Biri bizi kandırıyor!
Seçimlerden bunaldığımızı yazdık durduk uzun süre.
Bir seçim bitmeden yenisi başlıyor diye şikayet ettik.
Ettik te iyi mi yaptık? Türkiye adeta duruşa geçti.
Suni gündemler de olmasa yazacak konu yok.
Onun yanı sıra buhranlar, intiharlar, cinayetler, tacizler, tecavüzler iflaslar gündemin baş konuları arasında yerini sabitledi.
Bu da gidişatımızla ilgili çok önemli bir ipucu aslında.
İyi gitmiyoruz.
Ne kent olarak ne ülke olarak iyiye giden bir durum söz konusu değil.
Güzel şeyler olmuyor mu, elbette oluyor ancak öyle bir zaman tünelinden geçiyoruz ki,
O güzelliklere bile sevinemiyoruz, her şeyi çok çabuk tüketiyoruz.
*
Sabah kalkıyoruz, delinin biri kuyuya bir taş atıyor, kırk akıllı o taşı çıkarmaya çalışırken buluyoruz kendimizi.
Teşbihte hata olmaz ama tam anlamıyla durum böyle.
Mesela bunun en son örneğini CHP Milletvekili Tahsin Tarhan’ın açıklamasında gördük.
Tutturdu bir golf arabası, gidiyor.
Doğrudur yanlıştır bilmem ama ona gelene kadar muhalefet edecekleri öyle çok malzeme var ki, yeter ki istesinler.
Ancak gelinen noktada siyasette kaliteyi görmemiz açısından bu örnek önemli.
Kalibremiz bu…!
Tarhan sayesinde nur topu gibi suni bir gündemimiz daha oldu.
*
Golf arabası muhabbetine gelince…
CHP’li vekil Tarhan, golf sahası bulunmayan Kocaeli’ye 270 bin liraya golf aracı alındığını söylerken;
KBB Başkanı Tahir Büyükakın ortada golf sahası olmadığını, dolayısıyla golf arabası almadıklarını anlatıyor. Alınan araçların temizlik hizmeti için kullanıldığını ifade ediyor.
Her iki açıklamaya bakıldığında ortada çok büyük tezat var.
Karşılıklı yapılan bu açıklamalara göre biri kesin yalan söylüyor.
Kimin yalan söylediğini anlamak için ise bize düşen şey akıl süzgecimizi kullanmak oluyor.
*
Tarhan’ın golf arabası muhabbetini kapsayan açıklamanın e-postaya geldiğini gördüğümde üzerinden bir-iki saat geçmişti.
Maillerde gördüğüm bu açıklama henüz gazetemizde yayımlanmamıştı.
Arkadaşlara sordum, neden Tarhan’ın açıklamasını girmediniz diye?
Muhabirimiz Oğuzhan Aktaş, açıklamanın yanlış olduğunu savunarak haberi girmediğini ifade etti.
“O araçlar golf oynamak için alınmadı, benim bildiğim bir konu olduğundan açıklamayı girmedim” dedi.
Gazeteci, bir milletvekilinin yaptığı açıklamayı doğru yanlış bakmaksızın girer.
Yorumunu ise sonra yapar, biz bu açıklamayı girmezsek maksatlı olduğu düşünülür dedim ve Tarhan’ın açıklamasını yayımladık.
Bana da çok mantıklı gelmedi ancak dedim ya, suni gündeme ayılıp bayılan bir kitle oturdu Kocaeli’de.
Hangi haber sitesini açsam Tarhan gündem olmuştu bile.
Hatta Sözcü Gazetesinde dahi baş sayfa olmuştu.
Yukarıdaki kuyuya taş atma örneğini de bu yüzden verdim.
*
Tahsin Tarhan aman aman ortalarda görünmezken, birdenbire çıkıp, olmayacak yerden vurmaya çalıştı.
Açıklamasının diğer kısımlarında -en azından bundan daha önemli sayılacak konular varken golf arabası üzerinden gitmesi yanlış bir tercihti.
