Bir kova çöp: ŞİKAYET
“Bunu hak edecek ne yaptım?”
“Neden böyle şeyler benim başıma geliyor?”
Hangimiz hayatın bir dönemecinde bu soruları sormadık ki?
Talihsiz olduğunu düşünmek ve peşinden kurban bilincine tutunmak.
Belki ilişkilerde belki kariyer hayatında…
Bir yerlerde sıklıkla ahlar ve vahlar eşlikçimiz oldu, oluyor da.
Hayatımızı kolaylaştırmadığı kesin.
Peki, neden tutunmayı seçiyoruz?
İşimize geldiği için mi?
Daha kolay olduğu için mi?
Sorumluluk almayı istemediğimiz için mi?
Şükran duygusunun uzağında konumlandığımız için mi?
Herkesin kendine göre bambaşka cevapları vardır ve herkes kendince oldukça da haklıdır.
Tüm bu inanmışlık, yazdığımız senaryoya sıkı sıkıya tutunma halimizin başka açıklaması olamaz.
Herkes haklı.
Hepimizin bahaneleri alabildiğine sıralı.
Şikâyet etmeyi konfor alanı belirlediysek kendimize, içinden çıkmak da söylenildiği kadar kolay olmuyor.
Belki büyüdüğümüz evde bunu gördük, kodlarımıza sirayet etti ve normalimiz olarak kabul ettik.
Belki de sıkıştığımızda yardım butonumuz oldu geçerli sebep sayabileceğimiz.
Kime sorarsak soralım farklı görünen ama benzer kapıya çıkan şeyler söyleyecektir bize.
Kendini doğuştan şanssız gören,
Elini attığı şeylerin kuruduğunu düşünen,
Başlamadan biten hikayelere sahip olduğuna inanan bir sürü insan.
Haliyle hepsi zincirleme şikâyet tamlamasına dönen yaşam akışları olarak karşımıza çıkıyor.
Bu durum öyle bir boyut alıyor ki yoldaki kaldırım taşına sinirlenenden, “bizim zamanımızda böyle değildi” diyerek geçmişe öykünenlere kadar uzanıyor.
Andan keyif alamamayı da getiriyor beraberinde.
Ne bedenini kabul ediyor ne de işini.
Bir yerlerde onun hayalini kurduğu hayatı yaşayanlar var.
Her şey bu insanlar için tasarlanmış çünkü onlar şanslılar.
“Ağzında gümüş kaşıkla doğanlar” diye tabir ettiklerimiz hani.
Ancak bu şikâyet etme halinin ne yazık ki bir sonu yok.
Şikâyet ettikçe var olan sorunları azaltmıyoruz esasen.
Olanı, olduğu halden daha can sıkıcı ve çirkin bir yere konumlandırıyoruz.
Yaşam ne daha kolay ne de neşeli bir hale bürünüyor.
Hatta etrafımızda sürekli şikâyet eden insanları görmek bir yerden sonra can sıkıcı bir hal alabiliyor.
Bir kova çöpü alıp konuyla ilgisi olmayan birinin üzerine boşaltma eylemi diyebiliriz.
“Hayat zor, şikâyette mi etmeyelim?”
Evet, zor olanı daha da zorlaştırmak istiyorsak edelim ama akışı kolaylaştırmaksa amaç, tercih listemize almamayı seçmek daha doğru bir karar olabilir.
Ne yapabiliriz?
Şikâyetin panzehri olan memnuniyet duyma, şükretme haline yönümüzü çevirebiliriz.
Her şeyi olduğundan daha iyi görmekten, oyun oynamaktan bahsetmiyorum.
İçinde bulunduğun durum, yaşadığın zorluklar, beklenmeyen kayıplar şikâyet ederek düzelmeyecekse olanı olduğundan daha zor duruma neden sokalım ki?
Eğer bir şeyleri değiştirmeye gücümüz yetmiyorsa ısrarla zorlamaya çalışmak direnç oluşturmaktan, şimdide kalmaktan bizi alıkoyar.
Ancak “yapabileceğim bir şey yok, elimden geleni yaptım” demek huzurlu bir kabule yönelmektir.
Sahip olduklarımızı düşünmek, onları fark etmek minnet için atılacak büyük bir adımdır.
Her sabah yataktan sağlıklı bir şekilde uyanıyorsun ve bunun minnet duyulacak bir şey olmadığını düşünüyorsan çok yanılıyorsun.
Sadece birkaç gün boynun tutulsun ya da diş ağrısı yaşa o zaman rahat, deliksiz bir uykunun ne kadar kıymetli olduğunu anlarsın.
Yaşamdan keyif almak için çok uzaklara bakmamıza gerek yok.
Her şey yakınımızda, bizimle.
Karmaşıklaştırmadan, en sade haliyle görmek mümkün.
Şükür bilinci, sahip olduklarının farkında olmak ve her gün bir şeyler için minnet duymak bizi şikâyetten uzaklaştırır ve olması gerek yere; uyumlu noktaya konumlandırır.
Her gün sahip oldukların hakkında bir liste oluşturup bunları yazabilirsin.
Bir anne için çocuklarının mutlu olması,
Bir sporcu için günlük rutinini tamamlayabilmek,
Ağrısız uyanabilmek,
Rahat şekilde kitap okuyabilmek,
Yemeğini kendin yapabilmek,
Yalnız kalmaktan keyif almak,
Dua etmek,
Zorlu bir projede sona yaklaşmak,
Keyifle yürüyüş yapmak,
Sadece durmak, kendine sıkılma hakkı tanımak,
Dostla içilen iki bardak çay molası…
Yazılabilecek çok şey var.
Buna adım atmak ve hayatını kolaylaştırmak istersen sana küçük ama etkili bir öneride bulunabilirim.
Bir hafta boyunca şikâyet ettiğin her anı fark et ve en çok nelere söyleniyorsun yaz.
Her şikâyette bulunduğun an memnuniyet duyduğun, hayatında sana iyi gelen bir şeyi kendine söyle.
Bu pratiği uyguladıkça göreceksin ki şikâyet etme halinde gözle görülür azalma olacak.
Güzel kal…