İYİLİK YAPIP DENİZE ATMAMIŞLAR!
Dünden beri Türkiye, Tekirdağ Büyükşehir Belediyesinin depremzedelere olan tavrını konuşuyor.
Muhalefet, 14 Mayıs seçimlerinde 11 ili etkileyen depremin yaşandığı illerde
Erdoğan’a ve AKP’ye yüksek oranda oy çıkmasını kabul edemiyor!
Sebep?
Çünkü o depremde AKP sınıfta kalmıştı.
Çabuk organize olamamış, bir sürü insanımız enkazların altında yardım beklerken bağıra bağıra can vermişlerdi.
İddialara göre askerin yardım yapmasına müsaade edilmemiş hatta askere ‘DUR’ emri verilmişti.
Türk milletinin yardım ve dayanışma ruhunun buluşma noktası olan, Devlet kurumu olmadığı halde Devletin kontrolünde bulunan KIZILAY’ın depremzedelere çadır sattığı ortaya çıkarılmıştı.
Yanı sıra, her gün enkazların etrafında yaşam mücadelesi veren depremzede vatandaşlardan iktidara yönelik isyan sesleri yükseliyordu.
İşte o isyanlar muhalefete, yakın gelecekteki seçime yönelik umut aşılıyordu.
6 Şubat depremi Erdoğan’ın ve Cumhur ittifakının sonunu getirecek, diye bakılıyordu.
Kısacası muhalefet yine umut olmayı değil, umut etmeyi seçmişti.
Erdoğan’ı koltuktan indirme misyonunu depremzedelere yüklemişti.
Bunu ne zaman anladık?
14 Mayıs’ta deprem bölgesinde açılan sandıklardan Erdoğan’a çıkan oylara muhalefetin verdiği insanlık dışı tepkilerden…
***
Pazartesi gününden itibaren yani oylar kesinleştikten sonra bir sürü densiz ortaya saçılıp, depremzedelere yapılan yardımların karşılığını sandıklarda alamadığını;
İktidarın tüm ihmallerine rağmen Erdoğan’a açık ara oy çıktığını aşağılayıcı ifadeler eşliğinde yazıp çiziyor.
‘Bunlar buna layık’ gibilerinden hakaret içerikli sözler ediyor.
Üzülerek söylüyorum, ben de benzer sözleri, benzer yaklaşımı kendi etrafımda gördüm, kulağımla duydum.
Bütün öfkelerini depremzedelerden almak istiyorlardı, nefret söylemleri birbirini izliyordu.
Duyunca ne tepki gösterdiysem şimdi de onu yapıyorum.
***
Bu tepkilere birkaç densizin gereksiz söylemleri olarak baktım ilk başta ama öyle yerlerden öyle insanlar konuşuyor ki, artık bu olay ‘MÜNFERİT’ olmaktan çıktı.
Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi’nin depremzedelere yaptığı hareket hepsinin üstüne mum dikti!
Deprem nedeniyle evinden yurdundan olan vatandaşlara konaklama süresi bitmeden ‘Yallah memleketinize’ misali muamele çeken Tekirdağ Belediyesi,
Gelen tepkiler üzerine durumu toparlamaya çalışsa da hal ortada.
Biz de bir bakıma kamu görevi yapıyoruz.
Doğru bilgiyi vatandaşlara ulaştırmak kadar, doğru saydığımız düşüncelerimizi aktarmakta görevlerimiz arasında.
Üstelik yanlışın kimden geldiğine aldırış etmeden objektif kriterler ölçeğinde yapmalıyız bunu…
***
İki kutuplu bir seçimde, istediği sonucu alamayınca faturayı halka kesen, yaptığı yardımlardan, yaptığı iyiliklerden pişman olan kim varsa alayına sesleniyorum!
İnsan değilsiniz!
Ve bu kafayla sittin sene iktidar yüzü göremezsiniz.
