CHP BİR KARAR VERMELİ…

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden kaynaklanan rehavet bitti.

Özellikle muhalefet tarafı defalarca kez yenilmiş olmanın verdiği ağır psikolojiden yeni yeni kurtulmaya çalışıyor.

Eğer genel seçimin hemen peşine belediye seçimleri gelmeseydi ortalık daha perişanlık olurdu.

O yüzden yerel seçimler muhalefet partilerin genel başkanları için şans demek.

Örnek mi?

***

Mesela Kılıçdaroğlu’ndan kimse memnun değil,

CHP’nin başından gitsin istiyorlar ama öte yandan yerel seçime aylar kala bu değişimin işleri daha da karıştıracağına inanıyorlar.

Yanlış da sayılmaz.

Bir değişim olacaksa, bu değişim seçimden hemen sonra olmalı.

Dere geçerken at değiştirmemeli.

Zaten CHP’de hal ve vaziyet bu şekilde ilerliyor.

Büyük Kurultay, yerel seçimlerden sonraya bırakılacak.

***

Değişim falan diyoruz ama Kılıçdaroğlu seçimden sonra yapılacak olan Kurultayda tekrar aday olmayacak diye bir şey yok!

Şayet yerel seçimlerde 2019 seçimlerinde alınan başarının üstüne yeni başarılar eklenirse kimse o koltuktan Kılıçdaroğlu’nu kaldıramaz!

Peki bu mümkün mü?

Zor! Hem de çok zor!

O zamanlar ittifak diye bir şey vardı, şimdi ise bırakın ittifakı, Kılıçdaroğlu ile Akşener’in birbirini göresi gözleri yok.

Akşener’in ne yapacağı, nereye savrulacağı, nasıl ilişki alacağını kimse kestiremiyor.

İstanbul’da o çok sevdiği, yere göğe sığdıramadığı Ekrem İmamoğlu’na tekrar destek verecek mi?

Ankara’da Mansur Yavaş kazansın diye CHP ile iş birliği yapacak mı?

Geçen sefer gayet ılımlı ve tavizkar davrandığı CHP’den olası iş birliği karşısında ne gibi talepleri olacak?

CHP, Meral Hanımın kaprislerine ne kadar sabredecek?

***

Öte yandan büyük bir konsensüsün görünmez parçası olan HDP nasıl bir aksiyon alacak?

Geçen dönem olduğu gibi yine CHP’nin adaylarına destek verecek mi?

Orta yerde duran ve cevabı net olmayan sorular eşliğinde bir süreç başlamış bulunuyor.

İstanbul’u, Ankara’yı bilmem ama Kocaeli konusunda kimse umutlu değil.

Elde var bir İzmit, onu da kaybetmekle kaybetmemek noktasında gidip geliyorlar.

Zira aday olduğu takdirde Fatma Hanıma asla destek vermeyiz diyen bir Lütfü Türkkan var!

Üstelik bu kararını Kılıçdaroğlu’na da bizzat ilettiği bilinen gerçek.

Sadece Lütfü Türkkan olsa neyse, Fatma Hanımın karşısında kendi partisi CHP de var!

***

Tabi tek ilçe İzmit değil, diğer ilçelerde nasıl bir üleşme olacak veya olacak mı, o da belirsiz.

“Herkes kendi adaylarıyla seçime girsin” safsatası var bir de!

Bu da Akşener’in uçuk kaçık, ütopyayı andıran, bozgunculuktan başka bir işe yaramayan söylemlerinden biri.

Sözün özü, seçimlere aylar kala bırakın adayların belirlenmesini;

Daha ortada ittifak olup olmayacağının belirsizliği yaşanıyor.

Böylesi karmaşık ortamda seçim kazanmak ne kadar mümkün, bilemiyorum.

Biz bu tabloya aşina değil miyiz?

Genel seçim öncesinde devrilen ve sonradan toplanmaya çalışılan masalar gördük biz.

Dağılan masaya hesap kesen seçmen gördük.

