Oyuna gelmeyin!
Oyuna gelmeyin!
Türkiye’de o kadar sık gündem değişiyor ki geçim derdi, ekonomik bunalımdan söz edecek zaman dahi bulunamıyor!
Ülkenin asıl ve en birinci meselesi geçim halbuki!
Geçtiğimiz yıllarda seçim kazanma adına sık sık asgari ücrete zam yapıp enflasyonla mücadele ettikleri masalını anlatanlar, Nas’tan bahsedip faizi düşürerek dövizi horlatanlar; seçimden sonra asgari ücrete zam yapmayı unuttu, faize ise verdi coşkuyu!
Bugün kredi çekip ev almak, araba almak imkansız hale geldi, çünkü faizler uçuk!
Kiraya mecbur bırakılan vatandaşın ödediği para en düşük asgari ücretin dörtte üçü.
Asgari ücret yerinde saysa da tüketilen hiçbir ürün sabit kalmadı!
Yani 17 bin liralık asgari ücretin ocak ayındaki alım gücü, bugün yarıdan bile az.
Onu bunu bırakın, bu ülkenin en büyük banknotu ile bir kilo peynir alamazsınız, ötesi var mı?
*
Mucizelere inanan biri değilim ama asgari ücretle ayın sonunu getirebilmek, yaşayabilmek gerçekten mucize!
Keza emekliler, onların durumu hepten içler acısı bir halde!
Primleri yüksekten yatmış, asgari ücretin 2-3 katı emekli maaşı alanın bile bugün maaşı asgari ücret seviyesine kadar düşmüşken
12 bin 500 lira olan en düşük emekli maaşı seviyesine kadar inenleri hiç düşünemiyorum bile!
Yani 12 bin 500 lira ile nasıl geçinilebilir, bir iktidar bir emeklinin o parayla geçinebileceğine nasıl kanaat getirebilir, inanın akıl alır gibi değil!
Vicdan, merhamet emekli için rafa kalkmış!
Emeklilik müessesesi bitmiş, insanların ölene kadar çalışma mecburiyeti oluşmuş durumda!
Ya, sağlığın yerinde olacak ömür boyu çalışacaksın ya da 12 bin 500 lira ile düşkün, yardıma muhtaç olarak yaşama tutunmaya çabalayacaksın!
Lüks makam araçları alarak, 8-9 uçakla bir yerden bir yere giderek itibar kasanların, milletin itibarını getirdikleri nokta işte tam da bu.
*
Bugün ülkede en fazla, en yüksek sesle konuşulması gereken konu: Geçim…
Ama seçimden seçime konuşuluyor, onun dışında muhalefeti dahi bu konudan uzaklaştıracak gündemlerle geçim derdi unutturuluyor!
Bir gün Devlet Bahçeli çıkıyor bebek katili Öcalan’ın TBMM’ye girebileceğini söylüyor, bir gün Esenyurt Belediye Başkanı gözaltına alınıyor, bir gün başka bir skandal patlak veriyor.
Asgari ücretle, emekli maaşlarıyla ilgili, muhalefetten ya da iktidar cephesinden iki çift kelam eden yok bir süredir.
Vatandaşın gündemi bu oysa!
Asgari ücret ne kadar olacak, en düşük emekli maaşı ne kadar olacak, yüksek faizler ne zaman düşecek, barınma sorunu nasıl çözülecek? Vatandaş bunları konuşuyor, bunlara cevap istiyor!
Bunların dışında hiçbir şeyi görmüyor, duymuyor, umursamıyor!
Ne sizin milliyetçi söylemlerinizi ne siyasi çatışmalarınızı dinliyor vatandaş!
Kulaklarını geçim derdiyle ilgili söylemlerinizin dışında her şeye kapatmış!
Sessiz bir çığlık var, o çığlığı duymayanlardan hesap soracak günü bekliyorlar!
Çünkü geçindiremedikleri ailelerine karşı itibarları zedelenmiş!
Çünkü borç batağına batmışlar!
Çocuklarının istediklerini alamıyorlar!
Gezemiyorlar, sosyal yaşamları sıfır!
Zenginin çok zengin, fakirin çok fakir olduğu, orta sınıfın neredeyse ortadan kalktığı ülkemde emek verip, çalışıp geçinememek sizce de en fazla konuşulacak konu değil mi?
