BAŞKA TÜRKİYE YOK…
2023 Türkiye Cumhuriyeti Devleti için 100. kuruluş yıl dönümünü kutladığımız özel bir yıl…Dile kolay tam bir asır geride kalırken Cumhuriyet tüm kazanımlarıyla hala çok genç ve alınması gereken çok yol var…
Son 10 yılda “2023 Türkiye’si” lafını çok duyduk. Büyük bir hedefi işaret eden iddialı bir laftı. İktidar bu iddiasını ortaya koyarken ekonomi başta olmak üzere ülkede her şeyin yoluna girdiği, insanların refah ve bolluk içinde mutlu huzurlu, özgür yaşadığı bir ülke vaad ediyor olmalıydı.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuran Türk halkı ve büyük lider Atatürk’ün hedefi bağımsız bir ülke olarak “muasır medeniyetler seviyesine” ulaşmaktı.
Bugüne gelirken son 20 yılda iktidar aynı, ülkeyi yöneten kişiler büyük ölçüde aynı, çeyrek asıra yaklaşan yönetim anlayışı aynı, yani bugünün dünden daha iyi olması için aday olan kişilerin son 20 yılına bakmak gerekiyor.
Kişisel yolculuğumda da son 20 yıl, üniversiteyi bitirdiğim ve meslek hayatına atıldığım ülkenin adalet sistemi içerisinde avukat olarak çalıştığım zaman dilimine tekabül ediyor.
Bu yüzden başta adalet olmak üzere birçok konuyu yakından deneyimleyip, sizler gibi içinden geçtim.
Genç bir insan olarak hayallerim, umutlarım, gençliğim, inancım vardı.
İnsan 20’li yaşların başındayken her şeyi değiştirebileceğini düşünüyor.
En iyisini, en doğrusunu, en güzelini yapabileceğine inanıyor.
Bugün geldiğimiz noktadan geriye dönüp baktığımda inandığım tüm değerler için kendimce mücadele etmeme rağmen ülkem için isteğimiz noktada olmadığımızı üzülerek görüyorum.
Türkiye Cumhuriyeti olarak büyük bir devletiz, Türk milleti olarak da büyük bir milletiz, her daim bağımsızlığımız vazgeçilmezimiz olmuş, Kurtuluş Savaşı’nda küllerimizden doğmuşuz.
Dünyaya hükmeden bir ecdadın torunlarına bugün yine dünyaya teknolojisiyle, ekonomisiyle, adaletiyle, eğitimiyle, demokrasisi ile model olan güçlü bir ülke olmak yaraşır…
Ama maalesef;
Bir doların yirmi TL olduğu bir ortamda güçlü bir ekonomiden söz etmek mümkün olmaz,
Fetö’nün hüküm sürdüğü yıllarda “bi taraf olan bertaraf olur” denilince tarikatların gölgesinin düştüğü hükümete tarafsızdır demek mümkün olmaz,
İşine gelmeyene Fetöcü deyip hapislerde süründürüp, işinden gücünden edip yılların Fetöcü’lerine kefil olunduğu, Fetö borsası kurulan bir ülkede hukuktan söz etmek olmaz,
Adalate sürekli baskı ve müdahale edilen, AYM kararlarının, AHİM kararlarının uygulanmadığı bir ülkede adalet var demek olmaz,
Derdini anlatmak için toplanmak, sokağa çıkmak, yürümek isteyen millete engeller konulduğunda özgürlükten bahsetmek mümkün olmaz,
Kadınların katledildiği bir ülkede İstanbul Sözleşmesi’nden ansızın çıkıldığında kadınların can güvenliğinden söz etmek mümkün olmaz,
İmar barışlarıyla bayram havası estirilen ülkede depremde 50.000 canımızı yitirince lanet etmemek olmaz,
Depremle sarsılan yıkılan insanımızı enkazlarda günlerce bırakınca kahretmemek olmaz,
Kış günü ortada kalan depremzedelere çadırı bile günler sonra ulaştırınca alkışlamak olmaz,
Her sıkıştığında üniversiteliyi yurdundan kovunca iyi yetişmiş bir nesil beklemek olmaz,
Mülakatlarla yıllardır liyakati askıya almak olmaz,
Ve nihayet tüm bu olana bitene rağmen bana bir şans daha verin diyenlere kal demek olmaz…
İyi düşünelim, başka Türkiye yok, tek vatanımız var; her şeyin en iyisine layık bir milletimiz var…
En iyi şekilde yönetilmek, sadece hayatta kalmak değil;
Ayrıştırılmadan, ötekileştirilmeden, adaletle, liyakatle, eşit, eğitimli, donanımlı bireyler olarak yaşamak istiyoruz.
14 Mayıs Genel seçimlerinde vicdanımızla, aklımızla, içinde bulunduğumuz koşulların değişmesi için, layık olduğumuz şekilde yönetilmek için çok iyi düşünerek tercihimizi yapalım.
Başka Türkiye yok, her şeyin çok güzel olacağı günleri görmek ümidiyle…