Yok olmaz, valla kurtarmaz!

Yılmaz Karabıyık

Yılmaz Karabıyık

Tüm Yazıları

İktidarlar yerini korumak için icraatlar yapar, muhalefet partileri ise iktidara gelebilmek için vaatler ortaya koyar…

Yani siyasetin kanunu budur…

Lakin öyle değilmiş, biz yanlış biliyormuşuz!

Bu kanun AKP ile değişmiş!

İktidarda olanlar da halka icraat yerine, vaatler verebiliyormuş!

Anketler öne düştükçe iktidar, muhalefetten kopya çekebiliyormuş!

Bakın AKP’ye, muhalefet partisi edasıyla nasıl da döktürüyor vaatleri!

Evlenecek gençlere; 2 sene geri ödemesiz, 48 ay vadeli, 150 bin TL sıfır faizli evlilik kredisi verileceğini dile getiriyor…

Yükseköğrenimdeki gençlere cep telefonu ve bilgisayar ediniminde vergi muafiyeti sağlayacağını söylüyor…

Üniversitelilere aylık 10 GB internet verileceğini söylüyor…

Kamuya işe alımlarda, mülakatı kaldıracağını, alımları gençlerin sınavlardaki başarı sıralamasına göre yapacağını söylüyor…

Ankara- İstanbul arasında süper hızlı tren hattı kuracağını söylüyor…

Çalışanlara enflasyonun üzerinde zam verileceğini söylüyor…

Parti kapatmalarının Meclis iznine bağlanacağını söylüyor…

Ev hanımlarının sigorta priminin üçte birini devletin ödeyeceğini söylüyor…

Emeklilik yaşının çocuk sayısına göre esnetileceğini söylüyor…

Yaşlı bakım sigortası uygulamasının başlatılacağını söylüyor…

Asgari ücretin temmuzda zamlanacağını söylüyor…

Enflasyonun yeniden tek haneye indirileceğini söylüyor…

Gelir tamamlayıcı sistemle, hane gelirinin belli bir oranın altında olmayacağını söylüyor…

Her ailede mutlaka en az bir çalışanın olacağını söylüyor…

İyi söylüyor, hoş söylüyor da bu vaatlerin bir günde dahi yapılabilecek olanlarını, hayata geçirmek için neyi beklediğini söylemiyor…

Torpil iddiasında bulunup KPSS’de mülakatı kaldıracağını dile getiren muhalefetin “Mülakatı kaldıracağız” sözünü, kendi seçim beyannamesine ekliyor ama bu mülakatı neden getirdiğini ve neden kaldıracağını söylemiyor…

Hayat pahalılığı nedeniyle evlenemeyen gençlere evlilik kredisi vereceğini dile getiriyor da bugüne kadar bunu neden hayata geçirmediğini söylemiyor…

Çalışanlara enflasyon üzerinde zam verileceğini dile getiriyor lakin bugüne kadar “Enflasyona ezdirmeyeceğiz” dediği çalışanın aldığı asgari ücretin açlık sınırı altında nasıl kaldığını söylemiyor! Enflasyonu belirleyen TÜİK’in, ENAG’ın açıkladığı enflasyon verilerinin çok altında kaldığını söylemiyor!

Emeklilik yaşının çocuk sayısına göre esnetileceğini, gelir tamamlayıcı sistemle, hane gelirinin belli bir oranın altında olmayacağını, her ailede mutlaka en az bir çalışanın olacağını söylüyor ancak bugüne kadar neden tüm bunları hayata geçirmediğini söylemiyor!

Yükseköğrenimdeki gençlere cep telefonu ve bilgisayar ediniminde vergi muafiyeti sağlayacağını, üniversitelilere aylık 10 GB internet verileceğini söylüyor ama bunu neden bugüne dek gerçekleştirmediğini söylemiyor…

Daha önce “İşler yolunda gitmezse asgari ücrete ara zam yaparız” sözünü unutuyor, temmuzda işlerin yolunda gitmeyeceğini daha şimdiden itiraf eder gibi asgari ücrete temmuzda zam yapacağını söylüyor, üstüne bir de enflasyonu tek haneli rakama düşüreceğini iddia ediyor, lakin bunu nasıl yapacağını detaylandırmıyor!

İşte ben bunu anlamıyorum…

Yıllarca iktidarda kalmış, sırf icraatlarıyla konuşması gereken bir partinin icraattan çok vaat sıralaması sizce normal mi?

Bir kesimin bu vaatlere alkış tutması, “Yaparsa Erdoğan yapar, AKP yapar” demesi normal mi?

Denemedikleri muhalefete, “Bunları yapamaz, ülkeyi yönetemez” diyen seçmenin, denedikleri iktidarın ülke ekonomisini getirdiği durumu göre göre bu vaatlere güvenmesi normal mi?

Bugün bir muhtara bile sözlerini yerine getirmediğinde tekrar oy vermeyen vatandaş, tenceresi kaynamaz olmuşken o tencereyi boş bırakanların vaatlerine alkış tutuyor, gerçekten inanılır gibi değil!

***

İnanılır gibi olmayan sadece bu vaatler değil!

