Kriptolar her yerde…

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

Benim bu siyasete aklım ermez oldu.

Hele hele içimize giren hainlerden sonra hiçbir partiye tam manasıyla güvenim kalmadı.

FETÖ denilen terör örgütü sarmaşık gibi her tarafımızı sarıp sarmalamış.

Bir dalı kırıp atarken öbür dala dolanıyorsunuz.

AKP ile girdikleri iş birliği sonucu devletin bütün kurumlarına giren hainler

Aynı zamanda siyasetin en iddiasız partilerini bile boş bırakmamışlar.

Yarın öbür gün kim kafa kaldıracak olursa anında haberdar olmak için bütün partilere kripto adamlar yerleştirmişler.

AKP’de, CHP’de, MHP’de hatta HDP’de bile bir şekilde yer bulan kripto siyasetçiler

İYİ Parti’yi boş bırakır mı?

Bunlar en küçük hemşehri derneğini bile şansa bırakmazlar, o kadar organize bir yapı.

*

Neden buraya vardım?

Son günlerde işlerimi biraz aksattığımdan etrafıma bakamaz oldum.

Kaldığım yerden devam edeyim diyerek eş dost ile fazlaca vakit geçirmeye başladım.

Neler kaçırdığımı ise yeni yeni anlıyorum.

Kim kiminle ne yapmış, hangi siyasetçi ne amaçla oradaymış, çok şey duyuyorum.

Duyduğum her şeye inanmak gibi bir tavrım yoktur.

Önce gözlem altına alırım.

İlişkilerini yoklarım, kimlerle oturup kalktığına, ticaretteki adımlarına bakarım.

Yani söylemlerin altını doldurmaya çalışırım.

*

Ve gördüğüm kadarıyla bu kripto adamlar İYİ Parti yönetimine de sızmış.

Kripto ama kimin kriptosu?

Kripto dediğiniz illa FETÖCÜ olmaz. Oynak bir siyasetçi de olabilir.

Asıl can alıcı soru bu olmalı.

İYİ Parti’den başka partiye bilgi taşıyan kim olabilir?

Biraz daha derinleştirelim hele…

BARAJA CEVAP VAR

GOLF ARABASINA YOK!

Etkili muhalefet, yapıcı muhalefet, yerinde muhalefet…

Bunların hepsi bir arada olduğunda çökmeyecek saltanat, görevden inmeyecek iktidar yoktur!

Şehir üç gündür bir komediyi tartışıyor.

Efendim, golf sahası olmayan Kocaeli’ye golf araçları alınmış.

Hem de 270 bin liraya…!

CHP Milletvekili Tahsin Tarhan’ın yanlış çıkışı sayesinde günlerdir bomboş bir muhabbetin içinde sıkışıp kaldık.

Oysa Tahsin Tarhan gibi sol değerlere bağlı bir politik aktörün, söylediği sözlerle birlikte önce kendi tabanını ikna etmesi gerekirdi.

*

Tarhan siyaseti seviyor.

Uzun süredir CHP’de önemli bir mertebe arzuluyordu.

Geçmiş yıllarda Darıca belediye başkanlığına aday olmak istedi ancak olamadı.

Kentin batı yakasında Tarhan’a çokta sevimli gözle bakılmadı.

Üyeydi, delegeydi, örgüttü…. Bunları aşarak bir yerlere gelemeyeceğini anlayan Tarhan, formülü başka şekilde buldu.

2014 yerel seçimlerinde CHP’nin etkili ismi Sefa Sirmen çıtayı aşağı çekerek İzmit’e aday olunca

Büyükşehire aday bulmada zora girildi.

Tam bu noktada Tahsin Tarhan sözüm ona “parti görevi” kabul ederek büyükşehir belediyesine aday oldu.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu da bu tezgaha inandırdılar.

İzmit’in bir tek Sirmen’le kazanılacağına, büyükşehirde ise genel başkan kendi gelip aday olsa dahi kazanmanın olanaksız olduğuna Kılıçdaroğlu’nu ikna ettiler.

Göstermelik aday olarak Tahsin Tarhan’da karar kıldılar.

*

Tarhan’ın yerel yönetim bilgisi yoktu ama iyi bir solcuydu.

Hatta CHP Tarhan’a göre evrensel sol değerlerin çok altında bir bakışa sahipti.

Ama SHP ile birleşince kendini tanımlayan ve de basamakları çıkabileceği başka bir parti yoktu.

*

Tarhan büyükşehire aday olduktan sonra çoğu programları İzmit’te Sirmen’in gölgesinde yaptı.

Kürsüye çıktığında başta CHP’liler Tarhan’ı dinlemeye dahi eriniyordu.

Çünkü Tarhan gibi zayıf profildeki bir isimle CHP’nin büyükşehiri kafadan silip attığını düşünüyorlardı.

Bu anlattıklarımı inkar edecek tek bir Allahın kulu varsa söylesin.