Muhalefete sesleniyorum… Siz siz olun, değişen gündem tuzaklarına düşmeyin, asıl mesele olan ekonomiye odaklanın!
Yok sine-i millet yok bilmem ne, bu zırvalarla halkın kafasını karıştırmayın!
Şu anda muhalefette olan partiler olarak, iktidar olmanız halinde bu vatandaşı bu geçim derdinden nasıl kurtaracağınızı anlatın!
Tabii oraya dair bir planınız varsa…
Bunu yaparken hayal satmayın, güvenilir olun, ayakları yere basan şeyler aktarın!
Sonra çıkıpta “enkaz devraldık” muhabbetleri yapmayın!
----------------
REKABET EDELİM
Ülke gündemi hızla yer değişirken, bizler de buna paralel olarak o gündemin takipçisi oluyoruz.
Tabii bu arada yerel haberler konusundaki farkımızı konuşturmaya devam ediyoruz.
Gazete Barış ekibi olarak çok güçlü bir aile olduk.
Yılmaz Karabıyık zaten bu gazetenin bel kemiği.
O varken gözüm kulağım hiç arkada olmadı, olmaz da.
Gazete kendisininmiş gibi sahiplendi, hem de ta en başından beri.
Son aylarda aramıza Sebahattin Aydın katılmıştı -ki beni en mutlu eden durumlardan biriydi.
Sebahattin’in haberciliğini konuşmaya zaten gerek bile yok fakat bunun yanında acayip bir enerjisi var, onun gelişiyle motivasyonumuz daha da arttı.
Her gün oturup kendi aramızda gündemdeki konular hakkında, gazetenin daha da büyümesi için neler yapabilirizi konuşuyor, beyin fırtınası yapıyoruz.
Muhabirimiz Merve Dişli derseniz, pek anlatmaya gerek yok.
Nerede ne zaman hangi haberi yapacağı belli olmayan sürprizlerle dolu, atak, gözü kara, sağlam networku olan Merve, bunun üzerine çok keyifli sokak röportajları da yapıyor.
Barış Web TV henüz emekleme aşamasında bile değil, o alanda bir iddiamız yok. Kendimizi deniyoruz.
Fakat ona rağmen baya ilgi görüyoruz.
En azından gazete ekibi olarak biz o röportajlardan çok keyif alıyoruz.
Sporda Gökhan Beşiktaş’la çok uyumlu yol yürüyoruz.
Gökhan çok duygusal bir kardeşimiz.
Bazen kendisine yazdığı haberlerle alakalı daha agresif başlıklar atabileceğini söylesem de onun naifliği buna pek müsait değil.
Ama öyle güzel haberler çıkarıyor ki, ne yalan söyleyeyim, bizim tarzımıza uygun hale getirmek konusunda dokunuşlar yapmıyor değiliz.
Biz Gökhan’la aramızda anlaşıyoruz yani.
İyi ki yolumuz kesişmiş onunla…
Bunun yanında Gebze muhabirimiz Hanifi Surun’la batı yakası bile orada olup bitenleri bizden öğreniyor.
Ekibimiz hayli kalabalık. Yeni arkadaşlarımız yavaş yavaş işi öğreniyor.
Diğer yandan köşe yazarlarımızın yazdığı kaliteli, gündemi yakalayan yazılar her geçen gün ilgi görmeye devam ediyor.
Gazetenin olmazsa olmazı editörlerimiz arasındaki uyum ve yeni nesil interaktif gazetecilikte editör olmanın sorumluluğu konusunda iyice bilinçlendiler.
Biz mutluyuz, huzurluyuz, sadece işimize bakıyoruz.
Bizi yıldırmak isteyenler oldu, hala oluyor, yine olacak.
Hep diyorum, onların kılına zarar gelsin istemem zira çürük elmaların arasında daha da parlayan bir elma olmak gibisi yok.
11 yıllık yolculuğumuzdan geriye dönüp baktığımızda gördüğüm en güzel şey; bir marka yaratmanın verdiği hazdır.
Darısı, bu işi hakkıyla yapan herkesin başına olsun.
Olsun ki muhatap olalım, rekabet edebilelim!
Haber atlatma yarışına girelim…