“CEKETİ KOYSAM KAZANIRIM” Dönemi geri geliyor!

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

Evet, CHP, algılara en açık, sağ ve milliyetçi seçmende “tu-kaka” görülmeye en müsait parti…

Kimi dinsizlikle suçlar bu partiyi, kimi milli değerlere saygısız görür…

İşte bu nedenle AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan,

Tüm politikasını, siyasi hamlelerini CHP üzerine kurmuş,

Karşısına CHP’yi almayı seçmiş ve algıya açık olan bu partiden nefret eden halka CHP’yi bir tehdit olarak sunarak seçimlerde başarı elde etmiştir.

CHP de Erdoğan’ın bu stratejisi ile yüzde 25 civarı bir oya hapsolmuştur.

***

Toplum yıllarca AKP-CHP arasında sıkıştırılıp kalmıştır.

CHP’yi sevmeyenler AKP’ye, AKP’yi sevmeyenler CHP’ye yönelirken;

Oy oranı noktasında matematiksel hesap hep AKP’yi karlı kılmıştır.

Ta ki 2019 yerel seçimleri ve 2023 genel seçimlerine kadar…

Çünkü CHP’nin o dönemki Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “CHP’ye yüzde 25 oy yeter, geçinip gidiyoruz” demedi.

“Artık yeter” diyerek AKP’nin oyununu bozmaya kalkıştı.

Kılıçdaroğlu, CHP’nin tek başına iktidar olamayacağına ikna oldu ve çok stratejik bir hamle geliştirdi.

Sağlı sollu partileri bir araya getirerek AKP’den kurtulmak isteyen fakat CHP’yi alternatif görmeyen seçmene inanılmaz bir yol açtı.

Açtığı bu yolla kurduğu ittifakla yerel seçimlerde İstanbul ve Ankara gibi şehirlerde başarı elde etti.

Ve elde ettiği başarıyı, 2023 seçimlerinde daha da perçinleyip, cumhur ittifakı yönetimini bitirmek istedi.

Ama gelin görün ki İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, seçime 2 ay kala kurulan masayı devirerek bu iyi gidişi, baltaladı.

***

Ancak tüm algılara, Akşener’in masadan hışımla kalkıp geri dönmesine rağmen Kılıçdaroğlu, yüzde 48 oy almayı yine de başardı.

Ve Kılıçdaroğlu, daha soluklanmadan, kaybedilen seçimlerin muhakemesini yapamadan faturayı Kılıçdaroğlu’na kesip CHP’de değişim çağrıları başlattılar.

Değişimciler, CHP’nin hiç değişmeyenleri, CHP içerisinde sürekli iktidar olanlardı…

***

Bu sözde “Değişimciler” Kılıçdaroğlu’nu habire seçim kaybetmekle suçlamaya, kurulan ittifaklara pazarlıkla vekil dağıttığını aktarmaya başladılar.

Yani o gün Kılıçdaroğlu’nun hamlelerine alkış tutanlar, seçim kaybettiğinde bu hamleleri ihanet gibi göstermeye başladılar.

Başarılı da oldular… Bir sürü kirli pazarlıklarla delegeleri ikna ederek mevcut iktidarın korkulu rüyası Kılıçdaroğlu’nu gönderdiler…

***

Mevcut iktidarın korkulu rüyası dediğim için bunu tiye alanlarınız olabilir, tebessüm edebilirsiniz.

“Yahu üst üste seçim kaybetmiş birini neden göndermek istesinler, Erdoğan’ın varlık sebebi Kılıçdaroğlu’dur” diyebilirsiniz.

Lakin Kılıçdaroğlu’nun liderlik vasfı son zamanlarda çok iyi oturmuş, mevcut iktidarın stratejisini bozacak hamleleri ardın sıra gelmişti.

O bir vaatte bulunuyor, iktidar bu vaadi mecburen yapmak zorunda kalıyordu.

Öyle ki Erdoğan gündem belirleyen lider olmaktan çıkıp, Kılıçdaroğlu’nun gündeminin peşine takılan, açıklama yapan, kendini ifade etmeye çalışan biri haline gelmişti.

***

Bunlar asla Erdoğan’ın kaldıracağı şeyler değildi!

En basitinden EYT konusunu hatırlayın…

Ne diyordu Erdoğan?

Seçim kaybetme pahasına bile olsa EYT’yi çıkartmayız, çift dikişçilere izin vermeyiz. EYT, Hazineye gereksiz yüktür, diyordu.

Ama ne oldu?

Kılıçdaroğlu’nun bastırmasıyla seçim kaybetme pahasına çözülmeyeceği söylenen EYT bile kısmen çözülmüştü.

Kılıçdaroğlu artık iyiden iyiye AKP’de rahatsızlık yaratmaya başlamıştı.

Neyse ki CHP Erdoğan’a aradığı malzemeyi çok gecikmeden verdi!

CHP’nin değişmeyenleri, değişim adı altında Kılıçdaroğlu’nu koltuğundan indirdi.

***

Yani CHP’deki değişimden en fazla AKP mutlu oldu.

Bu mutluluğun sebebini de CHP Genel Merkezi, çok güzel ortaya koyuyor.

