İttire ittire İmamoğlu!

Yılmaz Karabıyık

Yılmaz Karabıyık

Tüm Yazıları

Recep Tayyip Erdoğan’ı okuduğu bir şiir nedeniyle cezaevine gönderdiler, ekonomik krizle gelen erken seçimde vatandaş mağdurun yanında durdu! Önce Başbakan oldu, sonra partili Cumhurbaşkanı…

2002 yılından bu yana bu ülke, AKP tarafından öyle ya da böyle yönetiliyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mağduriyeti, medyada uzunca bir süre dillendirilmese o dönem “Bunlar irticacı değil, ılımlı muhafazakarlar” diye lanse edilmese parti kapatmaların sıklıkla yaşandığı bir süreçte Erdoğanlı AKP, bu kadar uzun süre yol yürüyebilir miydi?

Yürüyemezdi!

İşte bu yüzden Erdoğan, medyanın gücünü gördü ve seçildikten sonra en akıllı hamlesini zamanla medyayı ele geçirmekle yaptı.

Erdoğan’ın bir diğer akıllı hamlesi ise kendi ideolojisine yakın olabilecek siyasi partileri değil, CHP’yi karşıya atmasıydı!

1950 yılından bu yana iktidar yüzü görememiş CHP üzerinde oluşan algılar varken büyük bir kısmı Müslüman olan Türkiye’de AKP’nin sırtı yere gelmezdi.

CHP’ye oy vermeyi günah sayan bir kitlenin dahi var olduğu ülkemizde karşıya atılması en mantıklı parti CHP idi.

Siyasi zekasını çok iyi kullandı Erdoğan, düşmanlarını, rakiplerini hep kendi belirledi ve onlarla olan kavgasına, halkı dahil etmeyi bildi.

Matematik hesabı yapıldığında CHP’ye oy verebilecek seçmen belliydi, kendilerine oy verebilecek nüfus belliydi.

Çok partili Türkiye siyasetinde, AKP’nin alternatifi olarak gösterilen tek parti durumuna gelen CHP’nin varlığı, AKP’yi ayakta tuttu anlayacağınız.

Bugün sanıyor musunuz ki AKP’ye oy verenlerin tamamı, eskisi kadar yürekten, gönülden bağlı Erdoğan’a?

Sanıyor musunuz ki 2023 genel seçimlerinde vatandaş, sandığa güle oynaya gitti, AKP’yi, Erdoğan’ı içten bir destekle seçti?

Karşıda bir blok vardı, bu bloğun PKK tarafından desteklendiği algısı oluştu ya da oluşturuldu ve vatandaş, “Önce vatan” diyerek yine Erdoğan’a yöneldi.

Ekonomik kriz vardı, vatandaş ayın sonunu getiremez durumdaydı, bu durumda hangi iktidar olsa devrilirdi ama AKP ve Erdoğan devrilmedi.

Bu bana göre tarihe geçecek büyük bir başarıydı!

Hatta AKP’nin bugüne kadar aldığı zaferlerin en büyüğüydü!

Çünkü imkansıza yakını başarmıştı!

***

CHP etrafında toplanan ve ilk kez seçim kazanma şansı elde eden Millet ittifakı ise kendi içlerinde ayrışma yaşamış, PKK ve HDP desteği suçlamalarını ekarte edememiş, böyle bir krizin ortasında dahi seçim kaybetmişti!

Tüm sorumluluk dönemin CHP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na yüklenmiş, değişmeyenler, değişim hareketi başlatarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun da desteğiyle Kemal Kılıçdaroğlu’nu kurultayda yenmiş, Özgür Özel’i genel başkanlık koltuğuna oturtmuştu.

Akabinde ise gerçekleşen yerel seçimlerde, 2023 genel seçimlerinde Erdoğan ve partisine şans veren seçmen, ekonomik krizin aşılamaması, aksine daha da kötüye gitmesi nedeniyle öfkesini sandığa gitmeyerek göstermiş, CHP, bu süreçte ilk kez AKP’den çok daha fazla belediye kazanarak, yerel seçimin kazananı olmuştu!

Bunu zafer olarak gördüler! AKP’ye oy vermeyenler, CHP’ye de oy vermemişti aslında! Burada mesaj şuydu: “Biz AKP’yi artık istemiyoruz ama size de güvenmiyoruz.”

Peki CHP, bu süreçte halkın mesajını aldı mı? Kendilerine vatandaşın neden güvenmediğini sorguladı mı? Üzerlerindeki algıları kırmak için çabaladı mı?

Hayır!

Yerel seçimlerde alınan sonuçları başarı gördü CHP, “Zafer kazandık” edasıyla yol yürümeyi sürdürdü, AKP’nin kesinlikle kaybedeceği düşüncesiyle şimdiden Cumhurbaşkanlığı adaylığı kavgasına düştü!

***

Ama buna rağmen Türkiye’de değişim sinyalleri var!

Anketler bunu gösteriyor!

Çok çok farklı gelişmeler olmazsa Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tekrar aday olması durumunda seçim kaybetme riski büyük!

Anketler, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ı en öne koyuyor, rakibi Erdoğan olursa fark atacağını söylüyor.

Anketlerde Ekrem İmamoğlu’nun da Erdoğan’a karşı üstünlüğü olduğu dile getiriliyor.

Yalnızca Özgür Özel’in Erdoğan’a karşı seçim kaybedebileceği aktarılıyor.

Ne kadar güvenilir ne kadar güvenilmez bu anketlere tartışılır elbette lakin, anketlerde öne çıkan Yavaş iken kamuoyunda adından söz ettiren, gündem olan nedense Ekrem İmamoğlu oluyor.

20 yılı aşkın süre önce Erdoğan’ı cezaevinden Cumhurbaşkanlığı koltuğuna kadar götüren şiir, sanki şimdi Ekrem İmamoğlu için yazılıyor!

Hakkında açılan ancak ciddi bir mağduriyetle sonuçlanması beklenmeyen davalar öncesi mitinge dönüşen açıklamalarıyla İmamoğlu, kendisinden tek çekinilen, korkulan isim gibi bir havaya sokulmuş durumda.

Evet, İmamoğlu parlatılıyor!

İmamoğlu, hazırlanıyor!

Erdoğan’a karşı halkın önüne ittire ittire İmamoğlu, konmaya çalışılıyor!

İmamoğlu, hakkında açılan dava ya da yürütülen soruşturmalarda haklıdır, haksızdır mesele bu değil, benim çekincem halka yine seçme hakkının kısıtlı verilmesi!

Benim çekincem yine halkın önüne bir “mağdur” çıkarılıp, halka çare olarak sunulması!

İmamoğlu, hakkında açılan davalarla, soruşturmalarla parti içi ve muhalefetteki rakiplerini tek tek ekarte ederken vatandaşa “Ya Erdoğan ya İmamoğlu” olarak sunulacak yeni bir sürecin içine doğru gidiyor Türkiye!

Kendisini İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığına taşıyan Kemal Kılıçdaroğlu’nu harcayış şekliyle hakkında başlatılan soruşturmaları lehe çevirmeyi çok iyi bilmesiyle, hırsıyla İmamoğlu, sanki geliyor ya da getiriliyor!

Ve bu yol, beni tedirgin ediyor!

Çünkü, senaryo benziyor!

Siyasi zeka benziyor!