Kılıçdaroğlu, gol yağmuruna hazırlanıyor!
Yapamaz derler!
Ülke batar derler!
Dalga bile geçerler!
7 Haziran 2015 genel seçimlerinde bunu yaptılar!
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, işverenin vergi yükünü hafifletip, asgari ücreti bin 500 lira yapacağını vaat ettiğinde, alay ettiler. “Ülke batar” dediler!
Sonra ne oldu?
Tek başına iktidar olamadıkları için gidilen 1 Kasım 2015 erken seçimi öncesi asgari ücreti bin 300 liraya yükseltmeyi taahhüt ettiler! Vergi yükünü iş verenin üzerine yıkıp bunu yaptılar!
Emeklilikte yaşa takılan vatandaşlar vardı sayısı milyonları bulan, CHP, İYİ Parti ve diğer muhalefet partileri sahip çıktı hepsine, TBMM’de sık sık gündeme getirdi bu insanları, umursamadılar, “Erken emeklilik istiyor” dediler, “Yük” dediler, “Türemiş” dediler, en sonunda da “ Seçim kaybetmek pahasına yok” dediler ama ne oldu?
CHP ve diğer muhalefet partileri, iktidara gelmeleri halinde sorunu çözeceklerine dair noter tasdikli mutabakat yaptılar.
Kılıçdaroğlu, “Bu sorunu biz çözeceğiz, hiç şüpheniz olmasın” dedi ve AKP’nin yüzlerine kapı kapattığı EYT’ye, o kapı anketler öne geldikçe tekrar aralandı, kısmen çözüldü.
Öğrencilerin kredi faizinin silinmesi, 3600 ek gösterge ve benzeri pek çok meseleye çözüm, benzeri şekilde geldi…
Emekliye bayram ikramiyesi, az da olsa bu şekilde verildi.
Yani, “Muhalefet adam akıllı muhalefet yapmıyor” diyenlere bir cevap niteliğindeydi bunların her biri!
Kanayan yaraları bulup, çözüm vaadinde bulundukça Kılıçdaroğlu ve muhalefet, AKP iktidarı, eriyen oyların da etkisiyle bu vaatlere el atmak durumunda kaldı pek çok kez!
***
Evet, tüm bunların ve daha fazla meseleye çözümün sağlanmasında Kemal Kılıçdaroğlu’nun vaatlerinin ve iktidarın düşen oyların etkisi olduğu inkar edilemez bir gerçek.
İşte böyle bir ismi sözüm ona Erdoğan, rakip olarak görmek istedi!
“Gel, karşıma çık, aday ol” dedi!
Kolay lokma olarak gösterdi Kılıçdaroğlu’nu kendisini tercih etmeyen tabana!
“İktidar istiyorsa Erdoğan istiyorsa Kılıçdaroğlu’nun adaylığı 6’lı masaya seçim kaybettirir” algısı oluşturdu. Ama Kılıçdaroğlu, ters etki yaratmaya çalışılan bu durumu yemedi!
6’lı masanın içindeki 5 parti bunu yemedi!
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bu konuda algıya kapıldı ancak o da aldığı tepkilerin ardından iki belediye başkanını Cumhurbaşkanı yardımcısı yapılmasını şart koşarak, onları masaya dönüş bileti olarak kullanarak geri döndü.
Ve bugün görülüyor ki “Kolay lokma” olarak gösterilmeye çalışılan Kemal Kılıçdaroğlu, yutulması en zor lokma imiş!
***
Bugün kim ne derse desin Cumhurbaşkanlığı seçiminde HDP seçmeninin oylarına Millet ittifakının da Cumhur ittifakının da ihtiyacı var! Getirilen başkanlık sistemi, bunu mecburi kıldı. Her iki ittifak da “HDP seçmeninin oyunu istemiyorum” diyemez. Hatta, HDP üzerinden 6’lı masaya çatanlar da HDP seçmeninin oyuna talip olduklarını defalarca dile getirdi, getiriyor. Bunu yerel seçimlerde sıkça gördük.
Mansur Yavaş’ın adaylığına HDP sıcak bakmıyordu. Ekrem İmamoğlu’nun adaylığı ise mahkeme sürecinin belirsizliğinden dolayı sıkıntı yaratabilirdi.
Kılıçdaroğlu, işte bu yüzden Erdoğan için en zorlayıcı rakipti.