Partiyi Ekrem İmamoğlu mu, Özgür Özel mi yönetiyor belli değil.

Kurultayda kimlere ne sözler verilmişse, onların diyeti ödeniyor.

CHP’ye seçim kaybettirecek ne kadar isim varsa masa başında hepsine adaylık dağıtılıyor.

Bu da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve partisini ziyadesiyle mutlu ediyor.

Çünkü CHP’nin saçma sapan yönetimi sayesinde 2019 yılına kadar AKP’nin süregelen “Ceketimi koysam kazanırım” dönemi, tekrar geri geliyor.

Ve bu maalesef Meral Akşener ile Özgür Özel’li CHP sayesinde oluyor.

CHP, kazanamayacak adaylarla AKP’yi mutlu ederken;

İyi Parti paramparça olmasına rağmen sanki kazanma iddiası varmış gibi 81 ilde kendi adaylarıyla seçime giderek, AKP’nin yolunu açıyor.

***

Alın size ilimizden birkaç örnek!

Mesela Gencay Yıldıztekin…

AKP’de uzun yıllar siyaset yaptı, defalarca milletvekili, belediye başkan aday adayı oldu ve sonrasında gitti İyi Parti’ye geçti…

Oysa AKP’de siyaset yaparken İbrahim Karaosmanoğlu’nun Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde kamudan birçok ihale almıştı Yıldıztekin kardeşlere ait şirketler…

AKP sayesinde zenginliğine zenginlik katmışlardı, alanlarında onlardan başka başarılı şirketler yokmuş gibi, sanki belediyenin kadrolu çevre temizlik firmasıymış gibiydiler.

Şimdi Yıldıztekin’in çıkıp, AKP ile bağını tamamen kopardığına, İyi Parti’de siyaset yapıp AKP’yi devirmeye çabaladığına inanacağız, öyle mi?

Duy da inanma!

Sahi, Yıldıztekin İyi Parti’ye geçtiğinden beri AKP’yi hiç eleştirdi mi?

Ya da koltuğuna talip olduğu Muzaffer Bıyık’ı…?

Veya bir ara yeşil ışık yaktığı büyükşehir belediyesine laf etti mi?

Bence Gencay Yıldıztekin, AKP’ye AKP’deyken sunduğu katkıdan fazlasını örtülü olarak İyi Parti’deyken sunuyor!

*** Veya Azmi Cihat Hatipoğlu…

MHP’den değişim hareketi zamanı dahi kopmayan Azmi Cihat Hatipoğlu’nun

MHP’den bir anda istifa edip İyi Parti’ye geçerek Körfez Belediye Başkan adayı yapılmasını, “Hatipoğlu, AKP’ye kaybettirmek istiyor” diye yorumlayabilir miyiz?

Ne oldu da birdenbire Bahçeli’yi terk etti?

Aydınlanma mı geldi?

Körfez ilçesinde CHP ile ittifak yapılmadığı taktirde İyi Parti’nin seçim kazanma şansının olmadığını Azmi Cihat Hatipoğlu göremiyor mu?

Üstelik İyi Partili meclis üyeleri ve yöneticilerin Hatipoğlu’na tepki nedeniyle istifaları havada uçuşurken…

***

Bir diğer örnek ise Zekeriya Özak…

15 yıl AKP’nin yönettiği İzmit ve Büyükşehir belediyelerinde meclis üyeliği,

Son 7 yılda ise Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekilliği ve İmar Komisyonu başkanlığı görevlerini yürüten;

Ardından 2019 yerel seçimleri öncesinde AKP’den İzmit Belediye Başkan aday adayı olan Zekeriya Özak’tan bahsediyoruz!

Hani şu büyükşehir belediyesindeyken; bürokratik işlemlerin çabuk yürümesi için Özak’ın mimarlık ofisine uğramadan geçmeyenlerin olduğu dönemleri müteahhitler iyi bilir!

Bunu müteahhitler biliyor da AKP’yi yönetenler bilmiyor mu?

Özak’ın FETÖCÜ Dumankayalar için göğsünü siper ettiği o açıklamaları unuttular mı sanıyorsunuz?

Asla…

***

Fotoğrafa geniş açıdan bakmak lazım.

Bunların hepsi AKP’ye, Cumhur İttifakına diyet borcu ödüyorlar.

Bazen en tepeden bazen en aşağıdan olmak üzere Erdoğan ve Bahçeli ikilisi rakiplerini bir şekilde dizayn etmeyi başarıyor.

Bu örnekleri çoğaltmak öyle mümkün ki…

Sağ olsun Özgür Özel’in kurultay kazanmak için bitmek bilmeyen diyet faturaları sayesinde;

Erdoğan en azından bu seçimlerde pek yorulmadan, dizayn işlerine çok gerek kalmadan eski havasına kavuşuyor.

Ne demişler?

İyi bir lider sadece partisini değil, rakibini de iyi dizayn eder…

***

Biraz sert bir yazı oldu farkındayım ama bunları söylemediğimizde, yokmuş gibi davrandığımızda, yok olmuyor!

Yazımı sonlandırırken, Türkiye için daha akıllı, daha tutarlı, daha sonuç odaklı bir muhalefet temennisiyle herkesin yeni yılını kutlarım.