Liste başları neden konuşmuyor?

Sekiz yıldır ha açıldı ha açılacak bekliyorduk.

Nihayet açıldı.

Ama baya olaylı bir açılış oldu.

Neden mi?

Çünkü kelimenin tam anlamıyla kervan yolda düzüldü.

O hastaneden sağlık personeli, bu hastaneden teknik eleman derken,

Şehir hastanesi şehirdeki hastanelerinin içini boşalttı!

***

Daha 5 yıl önce yeni ve modern binaya kavuşan Kocaeli Devlet Hastanesi başta olmak üzere;

Derince Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Seka Devlet Hastanesinden bir sürü hekim ile sağlık personeli şehir hastanesine kaydırıldı.

Ulaşımı henüz sıkıntılı olan bu hastanenin daha yolunu, yönünü bilmeyen vatandaşlar şaşkınlık içerisinde.

Sağlıkçılar derseniz, onların durumu daha da vahim.

Bir gece kendilerine yollanan whatsapp mesajıyla adeta seferberlik görevi ilan edildi.

Kabul eder misin etmez misin diye sorulmadan, seçenek sunulmadan,

Çalıştıkları hastaneyi bırakıp şehir hastanesine gitmek zorunda kaldılar.

***

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gelişiyle resmi açılışı yapılan hastaneyle ilgili polemiklere çok sık rastlayacağız.

Şahsen yapılan her yatırımı kıymetli bulduğumu ifade edeyim.

Ancak bir şeyi yaparken başka şeyleri yıkıp geçmenin doğru olmadığını da söylemeliyim.

Evet, şehre değer katacak bir eser hiç şüphesiz.

Ağız dolusu eleştiren herkesin, ama yakınları ama kendi için yolunun düşeceği, ihtiyaç duyacağı, kısacası yok sayamayacağı bir yatırım.

İyi de diğer hastanelerden ne istiyorlar?

Çok büyük bir kompleks yapmış olabilirsiniz.

Ama yetmez!

Bir hastane bütün bir şehri taşımaz!

Biz daha neden Çayırova’da neden Kartepe’de devlet hastanesi yok, neden Başiskele’de özel hastaneler dışında hastane yok, sorusunun cevabını ararken;

Kalkıpta var olan kamu hastanelerini lağvetmek nasıl bir aklın ürünüdür?

***

Kocaeli birkaç gündür şehir hastanesinin açılışını konuşuyor.

Ama pek çok kişi konuyu Cumhurbaşkanı Erdoğan açısından ele alıyor.

“Açılış değil mitingdi, o mitinge şu kadar kişi katıldı, heyecan vardı yoktu, yollar kilitti, trafik çilesi vardı” falan gibilerinden;

Tipik siyasi miting perspektifinden bakıyor.

Onlar da lazım iyi hoş da, ne olacak bu hastanelerin hali?

İyi mi oldu kötü mü oldu, ne oldu, bundan sonra ne olacak, kurdele kesilince her şey bitti mi?

***

Aslında bu sorulara en güzel cevabı verecek olan birileri geliyor aklıma.

Kim onlar?

Hem iktidar hem de iktidara talip olan sağlıkçı milletvekili adayları tabiki…

Birincisi; Kocaeli Üniversitesinde iki dönem Rektörlük yapan ve alanında çok iddialı hekimlerden biri olan,

Şimdi de AKP’de temayüle bakılmadan Erdoğan’ın istemiyle liste başına getirilen Prof. Dr. Sadettin Hülagü

İkincisi; Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesinin başarılı Kalp Damar Cerrahlarından biri olan tıpkı Hülagü Hoca gibi o da CHP listesinin başına yazılan Prof. Dr. Muhip Kanko…

Hülagü ve Kanko aynı zamanda mesai arkadaşı sayılırlar.

***

Her iki hocamız da çok değerli eyvallah!

Ama açılan şehir hastanesinin ardından yaşanan bu karmaşayla ilgili ağızlarını açmayıp tek kelime etmeyişleri biraz garip değil mi?

Biz şimdi anlamadık, bu iş iyi mi oldu kötü mü oldu?

Daha siyasetçi olmadan siyasi kimliğe erken bürünerek sus pus olan değerli hocalarımızdan bu konuyla ilgili hakiki analizler beklediğimin altını çizeyim.

Biz de kamu görevi icra ediyoruz.

Her gün vatandaşların şikayetleri, serzenişleri, sıkıntılarıyla boğuşuyoruz.

Bize gelen problemler onlara hayli hayli gidiyordur.

Bir zahmet nedir ne değildir anlatsalar da hep beraber bilgilensek!

Siyasi kimliklerini bir kenara bırakmalarını beklemiyoruz elbette.

Biliyoruz ki biri “harika oldu” derken, öbürü “bu zulümdür, dayatmadır” diyecek.

Varsın desinler!

Tarihe not düşmek adına bunu söylemeleri önemli.

Çünkü siyaset geçici hekimlik kalıcı.

Ve kutsal olan belli…

***

Daha vekil olmadan ilimizde sağlık konusunda bir kriz çıkması onların bahtsızlığı olabilir.

Biz o bahtı kimin değiştireceğini, krizi kimin iyi yöneteceğini, kimin daha samimi davranacağını merak ediyoruz.

Buyurun değerli hocalar, şu şehir hastanesini bir de siz anlatın da tecrübe transferi yapalım.

Bir şehir hastanesi bize yeter mi, diğerlerinin kapısına kilit vuralım mı, ne yapalım, anlatın da bilelim.

Herkes sussa da sizin susma lüksünüzün olmadığı bir alana talipsiniz, siz artık milletin vekilisiniz.

Söyleyin, işin aslı astarı nedir, nasıl olmalıdır?

Önyargı yok, gönderme yok, köşeye sıkıştırma yok!

Alanınızla ilgili bilginize ihtiyaç var, işte o kadar!