Yoksa emin olun, “Gel karşıma rakip çık” demezlerdi, daha aday belirlenmeden 6’lı masada ve toplumda, Kılıçdaroğlu’nu güçsüz rakip gibi göstermezlerdi.
“İktidar olmasam bile partimin oyunu artırayım, genel başkanlık koltuğumu koruyayım” demek yerine, 6’lı masayı kurmayı seçen, vekil sayısını artırmayı düşünmek yerine ittifaktaki partilere kontenjan açan yani iktidarı değiştirmeyi amaçlayan Kılıçdaroğlu, AKP’nin “Gel aday ol” çağrısını bir gazlama olarak görseydi, kendisiyle kazanamayacaklarına düşünseydi 6’lı masanın tüm bileşenleri ısrar da etse Cumhurbaşkanı adayı olmazdı!
Bir önceki seçimde kendisine parti içi rakip çıkan Muharrem İnce’yi, Cumhurbaşkanı adayı yapan bir isimden söz ediyoruz sonuçta!
İşte bu yüzden iktidarın, Kılıçdaroğlu’nun aday olmaması için yaptığı hesap tutmadı!
Kim ne derse desin, korktukları başlarına geldi!
Bunu önce deprem bölgesindeki vatandaşlara verdiği “Tek kuruş ödemeden ev” sözüyle gösterdi Kılıçdaroğlu, şimdi de emekliler için açıkladığı müjdeyle pekiştirdi!
Dün “ Saat 21.00’de emeklileri bekliyorum” şeklindeki paylaşımını gördüğümde “Bir müjde gelecek” dedim ancak bu kadarını açıkça tahmin edemedim!
En düşük emekli maaşını asgari ücret yapma sözünü tekrarlayacak ya da emeklilerin bayram ikramiyesini hükümetin açıkladığı rakamın 2 katına çıkaracak diye düşündüm lakin, verdiği müjde karşısında büyük şaşkınlık yaşadım!
Çünkü Cumhurbaşkanı olma ihtimali en yüksek iki adaydan biri olan Kılıçdaroğlu, seçimi kazanmaları halinde emekliye Kurban Bayramı’nda asgari ücret düzeyinde yani 8 bin 500 lira bayram ikramiyesi vereceğini taahhüt etti. Yetmedi, seçimden önceki Ramazan Bayramı’nı da bu vaadine ekledi. Ramazan Bayramı’nda mevcut iktidar, emekliye 2 bin lira ikramiye verecek, Kılıçdaroğlu seçimi kazanırsa Kurban Bayramı’nda vereceğini söylediği ikramiyeye, Ramazan Bayramı için de 6 bin 500 lira ekleyecek. Yani Kurban Bayramı’nda emeklinin eline toplam 15 bin lira para geçecek.
Yani Kılıçdaroğlu şu mesajı emekliye net bir şekilde verdi: “Kazanırsam cebinize girecek toplam para 17 bin lira! ‘AKP ile Erdoğan ile yola devam’ derseniz cebinize girecek toplam para 4 bin lira.”
20 yılı aşkın süredir iktidarda olan AKP, muhalefet partisiymiş gibi seçim vaatleri verirken vatandaşa, Kılıçdaroğlu, çıtayı bir hayli yükseltmiş oldu bu yarışta.
***
Yazımın başında da dediğim gibi daha önce nasıl “Yapamaz” dedilerse bu vaatler için de aynısını söyleyecekler. Belki dalga geçecekler, belki “Muhalefetteyken sallaması kolay” diyecekler, “Kaynağı nereden bulacak?” diye soracaklar!
Lakin, yakın süreç için verilen bir sözden bahsediyoruz, tutulmaması iktidardan edecek, siyasetten silecek bir vaatten söz ediyoruz.
“Kayıp 400 milyar doları halka dağıtacağız” söylemi olan bir adaydan söz ediyoruz.
Garantör olunan köprülere, otoyollara, havaalanlarına, bu paranın artık akmayacağı sözünü veren Kılıçdaroğlu’ndan söz ediyoruz. Özelleştirmelere karşı çıkan, yatırımlar yapmaktan söz eden bir Cumhurbaşkanı adayından bahsediyoruz.
