Seccade!
Adalet nedir?
Adalet; bir bireyin veya devletin farklı parçalarının uyumlu ilişkisidir. Adalet, adil olmaktır. Adil bir birey doğru yerde, elinden gelenin en iyisini yapan ve aldığının karşılığını eşit olarak veren kişidir.
Yani adaleti savunan biri, her kesime adil davranmayı savunur.
Şimdi siz, “Hak, hukuk ve adalet” diye yürüyen bir genel başkanın, seccadenin üzerine basıp Müslüman seçmene, “Dini değerlerinizi ayaklar altına alacağım” mesajı verdiğini iddia ediyorsunuz öyle mi?
Bakın, “Hak, hukuk, adalet” diyerek yürüdü diye Kemal Kılıçdaroğlu, adaletli bir lider demiyorum. Adaletsiz bir lider de demiyorum. Kimisi samimiyetine inanır, kimisi inanmaz. Bu kişilere kalmış. X bir siyasetçinin “Adalet” yürüyüşü yapması ya da diğer bir partinin adında “Adalet” kelimesinin bulunmasının seçmen nezdinde bir anlamı yok. Seçmen icraata bakar, tutarlılığa bakar, samimiyete bakar… Bu söylemlerin lafta kalmamasına bakar!
Benim anlatmak istediğim şu ki yaptığı yürüyüşle “Adalet” kavramını öne çıkarıp, her kesime eşit, adil olacağının mesajını veren Kılıçdaroğlu, seçime kısa bir süre kala, her kesimden oy almak için çabalarken bile isteye seccadenin üzerine ayakkabı ile basıp, büyük bir kısmı Müslüman olan ülkemizde “Dini değerlerinizi ayaklar altına alacağım” mesajı mı verecek?
Milliyetçi, muhafazakar ve sağcı partileri bir masa etrafında toplayan, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’na, Saadet Partisi Genel Merkezi önünde Cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklatan Kemal Kılıçdaroğlu, aklını peynir ekmekle mi yemiş ki böyle bir mesajı çoğunluğu Müslüman olan seçmene verecek?
Kılıçdaroğlu, aklını mı yitirdi ki hem kendi partisi hem de diğer 5 partinin tabanında yer alan Müslüman seçmene “Sizin dini değerlerinizi çiğneyeceğim” diyecek?
Kemal Kılıçdaroğlu, iftar programı sonrası geçtiği oda konusunda, ev sahibi tarafından, “Burada namaz kılınıyor, ayakkabı ile girmeyelim” şeklinde uyarılabilirdi.
Fotoğraf çekimini yapan her kimse seccadenin üzerine basıldığını fark edebilirdi.
Kılıçdaroğlu, bastığı yere daha dikkatli bakabilirdi.
Evet bunlar hatadır…
Buna dikkatsizlik denebilir, hata denebilir, amatörlük denebilir lakin “Dini ayaklar altına alacağım mesajı verdi” denemez…
Biraz akıl, biraz mantık, biraz vicdan bir araya geldiğinde bunu ne Cumhur ittifakı bileşenlerinin ne de Millet ittifakı bileşenlerinin kasıtla yapmayacağını bilirsiniz.
Biraz akıl, biraz mantık bir araya geldiğinde, dün samimiyetle ya da değil, başörtüsü konusunda bir öneri sunan, iktidara geldiklerinde başörtüsüne dokunmayacaklarının güvenini vermeye çalışan Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Durun şu seccadenin üzerine ayakkabı ile basayım da bir çuval inciri berbat edeyim” demeyeceği sonucuna da ulaşırsınız!
Siyasetçiler yarışıyor, siyasetçiler kazanmak için her yolu mübah görebiliyor, en azından bir kısmında bunu aleni şekilde görüyoruz lakin, seccadeyi fark etmediğini söyleyen, “Ben samimi olarak üzgünüm, bunu ifade edeyim. Böyle iftiralardan, operasyonlardan siz samimi Müslümanlara sığınıyorum” diyen Kemal Kılıçdaroğlu’na, akıl ve mantığınıza yatmadığı halde, fanatizmle “Dini değerlerimizi ayaklar altına aldı” diye yüklenmek, bunu sosyal medya mecralarında yaymak size bir şey kazandırmaz, sadece desteklediğiniz partinin kazanmasına olanak tanır, lakin bu bir iftiradır, kul hakkıdır…
Oysa Allah, “Kul hakkıyla gelme” demiştir.
İşte bu yüzden kul hakkıyla açtığınız orucun ardından; abdestli, ayakkabısız bir şekilde seccadenin üzerine basıp “Allahü Ekber” deyip secdeye giderken aklınıza gelsin attığınız iftira!
***
Olayın sıcaklığıyla hassasiyet göstererek fotoğrafa tepki verenlere değil bu sözüm, Kılıçdaroğlu çıkıp da “Çok üzgünüm” dedikten, fark etmediğini dile getirdikten sonra ona, siyasi amaçla, bile isteye iftira atanlara…
Namaz kılarken, Kur’an okurken fotoğraf, video paylaşan ya da paylaştıranları sorgulamayan, Allah ile kul arasındaki ibadetini reklam edenlere alkış tutan ve fark edilmeden üzerine basılan seccadeden medet umanlara bu sözüm…