte Rıza Güven Usta’yı aday yapan İYİ Parti, son anda olmasına rağmen iyi yol almaya devam ediyor.
İşte bu atmosferde ben Başiskele’yi sürprize yakın ilçeler arasında görmeye başladım.
Başiskele’yi AKP’nin kaybetmesi demek neredeyse büyükşehri kaybetmesiyle eş değer benim gözümde.
Çünkü AKP’nin bütün ağır ağabeyleri Başiskele’de, hatta bugüne kadar büyükşehir Başiskele’den yönetildi desek abartmış olmayız.
Böyle bir yapının hakim olduğu bölgede SP Adayının konuşulması az bir şey değildi.
Sonuç ne olacak cidden çok merak ediyorum.
Derken elime ulaşan ankete baktım.
Bu anket AKP genel merkezi tarafından yaptırılmış ciddi bir anketti.
Ama ne yazık ki YSK takvimine göre seçim yasaklarına girdik, size rakamları veremiyorum.
Şu kadarını söyleyeyim; şayet AKP kendini kandırmıyorsa
Veya anket şirketleri manipülasyon yapmıyorsa Başiskele AKP’nin kalesi olma noktasında beklendiği gibi geriye düşmüş değil.
Rakipler son bir gayret daha bu işe asılırsa ne olur?
Bu sonuca göre netice almak zor ama anketlere ne kadar güvenilir o da ayrı konu.
Görünce yorumlamadan edemedim.
---------------------------
,
YEĞEN KAPAĞI İZMİT'E ATTI..!
Şu AKP iktidarı döneminde iyice tavan yapan “Liyakatsiz atama” olaylarından ne zaman kurtulacağız acaba?
Arkadaş ben anlamıyorum! Bir delik bulan kendini içeri atıyor.
Arkası olan, dayısı bulunan müdür, şef, daire başkanı, koordinatör falan oluyor.
Hayır benim anlamadığım şey, bunların hepsi çokta yetenekli, nereye koysan orayı yönetiyor.
Ben bu işi yapabilir miyim, altından kalkabilir miyim diye düşünen yok!
Nasıl olsa torpille geldiği yerde ona ayrı bir özen gösterilecek. Çok bir şey bilmesine gerek yok, bilenler asıl işi yapacak o da yattığı yerden maaş alacak.
Bir zaman sonra o da yetmeyecek iyice havaya girecek “Ulan ben neymişim be” diyerek başkanın torpillisi olması hasebiyle kendisine olan yaklaşımla iyice zübükleşecek.
Belediyeyi hatta başkanı yönetme hadsizliği gösterecek, ona buna racon kesecek.
***
Bu hikayenin hepinize ne kadar tanıdık geldiğini hissedebiliyorum.
Bunu bir isme, bir kişiye dayandırmadığınızı da…
Etrafımızda o kadar çok benzer vaka yaşandı ki, neredeyse bu hikaye anonim oldu.
Ama olsun!
Biz yine de yazdığımız hikayeyi günümüz gerçeğiyle bağdaştıran bir örnekle destekleyelim.
***
Bundan tam bir ay önce Körfez Belediyesi’nde Özel Kalem Müdürlüğü yapan Emrah Çoban ile ilgili bir haber yaptık.
Emrah Çoban aynı zamanda İsmail Baran’ın öz yeğeni…
Baran başkan olunca istisnai kadrodan Özel Kalem Müdürlüğü görevini sürdüren Çoban,
Baran’ın aday yapılmamasıyla birlikte kendine yer aramaya başladı.
Kendi ikili ilişkilerini devreye soktu, ki Baran’ın o günlerde yeğenini düşünecek hali yoktu.
Çoban, İzmit Belediye Başkanı Nevzat Doğan’ın eski ortağı Bünyamin Dal ile iyi diyaloğa sahipti.
FETÖ’den yırtıp İstanbul’un en lüks semtinde ünlüleri muayenehanesinde ağırlayan, diş tedavisi yapan Bünyamin Dal, Emrah Çoban için devreye girip Doğan’dan ricacı oldu.
Eski ortağı Doğan’a Çoban’ı İzmit Belediyesi’ne alması için istekte bulundu.
Ama şimdi koskoca “Özel Kalem Müdürü” düz memur olarak İzmit’e gidemezdi, öyle değil mi?
Çünkü müdürlüğü hakkedecek pozisyona henüz gelmemişti.
Ona da bir çare bulundu hemencecik.
İsmail Baran giderayak bir hamle yaparak yeğenini Zabıta Müdürü yaptı.
Böylece kağıt üzerinde işlem tamamlanmış oldu.
Ve seçime neredeyse saatler kaldığı şu andan itibaren beyzademizin görev tanımlaması da belli oldu.
Emrah Bey, İzmit Belediyesi Spor Müdürlüğü’ne getirilmiş.
Artık ne gibi meziyetleri var onu bilemem.
Bu atamanın İzmit Belediyesi içerisinde rahatsızlık yarattığı söylense de Çoban kadroyu kaptı, kapağı İzmit’e attı.
E bize de hayırlı olsun demek düşer.
Şimdi gözler 1 Nisan sabahı koltuğa oturacak yeni belediye başkanında.
Muhtemelen bu isim ya Fatma Kaplan Hürriyet olacak ya da Sibel Gönül.
Fatma Hanım olursa Emrah Çoban’ın rahatı bozulabilir.
Ama Sibel Gönül olursa bir parça kendini şanslı hissedebilir.
Neden diyorum; Çünkü Nevzat Doğan ile Sibel Gönül’ün arası gayet iyi.
Eski başkanın ufacık bir isteğini geri çevirip Çoban’ı kurda kuşa yem etmez herhalde…!Merakla takip edeceğim.----------