Mesela AKP’li Özlem Zengin’in HÜDA-PAR’ın genel başkanı ile aynı yerde listeye konulması söz konusu? 6284 sayılı kanunu savunduğu için tehdit edildiğini, yalnız bırakıldığını dile getiren Özlem Zengin, bu kanuna karşı olan HÜDA-PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ile aynı listede. Peki bu listedeki isimler vatandaşa neyi vaat edecek, kadın haklarını koruyan kanunu muhafaza edeceğini mi, kaldıracağını mı?

6’lı masaya 6 benzemez deyip, HDP’yi de masanın ayağına zorla yerleştiren iktidar, Hizbullah’ı terör örgütü olarak görmediğini dile getirmiş HÜDA-PAR’ı listesine dahil etmiş, vatandaş hala PKK’ya sırt dayamış HDP’nin, yeni adıyla Yeşil Sol Parti’nin tabanından oy kapmak için kendi bölgelerinde verdiği hayal ürünü vaatler üzerinden Millet ittifakına yürüyor. Kılıçdaroğlu seçimi kazanırsa Cumhurbaşkanı Yardımcısı olacak olan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, “Biz katile katil, teröriste terörist” deriz diye haykırıyor Çanakkale’de, iktidara yakın medya hala vatandaşa “Kılıçdaroğlu’ndan sözü alan YSP, 15 Mayıs’ta Abdullah Öcalan’ı çıkaracağını söylüyor” diyor!

Böyle bir şeye kimsenin yeltenemeyeceğini, buna kimsenin gücünün yetmeyeceğini bildikleri halde HDP’nin kendi tabanına hayal sattığını göre göre rüya tabirciliğine soyunmuş iktidar medyası!

Çözüm adı verilen süreçte halka izletilen rezil görüntülere “Coşkulu kalabalık” başlıkları atan, bebek katili Abdullah Öcalan’ı bu süreçte masumlaştıran, barış elçisi gibi gösterenlere çanak tutan iktidar medyası, süreç patladıktan yıllar sonra yerel seçimler öncesi Osman Öcalan’ın TRT ekranlarına çıkarılmasına ses etmiyor, AKP ile HDP’nin yaptığı görüşmeyi normal gösteriyor, lakin HDP ile CHP’nin TBMM’deki görüşmesini “Taviz toplantısı” olarak lanse ediyor…

CHP’nin içinde ulusalcı, milliyetçi taban yok mu? İYİ Parti milliyetçi değil mi? Saadet Partisi, Demokrat Parti, Gelecek Partisi, Deva Partisi içinde milliyetçi, ulusalcı kesim yok mu? “Hadi Öcalan’ı çıkarıyoruz” diyecek birisi, tüm bu partilerin vekilleri de el kaldıracak öyle mi? Seçmen öylece izleyecek öyle mi? Olmayacak duaya amin diyenlerin kendi listeleriyle seçime girdiğini unutup, her söylediğini Millet ittifakına bağlayan iktidara yakın medya, HÜDA-PAR’ın AKP listelerinden seçime dahil olduğu gerçeğinin üzerini nasıl kapatacak?

HÜDA-PAR’ın anayasanın ilk dört maddesinin tartışılması, değiştirilebilmesine yönelik parti politikalarını, Kürtçenin ikinci resmi dil olmasıyla ilgili fikirlerini ne yapacaksınız?

HÜDA-PAR’ın Atatürk’e olan tavrını ne yapacaksınız?

Hizbullah’ı terör örgütü görmeyen bir şahsın AKP’nin listesinden seçime girmesini ne yapacaksınız?

6’lı masaya “6 benzemez” derlerken bugün sağdan soldan 6 partiyi yan yana getiren Cumhur ittifakının içinde resmen HÜDA-PAR’ın oluşunu ne yapacaksınız?

***

HDP ile bir çözüm süreci yürüttüler, sonra da ters düştüler…

HDP ile bu ülkeye utanç manzaraları izlettiler, sonra düşman oldular…

HDP’nin “Denize düşen yılana sarılır” diyerek, bir bakanlık dahi talep etmeden Cumhurbaşkanı adayı çıkarmamasını, bunu yaparken de tabanına bir şeylerin sözünü almış gibi Kılıçdaroğlu’nu kullanarak hayaller pazarlamasını göre göre algı oluşturanlar, HÜDA-PAR’ın neden AKP’nin listesinden ittifaka dahil edildiğini bir sorgulasın önce!

HÜDA-PAR’ın bu desteği AKP’ye neden sunduğunu bir sorgulasın!

HDP’nin aday çıkarmamasını, desteğini “Taviz”e bağlıyorlarsa eğer, HÜDA-PAR’a da o gözle bir baksın!

***

İktidarın muhalefet gibi vaatler vermesinden söz ettik, “HDP” dedik, “HÜDA-PAR” dedik, Yeniden Refah Partisi’ni unuttuk mu? Onların imza altına aldırdığı şartları unuttuk mu?

Unutmadık!

