İmamoğluve Hürriyet’in suçu ne?
Türkiye iki gündür Ekrem İmamoğlu’nun kar tatilini konuşuyor.
Elazığ’da, Malatya’da deprem olmuş, insanlar can pazarı yaşıyor ama İmamoğlu kayak yapıyor deniliyor.
Dün akşam gece saat 02:00’ye kadar bu anlamsız saçma sapan konu üzerinden yandaş TV’ler İmamoğlu’nu ameliyat ettiler.
Utanmasalar İmamoğlu için, “Mahalle yanarken saçını tarayan” bilmem ne sözünü edecekler.
Elazığ depreminde ülkede milli yas edilmiş de bir tek İmamoğlu keyfini düşünmüş gibi konuştular da konuştular.
Biz de yaşadık o depremi. Hem de çok daha şiddetlisini.
Binlerce şehit verdik, yüzlerce sakat kalan insan oldu.
Bıraktığı travmalar ise cabası.
***
Bir daha adım atmam dediğim altı katlı binada aynı evde nasıl oturuyorum, gelin bir de bana sorun.
Ama bununla yaşamayı öğrendik.
Bazen insan o kadar çaresiz kalıyor ki, kadere teslim olmaktan başka seçeneği kalmıyor.
Deprem hayatın hatta Türkiye’nin gerçeği.
Yüzyıllardır uyuyan Doğu Anadolu fay hattı uyandı ve 6.8 büyüklüğündeki deprem meydana geldi.
O insanların neler yaşadıklarını en iyi biz anlarız.
Bizden farklı olarak soğuk hava koşullarında depreme yakalanmış olmaları ise olayı çok daha vahim hale getiriyor.
Bunların hepsine EYVALLAH!
Ama Elazığ’da bundan sonra yapılacak işler Ekrem İmamoğlu’nun sorumluluğunda değil.
Bizim başımızda devlet baba var, öyle değil mi?
İnsani açıdan İmamoğlu tatil yapmasın diyorsanız o da ayrı bir konu.
***
Bakın, şu an kış turizminin yaşandığı yerlerde kim bilir kimler tatil yapıyor.
İmamoğlu tartışmasız Türkiye’nin en popüler ismi olduğu için bundan siyaset devşiriliyor.
25 gün önce planlanmış tatile gittiyse ne olmuş yani?
Yetkililer zaten görevini yapıyor.
Sanki deprem Elazığ’da değil de İstanbul’da olmuş gibi yaygara koparılıyor.
Üstelik o yaygarayı koparanlar, olası İstanbul depremine karşı hiçbir hazırlığı olmayan, bugün deprem olsa İmamoğlu’nu sorumlu tutacak iktidar sahiplerinden başkası değil!
Yapmayın Allah aşkına!
Bu kadar vicdansız olmayın.
Bugün hanginiz Elazığ’da deprem var diye programınızı ertelediniz, neyi yapmaktan geri durdunuz?
Bakın Ekrem İmamoğlu durumu ne de güzel özetlemiş:
“Vatanım, bayrağım, inancım ve ailem… Ailem, benim kutsalım. Aileme başka bir değer veririm. Ailemle bir olamamanın üzüntüsünü yaşarım. Çocuklarımı siyasi manzarama sokmam. Benim çocuklarıma vakit ayırmam lazım. Hayat gelip, geçiyor. Sekiz yaşındaki kızımın çocukluğunu ıskalayamam. Ergenlik çağını yaşayan oğlumun bu çağlarını ıskalayamam. O çocuğun ruhunda bu eksikliği yaşatan baba olmak istemem. Bir arada olmak, 2-3 gün buluşmak baba olarak sorumluluğum”
***
Çocuklarına geç kalmak istemeyen bir baba…
Deprem olsa başkanlığı bir saniye bile düşünmeden önce çocuklarını güvene almak için çırpınacak bir adam!
Çünkü hepimiz önce anneyiz, babayız, kardeşiz, eşiz.
Sıfatlarımız sonradan gelir. İmamoğlu’nun yaptığını çok görmemek lazım.
Kaldı ki İstanbul Valisi ile birlikte AFAD’a ilk gidenlerden biriydi.
İğneyi önce kendimize batıralım.
Marmara depremi olduğunda ne oldu, hayat devam etmedi mi?
Allah gülmeyle ağlamayı kardeş yaratmış derler.
Bir taraftan cenaze çıkıp insanlar ağlarken, öbür taraftan çocuk doğdu diye insanlar gülerler.
Başka türlü bu hayat yaşanır olmaktan çıkar.
Ama bu demek değildir ki insanlığınızı unutun.
İmamoğlu insanlığını falan unutmuş değil.
Şu an bölgeye gerekli yardımlar fazlasıyla yapılıyor.
Her şeyden önce İmamoğlu’nun çalışmaktan çocuklarına vakit ayıramayan bir baba olduğunu unutmayın.
***
Hayat tezatlıklarla dolu.
İmamoğlu deprem bölgesinde vakit geçirmedi, tuttu tatile gitti diye linç edilirken;
Öbür taraftan kentimizin büyükşehir belediye başkanı deprem bölgesine gidenleri şovmen olarak nitelendirdi.
Buradan gidenlerin gereksiz bir trafik yarattığını hatta işleri engelleme noktasında olduklarını vurguladı.
Aslında lafı direkt İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’e idi.
Biliyorsunuz Hürriyet “Sizi en iyi biz anlarız” etiketiyle başlattığı yardım kampanyasının ardından
Elazığ’a giden ve orada hayli vakit geçiren belediye başkanlarından biriydi.
Yani Büyükakın’ın o taşı direkt Hürriyet’e idi.
Hürriyet, 1999 Marmara depreminde belki bu kentte değildi.
Ama o, yaşadığı ve yönettiği şehri öylesine sahiplendi ki, yardım konusunda en hızlı aksiyon alan belediye başkanı oldu.
Ardından diğer ilçe belediye başkanları geldi.
Gebze Belediye Başkanı Zinnur Büyükgöz, Dilovası Belediye Başkanı Hamza Şayir,
Darıca Belediye Başkanı Muzaffer Bıyık, Çayırova Belediye Başkanı Bünyamin Çiftçi depremzedelerin acılarını paylaşmaya giden isimler arasındaydı.
Ne yazık ki onlar da Büyükakın’ın gazabına uğradı ve şovmen olarak adlandırıldı.
***
Görüyorsunuz; gidersiniz suç gitmezsiniz suç.
İnsanoğlu tek doğruda buluşamıyor ne yazık ki.
Herkesin bakış açıcı işine geldiği gibi.
İmamoğlu kayak yaptı, deprem bölgesine gitmedi diye suçlu;
Hürriyet deprem bölgesine gidip gereksiz şov yaptığı için suçlu.
Bana kalırsa İmamoğlu ve Hürriyet’in ortak suçu ikisinin de CHP’li olması (!)