Genel Merkez aldığım yüzde 41'i görmedi
Geçtiğimiz günlerde buradan Gölcük’ün oldukça sevilen esnaflarından ve siyasetçilerinden biri olan
Turan Dumlu ile ilgili bir yazı kaleme almıştım.
CHP’nin kıl payı kaçırdığı ilçelerden biri olan Gölcük’ü alması için
Turan Dumlu’nun kapısında kamp kurmaları gerektiğini savunmuştum.
Bu işin öyle ne yaptığı belli olmayan, ilçesindeki rantsal işleri kör gözüyle izleyen İsmet İşeri’yle olmayacağını anlatmıştım.
Öte yandan Turan Dumlu gibi doğu kökenli bir siyasetçinin bizim Karadeniz insanına kendini sevdirmesinin mucize olduğuna vurgu yapmıştım.
Ama Turan Dumlu’yu CHP çok kırdı, çok ezdi demiştim.
Eski sağlığı olmadığı gibi, hevesi de bitmişti.
En üretken olacağı zamanlarda partisindeki bazı kişilerin hainliğiyle karşı karşıya kalmıştı.
Ama olsun, her şeye rağmen Turan Dumlu hala Gölcük’te bir ekol.
Ve bu nedenle CHP ne yapıp edip Dumlu’nun gönlünü kazanmalı, onu tekrar aday yapmalı.
Gerekirse kapısında kamp kurmalı diye yazmıştım.
***
Benim bu yazımın ardından geçen hafta sevgili Turan abi gazeteye ziyaretime geldi.
Epey zamandır sohbet etmek istiyorduk kendisiyle, bu yazı belki süreci hızlandırdı.
Turan Dumlu ile uzun uzun sohbet ettik, onunla sohbeti özlediğimi fark ettim.
Her zamanki gibi çok kibar, asil, samimi ve sıcaktı.
Gölcükle ilgili duygularımı yineledim.
Turan abi, düşüncelerim için teşekkür etti evvela.
Sonra bana neden tekrar aday olmayacağını anlatmaya başladı.
Haklı yanları çoktu, hatta o kadar haklıydı ki, insan o haklılıklar karşısında ısrar etmeye utanıyor.
Ben ısrar etmeye utanırken, ona ve partisine bunu yapanların sokağa çıkmaması lazım.
Ama yine de fikrimde ısrarcı oldum.
“Senden başkasıyla olmaz Turan abi” dedim.
“Gölcük bizim için de kıymetli, bir adım ileri gitmiyor,
Burnunun dibindeki Başiskele’yi bile görmüyor” dedim.
***
Benim bu ısrarlı konuşmam karşısında Turan abi daha net anlayayım diye şöyle bir cümle kurdu.
“Genel Başkan bile aday yapsa kabul etmem” dedi.
Kaldım öylece…
Bence bunu deme, kapıları hepten kapatma Turan abi dedim.
“Yoo Aysun kardeşim, ben çok netim. Eski sağlığım yok. O zaman üretmek için enerjim yüksekti.
Hadi diyelim oldu, kabul ettik. Beni en çok CHP’li saydıklarım üzüyor” dedi.
Of the record bir şeyler daha söyledi.
Naif biçimde bunu yazma dedi ama kendisinden özür dileyerek yazacağım.
***
“Gölcük zor bir ilçe, gerçekten beni burada çok seviyorlar ve bu benim için onurdur.
İnanır mısın, geçen seçimde bana oy vermeyen AKP’liler aday olmam için CHP’lilerden daha çok ısrar ediyorlar.
Benim aldığım yüzde 41 oyu genel merkez hiçbir zaman görmedi.
Ben hiçbir zaman belediye başkanlığını düşünmemiştim.
2014’te partim için fedakarlık yapıp “evet” dedim.
Fakat bundan sonra aday olmaya sağlığım da el vermez.
Yoksa Gölcük’te seçimi alırım. Aday olmam için teklif gelirse kabul etme şansım yok.
O zaman herkesten affımı isterim. Beni seven herkese çok teşekkür ediyorum” dedi.
***
Turan abiyi çok kırmışlar, çok üzmüşler.