Şimdi ise ortada hesap kesilecek bir masa dahi kalmadı, yok, bitti gitti!

***

Her zaman dediğimi diyeceğim!

Memleketin iktidar sorunundan çok akıllı muhalefet sorunu var diye!

Çok değil, az akıllı olsaydılar o kadarı bile bir şeyleri değiştirmeye yetecekti.

Fakat o bile yok!

Sanki iktidara çalışıyorlar. AKP’ye gizli payandalık yapıyorlar.

Durum buyken muhalefet partileri hangi belediyeleri kazanacak?

Elde olanların kaçını tutacak?

***

Siyasette değişmez bir gerçek vardır!

Bizim seçmen yapımız, hiçbir zaman belirsizliğe oy vermedi!

İşte tam da bu nedenle ilk yapılması gereken iş belirsizliği ortadan kaldırmak olmalı.

CHP, İyi Parti ile yol alamıyorsa artık dönüp başka tarafa bakmalı.

Gerekirse yönünü tam sola çevirmeli.

Kaçak göçek değil, bunu alenen, adam gibi yapmalı.

Zaten yapıyorlar ama yapmıyormuş gibi davranınca o tarafta da tam manasıyla bir kenetlenme olmuyor.

Kısacası CHP ne istediğine bir karar vermeli.

--------------------

KÖRFEZ PARAMPARÇA!

Geçen hafta ilçe kongrelerini tamamlayan CHP’de

İzmit’in dışında çok konuşulan ilçelerden biri de Körfez ilçesiydi.

Tam dört aday yarıştı.

Son ana kadar adaylar arasında birleşme beklense de kimse geri adım atmadı.

Her adayın kendine göre destekçileri vardı.

Adaylardan Barış Dağdeviren, favori isimdi.

Çünkü en büyük destekçisi, bu dönem ilçelerde elde ettiği galibiyetlerle öne çıkan CHP Milletvekili Harun Yıldızlı idi.

Diğer şanslı adaylardan biri de Kerim Barıç’tı.

Barıç’ı da önemli isimler destekliyordu.

CHP’de uzun yıllardır Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyeliği ve Grup Başkan Vekilliği üstlenen Engin Taşdemir, Kerim Barıç için çalıştı.

Mevcut ilçe başkanı Gülseren Solmaz Altunal da adaydı ve Gülseren Hanımı kimse favori görmüyordu.

Buna ben de dahilim!

Ben de yarışın Barış Dağdeviren ile Kerim Barıç arasında geçeceğini düşünüyordum ama yanıldım.

Gülseren Hanım 4 aday arasında ipi göğüsleyen taraf olurken yanındaki en büyük destekçisi, CHP Meclis Üyesi Erkan Uygun idi.

Ve bu 4 adayın destekçilerinin bir hayali vardı.

Hepsinin kafasında Körfez ilçesini CHP’ye kazandırmak gibi…

Hepsi de inandıkları ismin aday olması için önce ilçe örgütünü kazanmak gerektiğini düşünüyordu.

Ama bu hayale kavuşan kişi Gülseren Solmaz Altunal oldu.

***

Gülseren Başkanın ve de ekibinin adayı hiç kuşkusuz Emirşah Torun!

İzmit Belediyesi Başkan Yardımcılığı görevini sürdüren Torun,

Alınan sonuç itibariyle, çok istekli olduğu Körfez Belediye Başkan Adaylığına bir adım yaklaşmış oldu.

Peki aday olmak sonuç almaya yetiyor mu?

Emirşah Torun hakikaten Körfez’de başarılı olur mu?

Körfez ilçe örgütü Torun’un adaylığı dışında başka isimlere kapıları kapattı mı?

Mesela Körfez’in yerli isimlerinden Tayfun Balıkçı akla daha yatkın bir isim gibi gözükürken;

Balıkçı’nın adaylığına karşı gelir mi?

Nefsi davranır mı?

***

Bir önceki yazımda “akıllı muhalefet” vurgusu yapmıştım.

Sanırım güzel bir örnek oldu…