Cumhuriyetimizin 101. yılı kutlu olsun Türkiye!

Neziha Kartal

Neziha Kartal

Tüm Yazıları

Cumhuriyetin ilanına giden yolu Mustafa Kemal Atatürk’ün kaleminden okumak bana büyük bir keyif verdiği için sizinle de paylaşmak istedim. Hikâye Lozan’dan sonra başlıyor.

Meclisteki muhalif sesler özellikle Fethi Okyar idaresindeki heyete karşı sürekli yükseliyor. Fethi Bey ve vekiller bu muhalefetten yorularak istifa etmek istediklerini Mustafa Kemal’e iletiyor. O ise Nutuk’da şöyle diyor; “Ben, mecliste, hafi ve muhalif bir hizip keşfettikten, Meclisin mesaisinde hissiyatın hakimiyetini gördükten ve hükümet heyetinin intizamı mesaisinin hergün, esassız birtakım sebeplerle intizamsızlığa duçar edilmekte olduğuna kanaat getirdikten sonra, tatbiki için münasip zaman intizarında bulunduğum bir fikrin tatbiki anının geldiğine hükmetmiştim.”

Mustafa Kemal’in kurduğu plan dahilinde Fethi Bey ve heyeti istifa eder. Ve yeni Temsil Heyeti çalışmaları başlar. Ancak anlaştıkları üzere heyetten istifa eden hiçbir vekil yapılan teklifleri kabul etmez ve yeni bir temsil heyeti bir türlü kurulamaz.

Bu süreçler içinde meşhur 28 Ekim akşamı yemek masasını şöyle anlatıyor; “Yemek esnasında; yarın cumhuriyet ilan edeceğiz! dedim. Hazır bulunan arkadaşlar, derhal fikrime iştirak ettiler. Yemeği terk ettik. O dakikadan itibaren, sureti hareket hakkında, kısa bir program tespit ve arkadaşları tavzif ettim.”

29 Ekim günü meclis toplantısında Temsil Heyeti yine kurulamayınca hükümeti kurmak için Mustafa Kemal görevlendiriliyor. Önce bir saatlik izin istiyor. Sonrasında kürsüye çıkıp Teşkilatı Esasiye Kanundaki önerdiği değişikliği okuyor; “Türkiye Devletinin şekli hükümeti cumhuriyettir” diyor. Bu değişiklik mecliste tartışılırken Konya vekili Eyüp Sabri Efendi “Hükümetimizin şekli, behemehal cumhuriyet olacaktır…” diyor. Abdullah Şeref Bey “Eşkali hükümetin tadadına lüzum yok. Hakimiyet bilâkaydüşart milletindir; dedikten sonra kime sorarsanız sorunuz, bu, cumhuriyettir. Doğan çocuğun adıdır. Ama, bu ad, bazılarına hoş gelmezmiş, varsın gelmesin.” Diyerek durumu özetliyor. Mecliste uzun tartışmalar sonucunda akşam 8.30’da “Nihayet, kanun, birçok hatiplerin ‘Yaşasın Cumhuriyet!’ sadalarile alkışlanan hitabelerile kabul edildi.”

Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyetin ilanı ile ilgili şu cümleleri kaleme alıyor; “Türkiye Devletinin; zaten cihanca malûm olan, malûm olması lâzımgelen mahiyeti, beynelmilel maruf unvanile yadedildi. … Türkiye Cumhuriyeti, cihanda işgal ettiği mevkie lâyık olduğunu asarile ispat edecektir. … Türkiye Cumhuriyeti mes’ut, muvaffak ve muzaffer olacaktır.”