CHP’de kimi, üç kuruşluk menfaati için, kimisi de kafatasçı düşündüğü için Dumlu’ya oy vermedi.
Ortalama dört bin oy fark ile CHP Gölcük’ü elinden kaçırmış oldu.
Şimdi söyler misiniz, Turan Dumlu’nun aldığı oyu almayı bir kenara bırakın; bu sayıya yaklaşacak bir CHP’li görebiliyor musunuz?
Varsa söyleyin!
Erdoğan, BBP’yi de büktü!
AKP ve MHP’nin yer aldığı Cumhur ittifakına sonradan dahil oldu Büyük Birlik Partisi.
Kendini yaka paça ittifakın içine atan BBP, aslında çok öncesinde AKP’ye teslim olmuştu.
Mesela ilimiz özelinde baktığımızda bir Aydın Ünlü ile bir Serhat Duyar arasında zerre fark göremezsiniz.
Her ikisi de AKP’ye yakın durmak için atmadıkları takla kalmamıştı.
Onlar bu işi pek bir sevmişlerdi.
Bunu biz gördüğümüze göre AKP hayli hayli görüyordu.
Onlardaki bu aşkı, bu dönüşümü fark eden AKP, zaman zaman ipin ucunu salarak onlara küçük jestler bile yaptı.
Kimine kafe verdi, kimine farklı şeyler…
Kiminin il binası masraflarını üstlendi, kimine iş takipçiliğinde kolaylık sağladı.
Bu gazla iyiden iyiye havaya giren BBP’li Serhat Duyar, tuttu ittifak aşkına milletvekili adayı oldu.
Ama maalesef beklediğini alamadı.
Sadece o mu, Türkiye’de ittifaka sarılıp aday olan hiçbir BBP’li milletvekili olamadı.
Piyango ne hikmetse bir tek BBP Genel Başkanı Destici’ye vurdu.
Mustafa Destici verdiği tüm tavizlerin karşılığını alarak sonunda TBMM’ye kapağı attı.
Meclise kayıt yaptırırken hayli keyifli olan Destici, bundan böyle BBP’nin mecliste temsil edileceğinden bahsetti.
Fakat o da ne?
Mustafa Destici meclis kayıtlarına AKP Milletvekili olarak geçti.
Destici mecburen hemen YSK’ya itirazda bulunmuş.
Seçim ittifakının 16. Maddesini hatırlatmış.
İlgili maddeye göre siyasi partilere kimliklerini koruyarak ittifak yapma hakkının olduğunu hatırlatmış.
Dostlar alışverişte görsün anlamına gelen bu girişimden sonra Mustafa Destici tıpış tıpış AKP Milletvekili olarak yemin etmiş.
Ben şimdi bundan sonrasını merak ediyorum.
Çünkü konu, bir milletvekilinin AKP’li olmasından çok daha öte bir şey.
Acaba BBP Genel Başkanı Mustafa Destici şimdi ne yapacak?
AKP’den ayrılacak mı, yoksa hazır gitmişken orada kalacak mı?
Yoksa bu senaryoya çok önceden hazırlıklı mıydı?
BBP’liler nasıl bir oyunun içindeler hiç merak ediyorlar mı?
***
Eğer gerçekten bu iş daha önce planlanmadıysa Mustafa Destici’nin derhal olayın üzerine gitmesi lazım.
BBP Milletvekili sıfatıyla meclis kayıtlarına geçmek için çaba harcaması lazım.
Yok, çaba harcamıyorsa zaten konuşulacak bir şey kalmamıştır.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çok önceleri yaptığı gibi; yeni bir Numan Kurtulmuş, yeni bir Süleyman Soylu, yeni bir Tuğrul Türkeş vakasıyla karşı karşıyayız.
Erdoğan gerçekten akıllı ve kurnaz bir politikacı.
Elli adım ötesini hesap etmek diye buna derim ben.
Böylece ufakta olsa bir aykırı sesin daha kesildiğini rahatlıkla söyleyebiliriz.
Bakalım ilimizdeki BBP’liler bu işe ne diyecek?
Hoş, ben körün istediği bir, Allah verdi iki olduğunu biliyorum da;
Neyse…!