Cumhuriyet yatırımlarını tek tek özelleştiren, satan ya da kapatan, Ankara’da 1100 odalı Saray, Marmaris’te yazlık saray, Van’da saray yaptırarak itibar kasan, üretim ekonomisinden tüketim ekonomisine geçen vatandaşın vergileriyle ayakta duran bir ekonomi oluşturan bir iktidar, kaçınılmaz son olan bu ekonomik krize rağmen EYT meselesini kısmen de olsa çözülebiliyorsa deprem konutlarının yüzde 60’ını devletin ödeyeceğini söyleyebiliyorsa, Kılıçdaroğlu’nun 8 bin 500 liralık ikramiye vaadi neden abes geliyor ki size?
Olur olur, bal gibi olur!
***
Kim ne derse desin, en çok oyu emekli kesimden alan AKP, ikramiye hamlesiyle Kılıçdaroğlu’ndan beklenmedik bir gol yedi!
Ve bu golün daha başlangıç olduğu, Kılıçdaroğlu’nun gol yağmuruna hazırlandığı, müjdeleri ardın sıra açıklayacağı ve sürpriz sayılabilecek, verdiği bu ikramiye müjdesinden çok daha güçlü ses getirecek müjdeleri de olacağı söyleniyor…
Umarım halkın yararına olabilecek ve yerine getirilecek, daha çok söz duyarız Kılıçdaroğlu’nun ağzından…
Daha önce defalarca yazdığım ancak mevcut iktidarda çözülemeyen toplumun farklı kesimlerinin kimi mağduriyetlerini ve beklentilerini sıralamak isterim ben de…
Bu konulara da değinilsin, sözler verilsin, AKP’den umudunu kesmiş olanlar sandığa umutla gitsin…
İşte vatandaşın beklentileri:
65 yaşına çıkarılan emeklilik yaşı, aşağılara çekilmeli…
Ömür boyu asgari ücret sona erdirilmeli, Avrupa’daki gibi kıdemini alan bir daha asgari ücret yüzü görmemeli!
Yüzde 28’lere kadar düşürülen emekliye aylık bağlama oranı, tekrar yüzde 70’lere çıkarılmalı…
Sözleşmeli öğretmenlik kaldırılmalı, bu öğretmenlere kadro açılmalı…
Baş polislerin sorunları, tek bir mağdur kalmayacak şekilde çözülmeli…
Emeklilikte prime takılanların prim günü 5000 bine çekilerek bu insanlar emekli edilmeli…
Staj mağdurları, EYT düzenlemesi kapsamına alınmalı…
Kamu kurum ve kuruluşlarının yan şirketlerinde çalışanlara, kurum ve kuruluşlarda kadro verilmeli…
Asgari ücret, açlık sınırının üzerinde olmalı…
Arabalarda, teknolojik ürünlerde ÖTV, ciddi oranda düşürülmeli…
Haddinden fazla vergi yüküyle fiyatları uçan ürünlerde vergi indirimine gidilmeli…
İnternet gazetelerinin resmi ilan alabilmesi için ortaya konan şartlar yumuşatılmalı…
Hastanelerde ultrason, MR ve benzeri tetkikler için vatandaş aylarca beklememeli. Onlarca hastaya bir doktor düşmemeli, böylece insanlar daha sağlıklı muayene edilebilmeli!
Gazetecilerin yıpranma payları, kaybedilen hakları iade edilmeli…
Doktorların, bilim adamların beyin göçünü önleyecek imkanlar, şartlar oluşturulmalı.
Şehirlerdeki riskli yapılar denetlenmeli, kentler aciliyetle depreme hazır hale getirilmeli…
Kentsel dönüşümleri cazip hale getirecek imkanlar sağlanmalı…
Yabancı yatırımcıyı ülkemize çekecek olan imkanlar arasında “Ucuz iş gücü” olmamalı…
Tarım ve hayvancılık tekrar canlandırılmalı, bir kilo kıyma 300 lira, peynir 200 lira olmamalı…
Mevcut iktidarın yanlışları tekrarlanmamalı ancak doğru yaptığı işler de devam ettirilmeli…
***
Vatandaşın bunlara benzer pek çok talebi, beklentisi var.
Umut etmek vatandaştan, duyurmak halktan taraf olan biz gazetecilerden, kaynak bulup hayata geçirmek siz iktidara talip olanlardan..!
Eğer yapacaksanız tüm bunları, gelecekse gerçekten baharlar, sefa gelin hoş gelin!