Ön seçimin adı yetti! CHP çat diye ayrıldı…
Bir önceki yazımda CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in,
Cumhurbaşkanı adayını belirlemek üzere ön seçim kararı almasının, Mansur Yavaş’a yapılmış siyasi bir operasyon olduğundan söz etmiştim.
Tekrar ediyorum; ortada bir seçim yok!
Seçim beklentisi yok!
Aday belirleme zorunluluğu yok!
Durup dururken “biz cumhurbaşkanı adayımızı belirleyeceğiz” demenin anlamı var mı?
Bunun akılla izah edilir yanı yok!
Sandıktan kim çıkarsa çıksın bir kere her şeyden önce zamanlama yanlış!
Mansur Yavaş’ın o sandıktan çı-ka-ma-ması konusu sonraki iş.
Ama maalesef burada yapılmak istenen şey şu:
Ekrem İmamoğlu’nu siyasi davalardan korumak, adaylığını garantiye almak, Özgür Özel’in koltuğunu sağlamlaştırmak, Mansur Yavaş’ı sandıkta boğmak…
*
Şimdi biz bunları söylüyoruz ya!
Yanlış yapıyormuşuz.
İktidarın değirmenine su taşıyormuşuz.
İktidar medyası ağzı ile yazıyormuşuz.
Meğer onlar da Mansur Yavaş’a operasyon çekildiğini ifade ediyormuş.
Amaçları, Ekrem İmamoğlu’nun önünü kesmekmiş!
Yani diyorlar ki, “Bakın iktidara yakın gazeteciler bile Mansur Yavaş’ı parlatıyor. Demek ki İmamoğlu’ndan çok korkuyorlar”
Valla ne yalan söyleyeyim, güzel bir strateji…
Yandaş basını Mansur Yavaş sevici olarak gösterip, İmamoğlu’nu sol camianın vazgeçilmezi hatta iktidarın korkulu rüyası olarak belleklere yerleştirmek akıllıca bir iş.
Bir biz bilmiyoruz stratejik hareket etmeyi.
Bir biz anlamıyoruz oyunu kuralına göre oynama işinden.
Aklımızdaki neyse kalemimizdeki o oluyor.
Yazdığımız kime yarar, kimin çıkarına olur, kimin tekerine çomak sokar diye bakamıyoruz.
*
Diğer bir konu…
Mansur Yavaş’a yapılan operasyonu yazıyorum ya!
Bu demek değildir ki Yavaş en doğru adaydır.
Hayır öyle düşünmüyorum!
Aynı şeyi Ekrem İmamoğlu için de düşünmüyorum.
Ön seçimler, anketler, çeşitli araştırmalar vs. bunlar sonraki iş.
CHP evvela kendi içinde barışı sağlamayı, birbirileriyle kenetlenmeyi başarmadan asla yola çıkmamalı.
Bir önceki seçimlerden ders almalı.
Millet ittifakının adayı olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nu gerek etnik köken gerekse yönetimsel başarıları konusunda tartışmaya açan
Adaylığını kabullenmeyen, Kılıçdaroğlu’nu sosyal medya platformlarında eleştiren en çok CHP’liler oldu.
“Kılıçdaroğlu kazanamaz” algısının pekişmesinin en büyük müsebbibi maalesef CHP’lilerdi.
Meral Akşener Kılıçdaroğlu’nun adaylığı karşısında masayı devirdiğinde ona CHP içerisinden destek geldiği, homurdanmaların dışarı taştığı günleri unutmadık.
*
Hala seçmeni koyun gören o kafalar var ya! Onlara şunu söyleyeyim.
Kendi adayına inanmayana, ona sahip çıkmayana, vatandaş oy vermiyor.
CHP’nin önce bunu kavraması lazım.
Dışarıdan bakıldığında yekpare olmuş bir CHP görülmediği sürece ortaya koyacakları sandık ancak kendilerinin parti içindeki hükümdarlığına hizmet eder.
Kaldı ki daha ön seçim ortada yokken bile parti çat diye ortadan ikiye bölünüverdi.
Yakında bunun su yüzeyine çıktığını maalesef hep birlikte göreceğiz.
Bunu anlamak için Mansur Yavaş’ın şimdilik alt perdeden, kibarca yaptığı o açıklamaya bakın.
Yavaş diyor ki:
“Aday belirlemek için çok erken. Seçim tarihi belli değil, o zamana kadar Türkiye'de şartlar, her şey değişir.
Öncelik olarak ekonomik olarak sıkıntı varken, toplumun bununla uğraşmaması kanaatindeyim.
Adayların birbirinin enerjisini yormaması gerektiğini düşünüyorum” demiş.
*
Yani neymiş?
Mansur Yavaş CHP’nin ön seçim kararını desteklemiyormuş.
Ona rağmen “gel sandığa gir” dediklerinde olacakları az çok kestirebiliyoruz.
Hayırlısı…