Evet, bir de Yeniden Refah Partisi meselesi var…

MKYK üyelerinin yüzde 60’ının, il başkanlarının yüzde 50’den fazlasının ittifaka olumsuz bakmasını umursamadan Cumhur ittifakına katılan Fatih Erbakan’ın partisi YRP var…

Kadın haklarını korumaya yönelik 6284 Sayılı Kanun’unda değişiklik yapılmasını seçim programına ekleyen ve bunu ittifaka katılma şartı olarak AKP’ye sunan ilk tepkiyi de AKP’li Özlem Zengin’den alan YRP…

YRP’nin 30 şartı kabul edildi, imza altına alındı ve ittifaka katılım gerçekleşti.

6284 sayılı kanunda değişiklik talebinin yanında YRP’nin halkın tümünün yararına şartları da söz konusuydu malumunuz…

Üretim, istihdam ve ihracat ekonomisinin uygulanması” mesela…

Denk bütçe ve milli kaynakların harekete geçirilerek faiz yükünün azaltılması” mesela…

İlave vergi ve zamlardan kaçınılması” mesela…

Garantör olunarak Hazine’ye büyük yük getiren yap-işlet-devret modeli ile yapılan yatırımların gözden geçirilmesi ve varsa haksız kazancı ortadan kaldırıcı ve önleyici tedbirlerin alınması” mesela…

Çalışanların ve emeklilerin aylık gelirlerinin yoksulluk sınırından aşağıda olmamasının temin edilmesi” mesela… (Yoksulluk sınırı 31 bin lirayı aştı).

Suriyelilerin güvenli şekilde ülkelerine dönüşünün temin edilmesi” mesela…

Mazottan vergi alınmaması” mesela…

Engellilerin maaşlarının asgari ücret seviyesine çıkarılması” mesela…

Fatih Erbakan, bunları imza altına aldırdığını dile getirdi, tabanına bunun mesajını verdi ve ittifaka dahil oldu. Lakin Erdoğan’ın da AKP’nin de sıraladığı vaatler arasında henüz görmedik bu şartların hiçbirini!

Öyle ya imza altına alınmış, Erbakan da güvenmiş, Erdoğan’ı, Cumhurbaşkanı adayı olarak tabanına ilan etmiş! Madem öyle bu vaatlerin bir kısmı neden şimdiden icraata konulmuyor, neden vaat olarak bile meydanlarda söylenmiyor? Erbakan, neden bunu dillendirmiyor?

İcraat makamında olup vaatler sıralayan, ekonomideki gidişatın üzerini muhalefete HDP üzerinden yüklenerek gölgeleyen, bu arada da HÜDA-PAR’ı listelerine dahil etmekten çekinmeyen Erdoğan, YRP’nin imza altına aldırdığını belirttiği şartları meydanlarda dillendirmezken YRP tabanından nasıl oy almayı düşünüyor…

YRP’den milletvekili adayı yapılmış Mehmet Aras dahi çıkmış, “Erdoğan’a oy vermem” derken YRP tabanını neden kimse ikna etme çabasında değil? Sadece Fatih Erbakan’ın oyuna mı talip oldu Erdoğan, yoksa riskli kimi noktalarda AKP’nin oyu düşmesin diye mi bu yola girildi?

Evet, bekliyoruz; özellikle de yoksulluk sınırı meselesini, mazottan vergi alınmamasını, yap-işlet-devret modeliyle yaptırılan otoyolların, köprülerin, havaalanlarının Hazine’ye yük olmaktan çıkarılacağını bir anlatın hele…

İmza altına alındığı söylenen şu şartları bir de sözlü olarak sizin ağzınızdan duysun YRP tabanı!

Ama yok, bunlar ağır gelir değil mi?

***

Yalnız şunu unutmayın, Z kuşağı, gençler meseleye 10 GB internet vaadiniz kadar basit bakmıyor!

Z” kuşağı, öğrenciler, gençler; telefon ve bilgisayardan bir defaya mahsus almayacağınız vergiye değil, mezun olduklarında mesleklerini icra edip edemeyeceklerine, refah içinde yaşayıp yaşamayacaklarına bakıyor…

Emekçiler, 65 yaşına kadar çalışmak zorunda kalacağına, emekli olduğunda alacakları maaşın yüzde 28 aylık bağlama oranıyla hesaplanacağına bakıyor…

EYT’liler, takıldıkları prime, staj mağdurları EYT kapsamına alınmamalarına, EYT’den yararlanıp emekli edilenler aylık bağlama oranının düşüklüğüne bakıyor…

Emekliler, asgari ücretin altında kalan en düşük emekli maaşına bakıyor…

Evlenecek olan çiftler, vereceğiniz 150 bin liralık faizsiz krediye değil, nasıl ev alacağına, nasıl kira ödeyeceğine, nasıl çocuk büyüteceğine, üstüne bir de nasıl sosyal hayat yaşayacağına bakıyor…

Kusura bakmayın, vaatleriniz bile basit kalmış gençlerin, EYT’lilerin, emekçilerin, emeklilerin beklentileri karşısında…

10 GB internetle, bir bilgisayar ve bir telefona yapılacak indirimle olacak iş değil bu!

Yok, olmaz…

Yetmez!

Valla kurtarmaz!

Zorlayın sınırlarınızı!