Küçükkaya doğrusunu yaptı
CHP Kocaeli’de cumartesi günü kongreye gidecek.
Dün, yani çarşamba akşamına kadar il kongresinin iki adaylı geçmesi bekleniyordu.
Fakat CHP’nin nabzını en iyi tutan gazete olarak;
12 ilçe başkanının mevcut il başkanı Bülent Sarı’dan yana tavır alacağı haberini yayımladıktan sonra kongrenin tek adaylı geçeceğini biliyorduk.
Mehmet Ümit Küçükkaya 12 ilçe başkanının kararına rağmen adaylıkta ısrar edecek acemilikte bir siyasetçi değildir.
Olması gerekeni bilir ve o yönde karar alır demiştim, aynen öyle oldu.
***
Sadece tahminlerim mi oldu?
Elbette “Hayır”…
Aynı akşam Küçükkaya’nın adaylıktan çekilme kararını da aldım.
Fakat etik olarak bunu kendisinin açıklamasını bekledim.
Gün içerisinde bu bilgi yavaş yavaş yayılmaya başlayınca Küçükkaya’nın geri çekildiği haberini yayımlamakta bir beis görmedim.
Küçükkaya’nın kararı CHP’ye, ona destek verenlere ve kendisine hayırlı uğurlu olsun.
***
Mehmet duygusal insandır, çabuk kırılır, çabuk üzülür.
Ama bir o kadar da tecrübeli politikacıdır.
Bunu onur meselesi haline getirecek, küsecek, somurtup oturacak, kavga çıkaracak kadar amatör ruhlu değildir.
Elbette bu yola çıkarken birilerinin sözüne güvenerek, sırtını yaslayarak yola çıktı.
CHP’ye verdiği emekleri en büyük referans kabul etti.
Eğer siyaset vefa işiyse benim kazanmam lazım demişti bir ara bana.
O an o kadar hevesli o kadar heyecanlı ve o kadar inanmıştı ki “O işler maalesef öyle olmuyor” diyemedim.
Siyasetin dişlileri arasında bulunarak edindiğim deneyimlerin yanı sıra;
Gazeteciliği icra ederken edindiğim tecrübelerin alt toplamında;
Siyasetin vefa ile uzaktan yakından alakası olmadığını ben öğrendim.
Siyasetin tamamen bir “Denge” oyunu olduğunu idrak ettim.
Bu nedenle fotoğrafa dışarıdan bakan biri olarak Mehmet Ümit Küçükkaya’ya hiç şans vermedim.
Şans vermeme nedenim Küçükkaya’nın bu işi yapamayacağını düşündüğümden falan değildi.
Bilakis, çokta güzel yapar demiştim daha önce de…
***
Her dönemin ekipleri olur.
Bu dönem CHP’yi yöneten ekipler arasında bir ahenk söz konusu.
İl başkanıyla, milletvekilleriyle, ilçe başkanları ve örgütleriyle uyumlu hareket eden bir yapı oturdu.
(Belediye başkanını hariç tutuyorum zira o başlı başına ayrı bir vaka)
Ve bu yapının tepesindeki isim il başkanı Bülent Sarı ismine kimse itiraz edemiyor.
Sarı hakkında olumsuz cümle kuran neredeyse yok gibi!
Çünkü Bülent Sarı siyasi hırsı olan bir isim değil.
Her yere aday olayım, illa bir şey olayım derdinde değil!
İl başkanlığının kendisine katacağı statü üzerinden zenginleşmek, rant peşine düşmek gibi konularla işi olacak biri hiç değil!
***
Bunların yanı sıra, il başkanı olduğundan bu yana CHP’de kapsayıcı olmaya gayret etti.
Kimseyle kavga etmedi, kimsenin kavgasının bir parçası olmadı.
Aksine herkesle oturdu konuştu, orta yol aradı.
“Bana gölge etmeyin yeter” diyen Hürriyet’le bile oturup uzlaşmaya çalıştı.
Fakat ne yazık ki bu mümkün olmadı.
Kısacası Bülent Sarı, CHP’de birleştirici olmaya çabaladı.
Bugün o kongreye tek aday olarak gidiyorsa bu boşuna değildir.
Bir seçim yenilgisi atlatılmış, ardından mahallelerde delege yarışları başlamış,
Onun ardından ilçe kongreleri ve yerel seçim hesapları derken onca hengame arasında partide tansiyonu dengede tutmak az iş değildir.
İşte, tüm bunları uzaktan görüp anladığım için Küçükkaya’ya şans vermemiştim.
Küçükkaya için o zaman bu zaman değildi, hepsi bu.
Yoksa Mehmet bu kentte “benim” diyen pek çok siyasetçiyi ikiyle çarpıp beşe bölecek beceri ve bilgiye sahiptir.
Onun en büyük şanssızlığı Bülent Sarı gibi, örgütün büyük çoğunluğunda kabul gören bir il başkanının rakip olmasındaydı.
Bunu anladığı için de adaylıktan çekildi.
***
Aslında bunu anlaması için en büyük ölçünün, yediği içtiği ayrı gitmediği en yakın arkadaşı olan CHP İzmit İlçe Başkanı Gökhan Ercan’ın;
Bülent Sarı’dan yana tavır sergilemesi olmalıydı.
Ama Küçükkaya o mesajı o an için alamadı.
Aldığı anda gereğini yaptı ve kaybeden taraf olmaktan kurtuldu.
Küçükkaya’nın her halükarda önü açık bir siyasi figür olarak CHP’de varlık göstereceğine hiç şüphem yok.
Yolu açık ve aydınlık olsun…