Popülizmin esirleri…

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

Bu ülkenin problemleri bitmiyor!

İktidarından muhalefetine, belediye başkanından milletvekiline, halkın yönetim yetkisi verdiği hemen herkes duruma şahsi bakıyor.

En tepedeki yönetici; “Acaba ben bu kararı alırsam aldığım karar ülkemizi daha refah bir seviyeye taşır mı” diye düşünmek yerine;

“Acaba ben bu kararı alırsam halktan tepki alır mıyım, bir dahaki seçimlerde beni koltuktan indirirler mi” diye bakıyor.

Nitekim EYT konusunda bunun aynısı yaşandı.

*

Normal şartlarda Cumhurbaşkanı Erdoğan asla EYT yasasını çıkarmayacaktı.

Hatta EYT üzerine edilmiş beylik laflar hala internet ortamında duruyor.

Ama ne oldu?

Ana muhalefet partisi CHP’nin kamuoyunda yarattığı algı nedeniyle Erdoğan seçimlerde kendi adına risk gördü ve EYT’yi meclisten geçirdi.

EYT yasasının çıkması iyi mi oldu kötü mü oldu, tartışmasına girmeyeceğim, zira orada kafam hala karışık!

*

Demek istediğim şu:

Siyaset artık maalesef popüler kültüre teslim oldu.

Etrafımız pragmatik kafaya sahip siyasetçiler ve yöneticilerle doldu.

Birinin ak dediğine diğerinin kara dediği bu arenada ne yazık ki kaybeden vatandaşlar oldu.

Artık kim doğru söylüyor, kim gerçekten vatandaşların menfaatini düşünüyor, ayırt etmek mümkün değil.

Bütün hedef bir sonraki adımı atmak, atılan o adımla büyük makamlara yerleşmek üzerine kuruluyor.

Yani siyaset amaç değil, araç haline geliyor.

O an ne lazımsa, halk neyi duymak istiyorsa, o söyleniyor.

Resmen büyük bir yalanın içinde yaşıyoruz.

En acısı ise yalan olduğunu bile bile o yalana sarılmaktan vazgeçmiyoruz.

*

Biri çıkar, 2026’da Türkiye’nin uçuşa geçeceği masalını anlatır,

Öbürü çıkar, İstanbul’daki riskli binaların hepsini büyükşehir belediyesi yenileyecek der.

AKP’den masallar dinlemeye zaten alışığız da masal serüvenine CHP’li İBB Başkanı İmamoğlu’nun dahil olmasını anlamıyorum.

Halbuki daha rasyonel politikalarla, ayakları yere basan projelerle İstanbul halkının güvenini ve sevgisini kazanabilir.

Ama yok! Sadece İstanbulluların sevmesi yetmiyor, İmamoğlu tüm Türkiye’nin ilgisine mazhar olmayı istiyor.

Çünkü hedef iyi bir belediye başkanı değil!

Hedef, Cumhurbaşkanı Adayı olmak…

Olsun tabi, aday olmak herkesin hakkı.

Ancak daha İstanbul’da büyük bir başarı hikayesi yazmadan popülizm üzerinden giderse o maya tutmaz!

Neden sözü Ekrem İmamoğlu’na getirdim, daha detaylı açıklayayım.

*

Geçenlerde Sayın İmamoğlu kendince çok büyük bir müjdeyi İstanbul halkına duyurdu.

İmamoğlu, İstanbul’daki riskli binaları KİPTAŞ eliyle yenileyeceklerini,

Buna göre ev sahibi emekliyse çıkan maliyetin yüzde 65’ini İBB bütçesinden karşılayacaklarını,

Üstüne her ay 9 bin lira kira desteği vereceklerini;

Hane içi toplam geliri 2 asgari ücretin altında olanlara yüzde 60 maliyet desteği ve aylık 7 bin lira kira ödeyeceklerini,

Hane içi toplam geliri 3 asgari ücretin altında olanlara ise yüzde 40 destek ile 7 bin lira kira ödeyeceklerini açıkladı.

“İstanbul Yenileniyor” başlığı altındaki projede ilk etapta acil dönüştürülmesi gereken 6 bin 920 bina ve 62 bin bağımsız birimle toplam 80 bin kiracı için bu desteğin sağlanacağı ifade edildi.

*

Tabi bu hemen akşamdan sabaha olacak iş değil, aşamaları var.

İlk önce vatandaşlar Kentsel Dönüşüm Müdürlüğüne başvuru yapacaklar.

O başvurulara göre Sosyal Hizmetler Dairesi hane içi gelir tespiti yapacak.

Ardından mülkiyet tespitleri filan derken bu iş yıllar alacak.

Düşünün, biz daha Kocaeli’de hükümet gücüne rağmen küçücük bir mahalleyi yani Cedit’i dönüştüremedik,

İmamoğlu ilk etapta 25 bin konuttan bahsediyor ki bu rakam sadece başlangıç diyor.

İmamoğlu’nu dinleyince şöyle bir düşündüm.

İstanbul’da yaşamıyorum ama bu vaadine hakikaten inanmak istedim.

Ancak bana inandırıcı ve sürdürülebilir gelmedi.

Aslında bence buna CHP de pek itibar etmedi.

*

Takip ettiğim kadarıyla İmamoğlu’nun büyük müjdesini CHP’nin üst düzey yöneticileri ağızlarına almadı.

Normalde 6 şubat depreminin hasarı hala orta yerde dururken, vaatler yapılmamışken, sözler tutulmamışken CHP’li belediyenin ortaya attığı bu proje ortalığı kasıp kavurmalıydı.

Ama CHP sessizleri oynadı.

Ya çok uçuk geldi ya da CHP’nin iç hesapları sebebiyle İmamoğlu’na paye vermemek adına sessiz moda geçildi.

Onlar hangi saikle böyle davranıyorlar bilmem ama bilinen bir şey varsa o da bir belediye bütçesinin İstanbul’u dönüştürmeye yetmeyeceğidir.

*

Ha bu yapılır, hiç yapılamaz değil!

Pilot bir bölge seçilir, o bölge sorunsuzca dönüştürülür ve insanların aklında İmamoğlu’nun İstanbul’u riskli binalardan kurtardığı kalır.

Sonra seçimler gelir çatar ve halk “Bizi kurtarsa kurtarsa Ekrem Başkan kurtarır” der, onu Cumhurbaşkanı Adayı yapar.

Popülizmin ve algı yönetiminin bizi getirdiği noktaya bir örnek verme açısından bu olayı anlattım.

Gönlüm tabii ki İmamoğlu’nun ve diğer belediye başkanlarının kentleri dönüştürmesinden yana.

Fakat bu iş çocuk oyuncağı değil, siyasetçi oyuncağı hiç değil…!