Fikri Işık’a ikna oldunuz mu?
Siyasetçilerin ne söylediğine değil, neyi söylemediğine bakarım daima.
Çünkü iyi bir siyasetçi asıl gerçekleri, asıl amacını, asıl planlarını asla açık açık söylemez!
Subliminal mesajlar vermeyi tercih eder.
O mesajları yakaladınız yakaladınız; yakalayamadığınızda bu dünyanın sonu değildir elbette…
Sadece iyi bir okuma yapmak için siyasilerin dilini iyi anlamak gerektiğini söylüyorum.
Tıpkı AKP il eski başkanı, eski Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı, eski Milli Savunma Bakanı ve eski Başbakan Yardımcılığı gibi çok az kula nasip olacak önemli makamlarda görev yapan Fikri Işık’ta olduğu gibi…
***
Sayın Işık, seçimlerin ardından uzun zamandır yapmayı planladığı basın toplantısını nihayet gerçekleştirdi.
Yurtdışında olmam sebebiyle Işık’ın davetine icabet edemedim ama Genel Yayın Koordinatörümüz Yılmaz Karabıyık ve muhabirimiz Merve Dişli toplantıyı dikkatle takip etti.
Onlardan aldığım bilgiler ve kaleme aldıkları haberler doğrultusunda anladım ki Sayın Işık aslında “ben varım” demiş.
Zaten aksi düşünülemezdi!
Fikri Bey çok önemli görevleri icra eden, teşkilatta hala ağırlığı ve karşılığı olan, siyasete veda etmek için henüz erken denilecek yaştaki (57) önemli bir politik aktördür.
Tek dezavantajı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın belli dengeleri sürdürmek adına “A” takımından çıkardığı bir isimdir.
Ancak buna rağmen hala AKP Kocaeli’de bir güç dengesidir, parti zora girdiğinde teşkilatları ateşleme kabiliyetine sahip isimlerden biridir.
O yüzden Fikri Işık’ı görevlerinden arındı diye hafife almak, AKP içerisindeki siyaset meraklılarının yapacağı en büyük yanlışlardan biri olur.
***
Sayın Işık, yaptığı basın toplantısında seçilmiş hiçbir göreve talip olmadığını ama görev verilirse de bundan kaçmayacağını söylemiş.
Ne kadar da klişe…!
Benzer söylemleri birkaç ay önce CHP’nin Kocaeli’ndeki en güçlü ismi olan Haydar Akar’dan da dinlemiştik.
Akar, bir daha hiçbir makama aday olmayacağını söylediğinde ona “Güldürme beni Haydar Akar” demiştim.
Şimdi aynısını Sayın Işık için söylemek istiyorum.
-Fikri Bey, evet sizi Haydar Bey kadar iyi tanımam, karşılıklı merhabamız, birkaç kelamımız dışında sohbetimiz olmadı-olamadı.
Fakat bizim meslekte siyasiler hakkında fikir beyan etmek, onları anlamak için çok fazla şeye ihtiyaç yok!
En başında da dediğim gibi, siyasetçi siyasetçidir!
Hangi ideolojiden, hangi partiden olduğunun bir önemi yok!
Verilen reaksiyonlar, edilen sözler üç aşağı beş yukarı aynı oluyor!
O yüzden ben Işık’ın sözlerini tıpkı Haydar Akar’ın sözlerine benzettim.
O dönemlerde Akar’ın kafasında CHP’nin iktidarı vardı.
Hakikaten de buna inanıyordu -ki son derece normal, inanmadan başarı gelmez!
Ve olası CHP iktidarında partideki rüzgara, rakiplerin durumuna bakarak,
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı hedefi olduğunu düşünmekle kalmıyor yakın çevresinden bu minvalde bilgiler geliyordu.
Ama Haydar Akar’ın planları alt üst oldu.
CHP kaybetti ve büyükşehir iddiası güme gitti.
Böyle bir ortamda seçim almanın imkansız olduğunu bilen Akar, daha bugün “Bu kafayla CHP’den bir şey olmaz” manasında sözler sarf ederek, devrimci ruhu aklına gelerek(!) o defteri kapattığının mesajını verdi.
Bu ayrı bir yazı konusu olsa da Sayın Işık ile benzeyen yanları olduğundan dolayı değinmek istedim.
***
Akar’ın izlediği yolun benzerini izleyen bir Fikri Işık görüyorum.
Bizim Yılmaz (Karabıyık) Fikri Beyin büyükşehir belediye başkanlığı hedefi olabileceğini yazmış.
Kısmen buna katılırım…
Neden katılırım?
Çünkü bu soru Işık’a yöneltildiğinde “Bizim büyükşehir belediye başkan sorunumuz yok, bu sorular yersiz” dememiş!
Şöyle ağız dolusu bir sahiplenmede bulunmamış. Klasik cümlelerle durumu ortalamış.
Orada değildim, olsaydım daha iyi bir analiz yapabilirdim, sorularımı genişletip sorabilirdim ama kısmet değilmiş.
***
Fikri Işık’ın büyükşehir adaylığını düşündüğü fikrine kısmen katılmadığım yanlarına gelince…
Işık çok akıllı, acayip öngörüleri olan bir politikacı.
Boş atıp dolu tutmaya çalışacak toylukta biri değil.
Gerçek kanaatini yani amacını asla açıktan paylaşmaz!
Ama olası bir krizde, kaotik ortamda partisinin ilk alternatifi olabileceğinin ince mesajını vermeyi iyi bilir.
Bilimsel çalışmalarla hareket eder.
Kocaeli teşkilatlarını başarısız sayan o yorumları durduk yere yapmaz!
Kafası matematiğe iyi çalışır, rakamlara güvenir.
Ama matematikle arası iyi diye de,
Bahsettiği başarısızlıklara sebebiyet veren liste tercihi olsun, etnisite dengeleri olsun, ittifakların getirdiği zorluklar olsun,
Fikri Bey bu gibi önemli etkenleri göremeyecek körlükte biri de değildir hani.
İşte bu yüzden Fikri Işık’ın teşekkür amaçlı yaptığı siyasete veda imajı verilen o toplantı bana yeni hedeflerin başlangıcı şeklinde çağrışım yapıyor.
***
Halbuki bu kadar uzun yollardan dolanmaya ne gerek var!
Sen “Fikri Işık’sın”!
Siyaset bizi bıraksa da biz siyaseti bırakamayız!
Bundan sonra nerede ihtiyaç olursa orada olacağım, nokta koymak diye bir şey yok, deseniz ne olur?
Ben bu politikacıları hakikaten de anlamıyorum.
Böyle diyorlar sonra çıkıp bir yerlere talip oluyorlar veya uzaktan partiyi dizayn etmeye çalışıyorlar.
Siz o aşıyı almışsınız bir kere…
Dışarıda kalamazsınız, kalmak isteseniz de bırakmazlar, beş dakikaya tuş olursunuz!
Bunda utanacak, erinecek, gocunacak bir şey yoktur!
Ben eminim ki Fikri Işık ilerleyen günlerde AKP içerisindeki yapılanmalarda, belirleyici rol üstlenmelerde, adam koymada adam kesmede (siyasi tabirle) adını daha sık duyacağımız isimlerin başında geliyor.
Unvanlarından arınmış bir Fikri Işık, hiçbir şey olmasa bile görülecek hesapları için -ki buna itiraz edecektir; bu sistemin dışına çıkmaz!
O yüzden Sayın Işık’ın yaptığı basın toplantısını veda şeklinde yorumlayamadım….
Zaman kimi haklı çıkaracak, bekleyip göreceğiz…