24 Mart’tan sonra CHP’yi ne bekliyor?

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

CHP pazar günü ön seçime gidiyor.

Pek çok CHP üyesinin anlam veremediği ön seçimde üyeler sandık başına gidecek.

Tek adayı oylayacak!

Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığını tescilleyecek.

Sonra ne mi olacak?

İmamoğlu işi gücü bırakıp, İstanbul’dan Türkiye’ye yürüyecek, halktan destek isteyecek.

O artık İBB Başkanı değil, CHP’nin cumhurbaşkanı adayı sıfatıyla anılacak.

Yalnız ufak bir sorun var!

Ortada ne alınmış bir seçim kararı ne erken seçim havası var.

İmamoğlu 24 Mart itibariyle nasıl bir yol haritası izleyecek, bilinmiyor.

Hakikaten akıl alacak gibi değil.

Resmen CHP’yi bir kişinin siyasi ikbali uğruna harcıyorlar.

İmamoğlu siyasi davalardan korunmak için CHP’yi kendine kalkan yapıyor.

***

Pek tabii ki Ekrem İmamoğlu cumhurbaşkanı adayı olabilir.

Bu hem hakkıdır hem de olması gereken bir şeydir.

Fakat seçimin esamesi bile yokken, milletin derdi geçim olmuşken, alınan ön seçim kararı CHP’yi parçalara ayırmaktan başka bir işe yaramaz.

Daha şimdiden parti içinde İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığını bloke etmesine karşı sesler var ve bu hızla artacak.

***

Biz yine mahallenin delisi olarak bazı gerçekleri tarihe not düşmüş olalım.

24 Mart sabahı sadece CHP’nin cumhurbaşkanı adayı olmayacak!

Aynı zamanda CHP’nin nur topu gibi bir problemi ortaya çıkacak.

İmamoğlu Türkiye sevdasıyla uğraşırken, İstanbul’dan fiziksel ve duygusal kopuş yaşayacak, İstanbul halkı başkansız kalacak, aksayan her iş İmamoğlu’nun İstanbul’a ilgisizliğine bağlanacak.

İmamoğlu şehir şehir gezip kampanya yaparken, beraberinde bütçe tartışmaları ortaya çıkacak.

İstanbul’un bütçesini seçim işlerinde kullandığı iddiaları gırla gidecek.

İstediği kadar harcamalara dikkat etsin, bundan kaçamayacak.

40 yıllık diplomanın sorun edildiği yerde bu hayli hayli sorun edilir.

Dolayısıyla İmamoğlu önce ona oy verenlerin hedefi haline getirilecek.

Evet şu an niyet okuyorum.

Trol orduları bana istediğini yazıp çizebilirler.

Elbette bunlar olmasını arzuladığım şeyler değil.

Ancak olaylara at gözlüğüyle bakmak da benim işim değil.

Yanılmayı çok isterim.

Umarım zaman bizi değil, İmamoğlu’nu haklı çıkarır.





Aman ha, şaibe bulaşmasın!

CHP’nin pazar günü yapacağı ön seçim örgütler açısından büyük imtihan anlamına da geliyor.

CHP Genel Merkezi işi çok sıkı tutuyor.

İlçe ilçe veri girişleri kontrol ediliyor.

Şak diye rastgele CHP üyeleri aranıyor, ön seçimden haberi olup olmadığı soruluyor.

Karşıdaki üye şayet ön seçimden bir haberse o ilçe örgütü kara listeye alınıyor.

Kocaeli’de bu anlamda Derince ve Gebze ilçe örgütleri CHP Genel Merkezi tarafından tebrik aldılar.

Tabi iş tebrikle bitmiyor, asıl iş o üyeleri sandığa getirmekte.

Alt toplamda Ekrem İmamoğlu adaylığını biraz daha meşrulaştırmak için üyenin tamamına yakınının olurunu almak durumunda.

***

Peki, CHP’nin kendi arasında yapacağı ön seçimde şaibe olur mu?

Bu soru CHP’liler tarafından sıkça tartışılıyor.

Ne yalan söyleyeyim, olmaz diyemiyorum, zaten CHP’liler de aksini düşünmüyor.

Geçmişte bunu 2014 yerel seçimlerinde İzmit meclis üyeliği ön seçiminde yaşamıştık.

Kimlerin birincilikten alaşağı edildiğini,

Kimlerin yedeğe düşürüldüğünü, kimlerin son sıralardan üst sıralara çıkarıldığını tecrübe ettik.

Dönemin CHP İl Başkanı Yalçın Kuşkan’ın torbayı yeniden saydırmaktan nasıl kaçtığını, olayı nasıl örtbas ettiğini filan unutmadık.

Bu sadece Kocaeli özelinde değil, Türkiye’nin en ufak köyünde bile kurulacak sandıkta dikkatler orada olacak.

Münferit, küçük bir olumsuzluk koskoca partiye mal edilecek.

O yüzden CHP çok ama çok dikkatli olmalı.

Diğer taraftan, ön seçimde parti içi rekabet yok, sadece tek aday var.

Ve herkes ilçesinde birinci çıkmak için uğraş verecek.

Bütün örgüt başkanları İmamoğlu’na aidiyetlerini göstermek için seçimden sonra ellerinde listeyle genel merkeze koşacak.

“En çok bizim ilçemizden oy geldi”, yarışı başlayacak.

CHP’nin cumhurbaşkanlığı adaylığı için yapacağı ön seçimin, CHP Kurultayı gibi tartışmalı hale gelmemesi için; örgütlerin azami titizlik göstermesi gerekiyor.

En küçük bir olumsuzluk büyür büyür koca Türkiye’ye yayılıverir.

Çünkü herkesin gözü kulağı o sandıklarda olacak.

Naçizane öngörümüzü paylaşmış olalım.