Sapır sapır dökülüyor!
1 Kasım 2015 genel seçimleri sonrası MHP’de başlatılan değişim hareketi, nihayete erememiş,
Meral Akşener gibi değişime öncülük eden pek çok isim partiden ihraç edilmişti.
Değişim hareketi sürecinde Akşener’e “ Yeni parti kurmayı düşünüyor musunuz?” şeklinde sorular yöneltilmiş,
Akşener ise böyle bir düşüncesi olmadığını ifade etmişti.
Bu sözün, o günün şartlarında MHP’deki hareketi nihayete erdirmek maksatlı söylendiğini,
Akşener’in parti kurmaya doğru yöneldiğini görmekteydim.
MHP’de değişim sağlanamayınca Akşener, “kurmam” dediği partiyi kurdu.
Ve adına “İYİ” dedi…
***
Kurduğu sıfır kilometre parti ile MHP’den ve merkez sağdan pek çok ismi de yanına çekmeyi başardı.
Adaletin ve kalkınmanın tartışıldığı ülkemizde;
Adalet ve Kalkınma Partisi 20 yılı aşkın süredir iktidarken
Akşener de isim üzerinden yürümek istemişti belli ki!
“İYİ’ler kazanacak” diyerek uzun bir yola çıkmışlardı.
Yıldızları çok hızlı parladı, bu parlama birilerini rahatsız etti ve İYİ Parti’nin seçime girebilmelerinin önünü kesmek için hamleler yapıldı.
Akşener, bu kaosu aşmak için CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun kapısını çaldı ve ondan geçici olarak 15 vekili kiralamak istedi.
Kılıçdaroğlu, bu talebi geri çevirmedi.
Ve kısa süre içinde çok hızlı biçimde kurulan İYİ Parti, CHP’nin el uzatmasıyla seçime girmeyi başardı.
Kılıçdaroğlu’nun bu jesti, İYİ Parti ile CHP’yi yakınlaştırdı ve ortaya Millet ittifakı çıktı.
İttifak sayesinde yerel seçimlerde büyük başarı elde ettiler.
Daha sonra 2023 seçimlerine de birkaç partiyi daha ittifaka dahil ederek altılı masayı kurdular, seçime birlikte girme kararı aldılar.
***
Tüm bunlar yaşanırken başta İYİ Parti’yi iplemeyen, yok sayan iktidar ve ortağı MHP, ittifaka katılım çağrıları yaptı İYİ Parti’ye.
“Evine dön” filan dediler Meral Hanıma…
Akşener ise bu çağrıyı geri çevirerek, omurgalı duruşuyla muhalif seçmenin sempatisini toplamayı başardı.
Onun 6’lı masadaki varlığı, ulusalcı ve milliyetçi muhalif seçmeni rahatlatıyordu.
Anketlerde oyları giderek artıyordu.
Ama gelin görün ki Meral Akşener, aylarca oturduğu masadan büyük bir hışımla kalkıverdi.
Gerekçesi masayı kuran, İYİ Parti’nin seçimlere girebilmesini sağlayan Kılıçdaroğlu’nun adaylığını istememesiydi.
Akşener, “Aday Mansur Yavaş ya da Ekrem İmamoğlu olmalı” dedi.
Hatta bu isimlere “Baş kaldırın, aday olun” diyerek kısmen CHP’yi birbirine kattı.
Aylarca oturduğu masayı, kameralar karşısında “Kumar masası, noter masası” diye niteledi.
***
İYİ Parti, köklü bir parti değildi.
Mevcut iktidardan rahatsızlık duyan Atatürkçü ve milliyetçi seçmenin yöneldiği bir parti idi.
Mevcut iktidarın değişmesini isteyen fakat sola sıcak bakmayanların yöneldiği bir parti idi.
Kısacası o an için alternatifti!
Kökü yoktu, köklenip köklenmeyeceği ileride belli olacaktı.
O ilerisi geldi çattı!
