Bu iki ihale ahlaki mi…?

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

Kandıra Gıda İhtisas Organize Sanayi Bölgesi Projesinin

Kısmi kazı-dolgu işinin ikinci etabı için bugün bir ihale düzenlendi.

Kamuoyunda -ihalesiz- “adrese teslim iş” ile uzun süre gündem olan Kandıra GİOSB;

Spekülasyonların ardından ihale yapma kararı almıştı.

Hatırlanacağı gibi Kandıra GİOSB’nin nebati toprağının kazıma işini

iflas eden Soylular Betonun sahiplerinden Mustafa Soyer’in oğlunun ve kızının adına olan GOGUSER adlı firma yapmıştı.

Bu haberi ilk kez gazetemizde okumuştunuz.

Haberimizin ardından adrese teslim, sessiz sedasız işi alan GOGUSER’e ilimizdeki hafriyatçılar tepki göstermişti.

***

Konu Kocaeli Valisine kadar ulaşınca bir sonraki işlerin ihale yoluyla yapılması kararı alınmıştı.

Böylece iş yasal zemine oturtulmuştu.

İlk ihale 20 Ağustos’ta yapıldı.

Biz de dikkatle takip ettik.

Altı firmanın teklif verdiği ihalede kazanan taraf yine GOGUSER olmuştu.

Katılımcılar, kazanan firmayı sarılıp tebrik edince konunun çokta tartışılacak yanı olmadığını görmüştüm.

Alan razı, satan razıysa Kandıra GİOSB’nin kazı ihale işinde benim açımdan konu kapanmıştır demiştim.

Öyle ya; her şey herkesin gözleri önünde olup bitti.

***

En iyi teklifi SGC İnşaat vermesine rağmen firmalardan ikinci teklif istendi.

Dört firma ikinci teklifi vermeye yanaşmayınca; en iyi teklifi veren SGC İnşaat ile GOGUSER yarıştı.

Orada da kafa karıştıran bir durum vardı.

GOGUSER ilk teklifinde 3 milyon 160 bin TL verirken SGC İnşaat 2 milyon 696 bin TL ile en makul teklifi sunmuştu.

Fakat ona rağmen ikinci teklifler istendi.

GOGUSER bu kez verdiği fiyatın çok altında bir teklifle geldi.

Yaklaşık 1 milyon fiyat kırarak 2 milyon 320 bin TL’ye indi.

SGC İnşaat ise 2 milyon 690 bin TL’de kaldı.

Böylelikle ihale GOGUSER’in oldu.

***

O gün de söyledim şimdi yine söylüyorum.

AKP’li Ali İhsan Yavuz’un hit olan sözü gibi; “kesinlikle bir şeyler oldu ama ne oldu anlamadım”

İçime sinmeyen bir durum söz konusuydu.

Ancak dediğim gibi katılımcıların gıkı dahi çıkmamıştı.

SGC İnşaatın yetkilisi kazanan tarafı kucaklayarak tebrik etmişti.

Mahallenin delisi biz miyiz? Hak aramak benim işim mi?

Konuşsaydılar, bu ihale kılıfına uyduruldu deseydiler.

Ama onlar sarılıp kucaklaşınca bize de konuyu kapatmak düştü.

***

Geldik bugüne…

Bugün yapılan ihale de bir garip doğrusu.

İhaleye dört firma katıldı.

Teklifler alındı, iki firma teminat mektubu olmaması sebebiyle elendi.

Geriye Murtazaoğlu İnşaat ile GOGUSER kaldı.

Bilin bakalım ne oldu?

İlk teklifte Murtazaoğlu inşaat 4 milyon 375 bin TL verirken, GOGUSER 4 milyon 200 bin TL vermişti.

Rakamlar birbirine çok yakın olduğu halde Murtazaoğlu İnşaat ikinci teklifi vermeyeceğini söyledi.

Böylece iş, bir kez daha GOGUSER’in kucağına bırakıldı.

***

Yuh diyorum, pes diyorum!

Arada uçurumlar olur anlarım.

İnsan ihaleyi almaya çok yaklaştığı bir noktada neden kendini geri çeker?

Birileri bizimle eğleniyor ama kim, onu çözebilmiş değilim.

Kandıra GİOSB üst yapı işi kabak tadı verdi.

Açıkçası bu ihalede ikna olacağımı sanmıştım ama yine olmadı.

Körler sağırlar birbirini ağırlar vaziyette yol almaya devam…!

***

Bu arada merak edenler için söyleyeyim;

Bu konuda ilk başladığımız noktada durduk.

Kimseden reklam almadık, ne yandan ne sağdan ne soldan!

