Meğer bu dili ne çok sevmişsiniz!

Yılmaz Karabıyık

Yılmaz Karabıyık

Tüm Yazıları

Evet, şimdi ne olacak?

Heyecanınız, umudunuz yeşerdi mi?

Yerel seçimlere aylar kala başlatılan değişim hareketinin nihayete ermesi CHP’yi şahlandıracak mı?

Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Sırtımdan hançerledi” dediği İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ile tekrar ittifak görüşmeleri başlarsa halk, “Bu kez hadi oy verelim, Kılıçdaroğlu gitti, CHP fena değişti” diyecek mi?

1950’den bu yana iktidar olamayan CHP’yi, iktidar yapmak için Kılıçdaroğlu’nun gitmesini mi bekliyordu yani vatandaş?

Yetti mi size, lider bazlı olmayan CHP’de liderin değişmesi?

Tabandan tavana herkesin rahatlıkla görüşünü genel merkezden bağımsız belirtebildiği CHP’de, Kılıçdaroğlu gitti diye her şey güllük gülistanlık mı olacak artık?

CHP’de yaşanması gereken değişim bu muydu yani?

Tek handikabınız Kılıçdaroğlu muydu?

Değişimin fitilini, bir daha ki Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki adaylığını garantilemek için başlatan Ekrem İmamoğlu, ilk basamak olan 31 Mart 2024 yerel seçimlerini aşar mı dersiniz?

Mesela, martın sonunu bahar değil de kış yapanlar, hizmet üretmek yerine mağduriyet, kavga ürütmeye doyamayanların da zaferini açıkça ilan ettiği bu “Değişim”, CHP’yi yerel seçimlerde zafere taşır mı?

Bakın, bugüne kadar taraf olma noktasında kendini gizlemeyi başaran İzmit Belediye Başkanı Sayın Fatma Kaplan Hürriyet, bugün mutluluktan havalara uçtuğunu ilan eden bir paylaşım yapmış!

Çünkü “Gölge etmeyin başka bir şey istemem” dediği Kocaeli İl Örgütü ve vekil yapılmaması için uğraştığı ancak başarılı olamadığı isimler, Kılıçdaroğlu’nu desteklediği için kaybetmiş!

Kendisini kurultay delegesi yazmayanları, “The end”leyivermiş Sayın Başkan!

Peki genel başkan değişimi, yerel seçimlerde Hürriyet döneminin, “The end” olmaması için yeterli mi?

Yani tüm sorun gerçekten Kılıçdaroğlu muydu CHP’de?

Aşıldı mı?

***

Anlamıyorsunuz değil mi ya da anlamak istemiyorsunuz?

CHP’de değişen tek şey “Genel Başkan” takısının önünde yer aldığı isim oldu…

Hepsi bu…

Bakın, “Ben Kemal gidiyorum…”, “Birinci turdan sonra çekilmesin, ikinci turda kaybetmeye alışık…”, “KeMAL…”, “Yine kaybetti…” ve benzeri…

CHP’ye, Kemal Kılıçdaroğlu’na, Cumhur’un rakiplerine seçim süreci ve öncesinde belli kitleler tarafından edilen bu ve benzeri sözleri, dün kendini muhalif diye tabir edenler, pek bir güzel dillerinden döküverdi…

Adeta kin kusuldu, adeta dalga geçildi…

Bu sözleri, daha önce AKP taraftarlarının bir bölümünden sıkça duyup öfkelenenler, dün kendileri kurdu aynı isme…

Kendisine hakaret edenleri dahi affettiği, kendisine dün etmediği laf bırakmayana mağdur olduğunda arka çıktığı, karşısına rakip olarak çıkarken ağır eleştiriler yönelteni Cumhurbaşkanı adayı yapmaktan çekinmediği için ayakta alkışladığınız adamı, “CHP’nin utancı” olarak lanse edenler çıktı içinizden…

Bu dil sadece seçim sürecinde hakaretler savuranların dili değil, bu dil 14 Mayıs seçimleri sonrası deprem bölgesindeki acılı vatandaşlara bela okuyanların da dili idi aynı zamanda…

Bu dil, AKP’ye oy verenlere yıllarca “Koyun” diyen dildi…

Bu dil, seçimlere hayrı değil, daima zararı dokunan dildi…

Bu dil, 2023 seçimlerinin kaybedilmesinde payı olan dildi…

Bu dil hep kaybettiren dildi…

Ve o dil değişmedi, yerli yerinde kaldı…

***

CHP, köklü bir partidir elbet…

CHP, liderci değil, çok seslidir elbet…

CHP, genel başkanını eleştirebilen tek partidir elbet…

CHP, kurultayda genel başkan değiştirebilen ender partidir elbet…

Bunlara diyecek yok…

Kılıçdaroğlu gider, bir başkası doldurur o koltuğu…

Sandıktan çıkan neyse odur…

Lakin sizin bu diliniz aynı kaldığı sürece, parti içinde bu kadar ayak kaydırma oyunu döndüğü müddetçe, yüze gülünüp arkadan dolanıldıkça, 1950’den bu yana iktidar yüzü görmeyen CHP’yi, daima karşıya atıp seçim kazanmayı sürdürür AKP ya da bu yöntemi benimseyebilecek diğer partiler…

Ya CHP ya biz” diyerek halka bir tehdit olarak sunmaya devam ederler CHP’yi…

Çünkü oluşturulan ne kadar algı, yafta var ise hepsi, sizin bu dilinizden destek buldu…

Şimdi de Kılıçdaroğlu’nu gönülden sevenleri, ona sempatisi olanları, ona destek verenleri kırıp dökerek devam ediyorsunuz o irrite eden dile…

Sizin bu diliniz insan çekmiyor, destek çekmiyor, oy çekmiyor; kazandırmıyor…

Baykal’a kazandırmadı, Kılıçdaroğlu’na kazandıramadı, Özel’e de kazandırmayacak, sonrasındakilere de…

Çünkü hiçbir şey değişmedi…

Çünkü o dil, capcanlı, yerli yerinde…

***

Bunun dışında dikkat çeken başka bir konu, Kılıçdaroğlu’na HDP desteği var diye Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy vermeyip, şahsını sosyal medyada yerden yere vuran, CHP’nin Atatürkçü, ulusalcı, milliyetçi çizgiden saptığını dile getirip, bu çizgiye geri dönmesi gerektiğini savunanların, dünkü kurultayda Selahattin Demirtaş’a selam gönderen Özgür Özel’in zaferine sevinmesi oldu…

Sizce de garip değil mi bu?

Karşı çıktığın ancak değişmeyene “değişim” deyip sevinmek ilginç değil mi?

Neye sevindin kardeşim sen?

Nasıl yorumlamak gerek bunu?

Ben çıkamadım işin içinden!

Size bıraktım…