Siber Suçlar
Normalde bu köşede çocuk edebiyatına dair yazılar yazıyorum. Nadiren de başka konular üzerine yazdığım oluyor. Bugün üzerine yazdığım kitap işte o nadiren kısmına giriyor; çünkü Siber Suçlar adında ve çocuk edebiyatıyla ilgili değil. Prof. Dr. Halis Dokgöz’ün editörlüğünde çıkan kitabın basımını Akademisyen Kitabevi üstleniyor. Çocuk edebiyatı değil ama çocukla ilgili çok önemli veriler sunduğu ve uyarılarda bulunup, çözüm önerileri verdiği için üzerine konuşmak, yazmak ve editörüyle sohbet etmek istiyorum. Bu yazı, işte bu niyetlerden bir tanesi.
Halis hocayı Mirgün Cabas ile Can Kozanoğlu’nun hazırlayıp sundukları bir podcastte dinledim ve merak ettim. Çalışma alanı(adli tıp) itibariyle konuya nasıl yaklaştığı da ilgimi çekti çünkü kişisel olarak bu konuya genelde iletişim alanında çalışanların dahil olduğunu görmüştüm. Nihayetinde kendisine telefonla ulaştığımda da “Hocam bizim alanda ne işiniz var, bunu bir konuşalım” dedim de, hemen “A yok, ben alanınıza girmiyorum, konuya kendi alanımdan yaklaşıyorum” dedi. Komik bir diyalog oldu, sonrasında da güldüm, sanki bazı alanlar belirli alanların tapusundaymış gibi. Halbuki böylesi önemli bir konunun farklı disiplinlerden kişilerce konuşulması asıl farkındalığı arttıran şey. Bu kafa karmaşasını paylaştığım Prof. Dr. İdil Sayımer de (Kocaeli Üniversitesi, Yeni Medya Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü) “Haklısınız, bazen kendimizi yankı odasında bulabiliyoruz, aynı çalışmalarda olanları dinlerken” dedi ve bu niyet biraz da onunla olan sohbetle netleşti. Halis hocayla sohbet edeceğiz ama öncesinde kitabından bahsetmek istedim. Siber zorbalık, siber mağduriyet, dijital şiddet, sanal dünya, nefret suçları, siber etik, siber suçlar, adli psikiyatri ve siber suçlar, siber suçlar ve halk sağlığı, siber linç, sanal gerçeklik vb bir çok konu kitapta farklı yazarlarca kaleme alınmış. Geniş açı ile konuya yaklaşılmış kısacası. O kadar ürkütücü veriler var ki; okurken durup durup “Ya biz nasıl kendi ellerimizle çocuklarımızı tehlikeye atıyoruz?” diye sorular sordum. Tam da bu nedenle yazıyorum; bence eğitimciler, ebeveynler ve aslında okuma bilen herkesin okuması gereken çok fazla şey söylüyor elimdeki kitap.
Bilimsel veriler ışığında hazırlanan makaleler, farklı disiplinlerden uzmanlarca hazırlanırken, bizi de konuyla ilgili daha fazla düşünmeye itiyor. Malum, pek çok açıdan zorluklar içinde çocuk büyüttüğümüz yıllardayız. Evet dijital dünya çok fazla artıyı barındırıyor içinde ama aynı zamanda çok fazla tehlikeye de açık bırakıyor kullanıcıları. Hatta ilerleyen yıllarda yapay zeka ile birlikte bu tehlikenin boyutları nereye varacak belli değil. Hukuk sisteminin de geride kaldığı ve kendini güncellemesi gereken yanlar var. Ben, her makaleden çok fazla şey öğrendim, öyle ki her makale sonrası eşimi arayıp, ona özet geçtim ve beraber düşündük çoğu yerde. Çocuk büyüten bir anne ve kadın olarak (çocuk istismarı ve kadınlarla ilgili de makaleler var ve dijital dünyadaki sıkıntıların bu grupları nasıl etkilediğine dair görüşler) gündemin tam da somut hali diye düşünüyorum bu kitabı. Hatta benzer dönemlerde mesela “ısrarlı takip” üzerine diziyi izlemiş birisi olarak, bununla ilgili de makaleyi kitapta görmem, çoğu kavramın netleşmesini sağladı kafamda. Bana kalsa, her makale için ayrı bir yazı yazarım ama bu köşe ve sınırlılıklarımı aşacağı için geri duruyorum. Yine de kitaba emek veren tüm yazarlara tek tek buradan teşekkür ediyorum. Bazı yerlerde notlar aldım, mesela çözüm önerileri verilirken eleştirel medya okur yazarlığı ile ilgili derslerin ilköğretimden itibaren işinin uzmanı olan iletişim fakültelerinden mezunlarca (elbette bu dersleri verebilecek formasyonda olanlar) verilmesi gereğini düşündüm bir kez daha. Yani; dijital dünyayı araçsal olarak kullanırken tehlikelerinden korunmak ve çocuklarımızı, kendimizi korumak için yapılması gerekenleri de düşünmeye kapı aralıyor kitap. Biraz huzursuz edici yanı da var ama başka türlü de gerçeklerle yüzleşemiyoruz gibi. Bilimsel verilerin ışığında hazırlanan bu kitabın bir anlamda koruyucu halk sağlığı çalışması gibi algılanabileceğini de belirterek yazıyı bitiriyorum.