Milyonların konuşulduğu, katakulli işlerin dönme potansiyelinin yüksek olduğu böylesi dev bir projede

Üç-beş bir şeyler alıp, hatır koymalarına müsaade edecek kadar amatör değilim.

Reklam alanları küçümsediğimden değil, elbette alacaklar.

Fakat konuyu ortaya atan taraf olarak benim bunu yapmam etik olmazdı.

Ayrıca o an için çıkar güdenlerle aynı kefede olmak istemediğimden biraz geri durdum.

Yoksa bu konu benim açımdan önem arz etmeye devam ediyor.

***

Diğer yandan Kandıra GİOSB Başkanı Mehmet Başol’a şans tanınmasından yanayım.

Bu proje öyle veya böyle hayata geçmeli.

Bunun için bizler ayak bağı değil, yardımcı olan taraf olmalıyız.

Fakat yardımcı olmamız için herkesin şeffaf olması gerekiyor.

Kılıfına uyan işler legal olabilir evet ama her legal olan da ahlaki olmuyor, öyle değil mi?

------------------------------------------

BÜYÜKAKIN’DAN HÜRRİYET’E

SICAK MESAJ…

İzmit’in yeni tartışma konusu belli oldu.

Cedit mahallesi kentsel dönüşüm projesi…

Eski Başkan Nevzat Doğan döneminden süre gelen bu sorun yeni başkan Hürriyet’in kucağına bırakıldı.

Hürriyet de bu problemin hallolması için kafa yoruyor, bakanlıkla görüşmeler yapıyor.

Ama sorun yumağı haline gelen bir konuda öyle alelacele karar vermesini beklemek de Hürriyet’e haksızlık gibi geliyor.

***

Geçtiğimiz günlerde bu konu KBB Başkanı Büyükakın’a soruldu.

Cedit projesini devralıp alamayacağı sorusuna cevap istendi.

Büyükakın, benim de yer aldığım basın toplantısında aynen şu ifadelere yer vermişti.

“Burada yıllardan beri insanlar bekliyor. Ben İzmit Belediyesi'ne ya da başkanına gidip bu projeyi ne yaptın diye soracak değilim. İzmit Belediyesi burayı yapamıyorsa ben bakarım. Destek verme diye bir şey olmaz. Yapacaksak biz yaparız” dedi.

***

Büyükakın’ın sözlerinin ardından bu kez konu Başkan Hürriyet’e soruldu.

İzmit Belediye Meclisinde Hürriyet’e Cedit projesini büyükşehire devredip etmeyeceği sorusu geldi.

O soru üzerine Hürriyet mecbur cevap verdi.

“Halk için seve seve büyükşehire vermeye hazırım” dedi.

Bakanlıkla yaptığı görüşmelerin tıkandığından bahsetti.

***

Dün ortaya çıkan manzaranın ardından bu kez Başkan Büyükakın’a “Cedit’i alacak mısınız” diye sorduk.

Haberimizde ayrıntısıyla yer aldı.

Ancak ben orada dikkatimi çeken bir husustan bahsetmek istiyorum.

Büyükakın Hürriyet’e “diyalog” dedi.

Basın üzerinden tartışma yaratmayı doğru bulmadığını, kendisiyle ne zaman isterse iletişime geçebileceğini söyledi.

***

Bu çok önemli bir gelişme aslında.

Hepimizin istediği de bu değil mi?

Hürriyet farklı partiden diye üvey evlat muamelesi görmesin, iki başkan kol kola İzmit için çalışsın.

O anlamda Büyükakın’ın bu sözlerini değerli buluyorum.

Diğer yandan Hürriyet’in basın üzerinden Büyükakın’a mesaj yolladığı fikrini doğru bulmuyorum.

Mecliste sorulan soruya cevap vermek durumunda kaldığının altını çiziyorum.

Yoksa Hürriyet böylesi önemli bir konuda karar vermeden önce hiyerarşi neyi gerektiriyorsa onu yapacak nitelikte biridir.

***

Ama derler ya, her şeyde bir hayır vardır diye, o misal.

Dün, bugün, ondan önceki günlerde gündeme gelen Cedit kentsel dönüşüm polemiği

Sonunda hayra çıkabilir.

En azından başkanlar arası diyaloğun önünün açıldığını söyleyebiliriz.

Kaldı ki Büyükakın’ın açıklamasından anlıyoruz ki bu işin kabul makamı büyükşehir değil, ilgili bakanlık.

O halde bakanlık, İzmit Belediyesi, Büyükşehir ele ele verip Cedit sorununu ortadan kaldırarak “uyumlu” çalışmanın fitilini ateşleyebilir.

Sizce de güzel olmaz mı?

------------------------------------