Bana bir tane CHP’li gösteremezsiniz ki Tarhan’ın büyükşehirde bırakın kazanmayı; iddialı olacağına inansın!

*

Ve tahmin edileceği gibi Tarhan, Karaosmanoğlu karşısında hezimete uğradı.

Sirmen derseniz son hafta sahalardan çekilerek yarışın AKP lehine sonuçlanmasına bir şekilde hizmet etti.

Seçimlerden kısa bir süre sonra bir ortamda karşılaştığım Tarhan’a, bundan sonraki adımının milletvekilliği olacağının konuşulduğunu, bu adaylığın da zemin hazırlamak için olduğunu söyledim.

Zinhar yalan dedi.

Göreceksin böyle bir şey olmayacak diye ekledi.

Ama gelinen noktada Tarhan, partisinin zor gününde kendini feda eden adam formatında sunularak milletvekilliği listesinin üçüncü sırasına girdi.

Ekonomik yapısının da bunda etkili olduğu açıktı.

Sebeplerin artık bir önemi yok, sonuçta Tahsin Tarhan CHP’nin milletvekiliydi.

*

TBMM’ne ısınması çok zaman aldı.

Kibiri de bunun oluşmasını geciktiren sebepler arasındaydı.

Tarhan bir türlü yere inemedi.

Örgütle iletişimi çok iyi olmadı.

Ama iş adamlığından çok milletvekilliği gömleğini sevmişti, bir daha listeye girmek istedi ve yine girdi.

Epeydir mecliste CHP’yi temsil ediyor.

İlk yıllara göre daha iyi siyaset yapıyor.

Özellikle sanayi alanında yani hakim olduğu konuda iktidarı köşeye sıkıştırmayı başardığı anlar oluyor.

Ama bazen öyle gereksiz çıkışlar yapıyor ki, toparlamak isterken hepten batırıyor.

Golf arabası olayında olduğu gibi.

*

Hatasını kabullenmek yerine bizi yani basını suçladı.

Oysa yerel basını es geçip ilk önce Sözcü Gazetesi’nde sunulan haber kendi danışmanları tarafından kaleme alınıp redakte edilmişti.

Benzer metin daha sonra danışmanları tarafından yerel basına da servis edilmişti.

Varılan noktada golf araçları konusunda Tarhan açığa düştü.

Ve dikkat ederseniz partisinden kimse Tarhan’ın doğru söylediğini iddia edemedi.

Nasıl ki Büyükakın Yuvacık barajı konusunda CHP’ye yüklenince CHP’den ses geldiyse, golf araçları konusundaki yüklenmesine karşın

Kimse Tarhan’a sahip çıkmadı çünkü yanlış yerden tutmuştu.

*

Baraj konusunda CHP’li meclis üyesi Orhan Tanış farklı bir çıkış yaptı mesela.

Ne dedi?

Yuvacık barajının borcu varsa, yıllardır su faturalarından elde ettiğiniz gelir de var, onları ne yaptınız?

Onunla borcu ödeyebilirdiniz ama başka şeylere kullandınız dedi.

En azından tartışmaya yeni bir boyut getirdi. İzahı olan bir şey söyledi.

Büyükakın, herkesten daha çok mali tabloya hakim olan tek kişi madem, bunun da açıklamasını yapacaktır.

*

Yani demem o ki, Tahsin Tarhan’ın klavuzunu gözden geçirmesi gerekiyor.

Geçmişte golf araçlarıyla Sekapark’ta ünlülerin ve siyasilerin tur attığını iddia etmek de bu işi kurtarmaya yetmez.

Onun yerine kendi partisinin belediye meclis üyeleriyle yol yürümeyi seçsin.

Bu şehirde yerel konulara hakim olan değerli pek çok meclis üyesi var.

Onlara sormadan, tam bilgilenmeden sahaya çıkarsa olacağı budur.

Siyaset bir ekip işidir, kolektif çalışma gerektirir.

Yerel konular takip ister, yerindelik ister. Bunun için de örgütle ve meclis üyeleriyle koordinasyonlu olmak lazımdır.

*

Tarhan’ın il binasında yaptığı basın toplantısı durumu kurtarmaya çalışmaktan başka bir şey değildir.

Keşke durumu kurtarayım derken basını suçlayıcı bir dil kullanmasaydı.

Keşke “Deve kuşu” gibi söylemlerle seviyeyi aşağı çekmeseydi.

Keşke Tahsin Tarhan artık siyasette pişmiş biri olarak daha nitelikli konularla karşımıza çıksaydı.

Netice itibariyle yaşananlar, Tarhan’ın siyasi hedeflerine bir sekte vurdu.

Kendisi her ne kadar “benim hedefim yok” dese de biz o numarayı geçmişte bir kez yedik.

Tarhan asıl bundan sonra siyasette var olmalı.

Deneme yanılma yöntemini defalarca kullandıktan sonra yaşadığı tecrübeler

Bundan sonra Tarhan’ı daha oturaklı bir siyasetçi yapacaktır.

Yolu açık olsun.

-------------------------------------------