Sadece CHP değil! AKP de kaynıyor!

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

CHP’de değişim yaşandığından beri kavga, kaos, kutuplaşma bitmiyor.

Üstüne bir de yerel seçimler ve adaylıklar eklenince CHP’de yer yerinden oynuyor.

Haliyle basına da malzeme çıkıyor.

Aldığımız bütün kulis bilgilerini, gördüğümüz her şeyi en objektif biçimde okurlarımızla paylaşıyoruz.

CHP hep çok sesli bir parti olmuştur.

Ne yaşıyorsa veya ne yaşanıyorsa içinde tutmazlar.

Ve bunun adına “Demokrasi” derler.

Bazen demokrasi ile densizliği karıştırsalar da CHP’li olmak böyle bir şeydir.

Haksızlık görürse susmaz, yanlış olursa boyun eğmez.

Ama tabi kime göre haksızlık, neye göre yanlış…

Tabii ki kişisel ikballere ve beklentilere göre…

***

Eğer CHP’de siyaset yapan biri, beklentileri karşılanmıyorsa, istediği mevkiye kavuşamıyorsa, arzu ettiği göreve gelemiyorsa, sözü dinlenmiyorsa bilin ki bu asla onun suçu değildir!

Onu tercih etmeyenlerin suçudur!

Yani bakış açıları tam da böyledir.

Böyle olduklarına inandıkları için de başlarlar sağda solda CHP’yi eleştirmeye…

Etraftan duyarlarmış, rakip partilerin kulağına gidermiş, parti zarar görürmüş, yok öyle bir kıstas!

Bilakis AKP’lilere, MHP’lilere kendileri anlatırlar.

Mesela şu anda AKP’de veya MHP’de üst düzey olmayan, siyasete biraz ilgili birini tutun yoldan çevirip sorun!

İzmit’te ya da Kocaeli’nin herhangi bir ilçesinde CHP’de neler oluyor, diye!

Anlattıklarını duyduğunuzda ağzınız açık kalır.

Zannedersiniz ki adam içeriden biri…

O derece CHP’nin iç meselelerine hakimdirler.

***

Ama aynı şey AKP için geçerli değil maalesef.

Onlar hep kapalı kutudurlar.

Onlardan bilgi, belge, kulis almak çok zordur.

Aslında AKP içerisinde de kaynama var.

Belediye başkan adaylıklarında olsun, meclis üyelerini belirleme aşamalarında olsun, rahatsızlıklar onlarda da var.

Ama dışarıya ya sızmıyor ya da çok az sızıyor.

Bu nasıl bir disiplindir nasıl bir sahiplenmedir, anlayamıyorum.

Kurulalı 22 yıl olmuş, haliyle kopmalar ve yıpranmışlıklar var ama ona rağmen susuyorlar.

Mesela Kandıra’da aday değişti, tık yok!

Dilovası’nda aday değişti, tık yok!

Karamürsel’de 20 yıllık başkanlık gitti tık yok!

Derince’de belediye başkanı neredeyse koltuktan zorla kaldırıldı, tık yok!

Varsa da çok az…

Yahu hiç mi nefis taşımıyorsunuz?

İnsan bir yerde dayanamaz, konuşur ya da davranışlarına yansır, değil mi?

Eğer bu değişimlerden bir tanesi CHP’de olsaydı aman Allahım!

Ortalık savaş alanına dönerdi.

***

Bir de AKP’den kopan bağımsız adayların bitmek bilmeyen sadakati var!

Şevki Demirci, Hüseyin Ayaz, Cengiz Kan, Nermin Tol, Gencay Yıldıztekin gibi…

Bunlardan hangisinin AKP’yi direkt karşısına aldığını gördünüz?

Ağız ucuyla olan konuşmaları saymıyorum.

Geçenlerde İyi Parti’nin büyükşehir adayı eski AKP’li Gencay Yıldıztekin gazeteye geldiğinde sormuştum:

Nasıl akılda kalacaksınız, kendinizi seçmene nasıl fark ettireceksiniz, demiştim.

Gencay Bey kesinlikle polemiklere girmeyeceğini, yapısının buna uygun olmadığını anlattı.

İyi de AKP’den istifa edip İyi Parti’ye geçmenin bir sebebi var, öyle değil mi?

Ama yok arkadaş!

Dursalar da kalsalar da hatta rakip partilere geçseler de ağızlarından tek bir kelam eleştirel cümle çıkmıyor.

Aynı şey saydığım diğer isimler için de geçerli.

***

Fakat fark ediyorum da sadece gidenler değil, AKP’dekilerden de bu isimlerle ilgili eleştirel bir söz edilmiyor.

Muhatap alırsak ona yarar diye mi düşünüyorlar yoksa seçim konusunda fazla mı rahatlar, bilemiyorum.

En fazla dedikleri şey, “giden gitmiştir, gittiği gün bitmiştir” falan filan…

Oysa meseleye bu kadar basit bakmadıklarını, gidenleri kendi hallerine bırakmadıklarını, bağımsız aday olanların enselerinde olduklarını biliyoruz.

Bir de şu var tabi!

AKP’den ayrılıp bağımsız aday olanların hepsine karşı topyekün negatif bir tavırdan da söz edemeyiz.

Bilakis, el altından buna sevinenler, hatta gizliden destek verenler de var.

Dediğim gibi AKP’de en az CHP kadar kaynıyor.

Aradaki fark, AKP’lilerin ağzının sıkı olması…

Ancak ona rağmen bize de hepten bilgiler gelmiyor değil.

Hele adaylar sahalara tam anlamıyla bir çıksın, o zaman daha net konuşuruz.