Tarhan pazartesi sabahı CHP il binasında basın açıklaması yapacakmış.
O açıklamada “KBB golf sahası olmadan golf aracı aldı” tezini doğrulaması gerekiyor.
Tıpkı AKP eski il başkanı Ceyhan’ın kamuya sattığı mobilya olayını belgelerle ortaya çıkardığı gibi kendisinden sağlam muhalefet beklendiğini bilmesi gerekiyor.
Gayri ciddilik Tarhan’ın kalibresine yakışmıyor.
CHP’li vekil bu kez çuvalladığını kabul ederek, daha büyük bomba haberlerle gündeme gelmesini umuyorum.
O potansiyelin var olduğunu bilmesem kalem oynatmaya dahi gerek duymam.
---------------------------------------
HANGİ MHP’Lİ YÖNETİCİ CHP’YE DESTEK VERDİ?
Bazı kişilikler vardır, nereye koysanız oraya cuk diye oturur.
Bir yerde bir koltuk mu var, neresi olduğu fark etmez; çağırın koşa koşa gelir.
Oturmamış kişilikleri nedeniyle kimlik arayışları hiç bitmez!
O yüzden bir gün MHP’li, bir gün AKP’li bir gün CHP’li olurlar.
Unutmadan söyleyeyim. Yükseliş trendine göre cemaatçi bile olurlar.
Kendi gitmese de eşini o yapıya sokar.
Onların hiçbir ideolojisi yoktur.
Rüzgara göre dümen kırarlar.
Mesela İzmit belediye seçimlerini hatırlayın.
Rüzgar Fatma Kaplan Hürriyet’ten yana esiyordu.
AKP’nin adayı Sibel Gönül’e başta teşkilat içerisinden tepki vardı.
Hürriyet ise CHP rüzgarını arkasına almış, CHP’li olmayan sağ seçmenin bile gönlüne girmeyi başarmıştı.
Alınan seçim sonuçları da bunu kanıtlıyor.
*
İşte o günlerde kentimizde aktif siyasetin içerisinde olan hatta göstermelik olarak MHP’den İzmit belediye başkanlığına talip olan bir şahsiyet;
Normalde cumhur ittifakı adayı Sibel Gönül’ü desteklemesi gerekirken
Bu ittifakın canı cehenneme diyerek Fatma Kaplan Hürriyet’i destekledi.
Evet, bunu çok net bildiğim için söylüyorum.
Bırakın kendisini, ailesine hatta sülalesine bile CHP’ye oy verdirdi.
Neden? Çünkü bu işi Sibel Gönül’e yakıştıramadığını söyledi.
“Sibel kim Allah aşkına, kim tanır onu” diye konuştu durdu.
Hali hazırda Aydın Ünlü’nün yönetiminde yer alan ve Ünlü ile kentte bir takım oyun kurma girişimlerinde bulunan bu şahıs
Aynı zamanda bir mafya özentisi durumunda.
Sık sık mafya babalarıyla pozlar veren, onlara yakın olmakla adamlık kalitesinin arttığını düşünen MHP’li bu şahıs, yaptığı ilginç(!) ticaretle de adından söz ettiriyor.
O kısmı şimdilik açma gereği duymuyorum.
*
Sıkı bir Hürriyet hayranı olan MHP’li yöneticinin, CHP’ye oy verdiğini Ünlü biliyor mu gerçekten merak ediyorum.
Sanırım bilmiyordur, bu vesileyle öğrenmiş oldu.
Yalanlamaya kalkar mı diye düşündüm.
Pek sanmıyorum. Bunun için deli cesareti olması lazım.
Zira o günlerde kendisiyle epey konuşmalarımız olmuştu.
Peki, şimdi neden bunu yazdım?
Çünkü üç kuruşluk adamlarla tezgah kurmalara başladı.
Erişemediği ciğere mundar muamelesi yaptı.
Daha da ötesi kendini çok akıllı sanıp, herkesi aptal zannetti.
Kimse aptal değil!
Kimseden de akıllı falan değilsin.
Susuyorsak sebebi var!