Akşener’in yanlış tutumları, absürt çıkışları kazanın habercisiydi.
Ve beklenen kaza gelmeye başladı.
Akşener’in akıl almaz tutum ve hamleleri istifaları tetikledi.
***
CHP köklü bir parti…
Genel başkanı değişir, değişmez; içinde hesaplaşmalar yaşar, yaşamaz, o ayrı ama her daim ayakta kalır.
Lakin İYİ Parti’nin bir kökü yok, bu gidişle olması da imkansız!
İYİ Parti, daha tutunma aşamasındayken bindiği dalı kesti geçti.
Ve bunun sancılarını daha şimdiden yaşamaya başladı.
Akşener’in memleketi Kocaeli, sapır sapır dökülüyor.
Bu durum Meral Hanım için utanç vesilesi olması gerekirken umurunda olduğuna dair en ufak bir emare yok!
Gebze İlçe Başkanı ile başlayan, meclis üyeleriyle, gençlik kolları başkanıyla, kadın kollarıyla, yöneticilerle
Ve son olarak İzmit İlçe yönetimiyle devam eden istifalar,
İYİ Parti’de işlerin iyiye gitmediğini açıkça ortaya koyuyor.
Koray Aydın gibi ülkücü camiaya hitap eden bir ismin üzerinin çizilmesi,
Teşkilat Başkanlığına Buğra Kavuncu gibi hakkında FETÖ soruşturması olan bir ismin getirilmesi
Ve Millet ittifakının sonlandırılması; bu istifaları tetikledi ve tetiklemeye de devam ediyor…
***
Kocaeli’de istifalar Meksika dalgası gibi yayılırken dikkat çeken şey ise;
İYİ Parti’nin Kocaeli’deki tek milletvekili Lütfü Türkkan’dan tek bir açıklama dahi gelmemesi…
Türkkan, sapır sapır dökülen Kocaeli teşkilatlarına müdahale etmiyor ya da edemiyor mu?
Bunu basın yoluyla yapmasını beklemiyoruz elbette ama partinin toparlanması anlamında bir aksiyon aldığını falan da göremiyoruz.
Hoş, Kocaeli’deki tepkilerin sebepleri arasında Türkkan’ın birinci sıradan aday yapılmasının rahatsızlığı da var!
Belki de bu yüzden salına salına teşkilatlara müdahale edemiyor!
***
Öte yandan GİK Üyesi Cumali Durmuş, istifaları önlemek için çaba sarf ediyor mu, etmiyor mu orası da muamma…
Ki, kanaatim etmediği yönünde…
Aslında şunu merak ediyorum:
Akşener, CHP’ye “Herkes kendi yoluna” dedikten sonra yerel seçimlerden ne bekliyor?
Yerel seçimlere tek başına girmeyi düşünen İYİ Parti,
Kocaeli’deki istifaların önüne dahi geçemezken, mevcut seçmenin önemli bir kısmının tepkisini almışken nasıl bir başarı elde edeceğini sanıyor?
Ne yapacak, yine kaybedeceğini bile bile Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne aday mı çıkaracak?
Çok övündükleri Hürriyet’in arkasında mı duracak?
Yoksa bu kez İzmit’i mi isteyecek?
Meral Hanımın ne yaptığını ne yapmak istediğini kendinin dahi bilmediğini sanıyorum.
Türk siyasi yaşamında hılı dönüşleriyle tanıdığımız Akşener en azından bu konuda istikrarını korumaya devam ediyor.
Ben hala Akşener’den “BUNLAR CE-HA-PE ZİHNİYETİ” falan demesini bekliyorum.
CHP ile ittifak yaptığı için hayatının pişmanlığını yaşadığını söyleyen Akşener;
Son mermiyi ne zaman atacak, merakla bekliyorum.
Ama kendisine tavsiyem şudur:
Önce sapır sapır dökülen teşkilatlarına bir baksın, sonrası kolay iş…