Çocukların Günleri Var Ama Hakları Yok!
İki gün önce (20 Kasım) Dünya Çocuk Hakları Günü’ydü. Peki, çocuk hakları derken ne anlamamız gerekiyor? Çocuk hakları, tüm çocukların doğuştan sahip olduğu; eğitim, sağlık, barınma, yaşama, oyun, fiziksel, psikolojik veya cinsel sömürüye karşı korunma gibi hakların tümünü kapsayan evrensel bir kavramdır.
1990 yılında Türkiye’nin de imzaladığı Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin adı var, kendisi yok. 35 yıl geçmesine rağmen çocuklar hâlâ istismara, şiddete ve sömürüye maruz kalmaktadır. Çocukların doğuştan sahip olduğu birçok hak, ne yazık ki ihlal edilmektedir. Türkiye’de çocukların yaşadığı sorunlar ciddi boyutlara ulaşmış durumdadır.
Bu ülkede her üç çocuktan biri ne yazık ki okula aç gitmektedir. Binlerce çocuk, özellikle kız çocukları, eğitim hakkından yararlanamamaktadır. Eğitimde yaşanan bir dizi sorun nedeniyle çocuklar nitelikli eğitim hakkına erişememektedir. Eğitim sisteminin ticarileştiği ve ranta dayalı bir yapının hâkim olduğu bir süreçte eğitimde eşitlikten nasıl söz edilebilir ki?
Millî Eğitim Bakanlığı ise eğitim sisteminde gittikçe derinleşen sorunlara kalıcı çözümler getirmek yerine ne ile uğraşıyor dersiniz?
Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) ile öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştırmakla meşgul. Bu kanunu Millî Eğitim Bakanlığı önünde protesto eden eğitim emekçilerini yaka paça gözaltına aldırmakla meşgul. Kadın öğretmenlere “giyim dersi” adı altında öğretmenlerin kıyafetine karışmakla meşgul.
ÇEDES projesi kapsamında, eğitim biliminden ve öğrenci psikolojisinden bihaber kişilerin okullarda ders vermesi için çaba harcamakla meşgul. Öğretmenleri kadrolu, sözleşmeli ve ücretli olarak ayrıştırmakla meşgul. Yani, anlayacağınız, MEB; okullarda yaşanan birçok sorunu bir kenara bırakıp öğretmenleri kendi anlayışıyla dizayn etmekle meşgul.
MEB’in meşguliyeti bitti mi? Tabii ki bitmedi.
MEB, ücretli öğretmenler ile özel sektör öğretmenlerinin mevcut ekonomik koşullarda yaşadığı sorunları göz ardı etmekle de meşgul. Ücretli öğretmenlik adı altında öğretmenlerin emeğini sömüren uygulamayı genişletmekle de meşgul. MEB, devlet okullarında ve özel okullarda eğitim veren öğretmenlere çözüm üretmek yerine hayata geçirdiği uygulamalarla eğitim sorunlarını daha da derinleştirme çabası içindedir. Tüm bu derinleşen sorunlara rağmen, öğrencilere iyi bir eğitim sunmak için canla başla çalışan öğretmenlerimiz var.
Son olarak, nitelikli koşullarda eğitim görmek her çocuğun hakkıdır.