O değil de sizin gibiler yüzünden milyonlarca insanın umutlarını da tüketiyorsunuz.
Zararınız bir kendinize olsa neyse!
Keşke desteklediğiniz adayınız Kemal Kılıçdaroğlu kadar kapsayıcı ve kucaklayıcı olmayı başarabilseydiniz.
Keşke Kılıçdaroğlu’nun Hatay’ın Defne ilçesinde AKP’li Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin hizmetlerine teşekkür edişinden bir mana çıkarsaydınız!
Ama siz ne yapıyorsunuz, adeta Kılıçdaroğlu’nu sabote ediyorsunuz!
Köhneleşmiş düşüncelerinizi sanki CHP’nin toptancı bakışıymış gibi algılanmasını sağlıyorsunuz.
***
Pardon da bu üsttenci bakıştan ne zaman vazgeçeceksiniz?
Daha önce de Soma maden faciasında, yaşanan ihmaller üzerinden halktan iktidara tokat bekleyişi vardı.
Beklenen tokat gelmeyince aynı şimdi olduğu gibi bölge insanına aşağılayıcı ifadeler kullanmıştınız.
Hiç mi ders çıkarılmaz, hiç mi ‘acaba bu toplum ne demek istiyor’ diye merak edilip araştırılmaz?
Neden onca yanlışa onca eksiğe onca aymazlığa rağmen bu toplum Erdoğan’dan vazgeçmez?
Mesela ben bu soruların cevabını hep merak etmişimdir.
Ancak bir günden bir güne, halkı suçlamak aklıma gelmemiştir.
Nerede yanlış var, biz neyi kaçırıyoruz, bu soruların cevabını aramışımdır.
***
Siyasetçiler ve siyasiler neyi kaçırıyor, biliyor musunuz?
Kendilerinin gündelik siyasetçi olduklarını, AKP’nin ise iyi bir yatırımcı gibi siyasi tarz benimsediğini kaçırıyorlar.
Deprem bölgesinde bütün ihmallerine rağmen arkayı nasıl ve ne şekilde topladıklarını kaçırıyorlar.
Gönül almak diye, insani bir şeyin ret edilemeyeceği gerçeğini kaçırıyorlar.
Onlar hala depremzedelerin ilk bir hafta verdikleri tepki noktasında kaldıklarını sanıyorlar.
Hala çok öfkeliler, hala çok eksikler var, hala kendilerine uzanacak bir el beklediklerini sanıyorlar.
Oysa insanoğlu duygusaldır, çabuk kızar, çabuk unutur, çabuk affeder.
AKP hükümeti Bakanlarıyla, Valileriyle, Büyükşehir ve İlçe Belediye Başkanlarıyla deprem bölgesine kamp kurduktan sonra işin renginin değiştiğini anlayamadılar.
Çünkü nasıl ki iktidar destekçileri yalnızca A Haber, ATV gibi Televizyon kanallarını izleyip afyonlanıyorsa;
Beri tarafta da Halk TV, Tele1, FOX gibi TV kanallarındaki haberlerde bağırarak bir kesimi mutlu eden Ancorhmanları izleyip transa giriyorlar.
Bütün bunlar siyasileri ve destekçilerini gerçeklerden uzaklaştırıyor.
***
Buna ilaveten bu seçimin mottosu haline gelen Milliyetçiliğin, depremzedeler için daha da önemli hale geldiğini fark edememiş olmaları da ayrı bir garabet.
Ayrıca Cumhur İttifakı seçimleri getirip Milliyetçilik tartışmasına hapsederken neredeydiniz?
Neden çöken hatta dip yapan ekonomi ve deprem temasından uzaklaşıldı, buna nasıl müsaade ettiniz?
Sizce bu soruların bir önemi yok mu?
Seçime kaldı 10 gün!
Biraz özeleştiri yapsanız mı?
Az aşağı inseniz mi?
Ne dersiniz…?