“NE SENİNLE - NE SENSİZ”

Eğer sizde bu söz tam bana göre diyorsanız hadi gelin vakit kaybetmeden başlayım yazımıza. İlişkinizin bilimsel adına: “Güvensiz- Kararsız Bağlanma” diyerek bu zor yolculuğunuzda şahsım adına kolaylıklar diliyorum efendim.

Kolay gelsin diyorum çünkü bu durum bir ilişkide olabilecek en kötü safhalardan bir tanesi hatta neredeye en kötüsü diyebilirim. Sevgiliye müthiş düzeyde ihtiyaç duymak, sevmek, değer vermek ancak bununla birlikte anlaşmazlık yaşanılan konuların düzelmemesi hatırlandığında öfkelenmek, bağırmak, kavga etmek; akabinde bir ayrılıp bir barışmak, iyiyken bir anda sapıtmak, kötüyken hemen düzelmeyi istemek. Yanındayken sarılmamak ama gittiğinde sarılmak için can atmak. Aradığında açmamak, yeniden araması için dakikaları saymak. Bir mesaj göndersin diye eller semada dua ederken gelen mesaja beddua etmek.. özlemek ama geriye dönememek.. Yani kısacası baş ağrısı, mide krampı, akıl tutulmasına sebep bir kısır döngü..

Burada önemli olan ilişkinizin uzunluğu ya da kısalığı değil tabi ki. Önemli olan bu ilişkide kahramanların ne kadar yoğun duygular yaşadığı. Ayrılık konusu, iması, düşüncesi gündeme geldiği andan itibaren genellikle iki tarafta da büyük bir öfke duygusu gelişir, çünkü her iki taraf bu ilişki için elinden geleni yaptığına inanır, bu hamle blöf olarak düşünülür. Bu nedenle ayrılık sözcüğü artık bir gurur meselesi haline döner ve zırhını kuşanan asker edasında kısasa kısasla cevap verilir her adıma. Ve bir süre sonra……

Birbirinin hayatına başkalarının gireceği sinyalleri yanıp sönmeye başladıkça çılgına dönülür ve bitmez tükenmez içsel çatışmalar yaşanmaya başlar. Çünkü “O” hala aklınızda ve unutamıyorsunuzdur. Sosyal medyadan gizli bir hesap açıp takip etmeye çalışıyorsunuz ya da ortak arkadaşınızla görüşüp gideceği mekânı önceden öğrenerek ondan 15 dk önce yerinize oturup beklemeye başlıyorsunuz.

Hâlbuki insanın yaşam döngüsünde; doğmak, büyümek, yaşlanmak ve ölmek kadar doğaldır aslında ayrılıklar da. İlişki başlar, gelişir ve bitebilir.

Bir ilişkide kendini güvende hissetmemek, terk edilmek ve yalnız kalmaktan korkmak, duygusal bağlılık, acıyı aşka bağlamak güvensiz-kararsız bağlanma yaşayan insanların tecrübe ettiklerinin sonuçlarıdır aslında.

Bu nedenle var olan olumsuz döngüde kalmak yerine duygularınızı kontrol etmeyi öğrenerek daha sağlam, daha güçlü ve daha emin bir yola çıkmak için adım atmanız en temel göreviniz. Aksi takdirde aynı şeyleri yaşamaya devam ederek, sihirli bir değneğin ilişkinize dokunup tüm sıkıntıları yok edeceğini umarak sadece kendinizi kandırmış olursunuz. Öyle ki bir süre sonra bu sisteme farkında olmadan alışmaya başlayıp, ihtiyaçların karşılıklı olarak doyurulduğu huzurlu bir ilişkinin ne olduğunu unutursunuz. Bağımlı ve sağlıksız ilişkilerden kurtulmak için kendinizle ve ilişkinizle ilgili gerçek hislerinizi keşfetmek için atın artık üzerinizdeki yamalı kıyafetlerinizi. Şans verin kendinize ve izleyip görün değişmez dediğiniz kaderinizi..

“Olur, olur bal gibi olur, kalplerimiz yolları bulur”

Sevgiyle kalın