Ben bu sözü, Zeytinoğlu’na kondurdum!
“Kahramanmaraş’ta meydana gelen, 10 ilde yıkıma ve on binlerce can kaybına neden olan; 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremin ardından tüm Türkiye, hatta tüm dünya bir olmuş, birlik olmuşken, bir tek senin mi canın yanmadı be adam?” diyesim geldi ilk okuduğumda…
“Kumbaralarındaki parayı bağışlayacak kadar millet olma bilincine erişmiş çocuklar kadar da mı olamadın?” diyesim geldi…
“Yıkılma tehlikesini bilerek, görerek canı pahasına enkazdan can kurtarma çabasına girenlerden, kredi çekip bağış yapanlardan, kendi dertlerini öteleyip depremzedeler için dertlenenlerden de mi utanmadın bu cümleleri kurarken…” diyesim geldi…
“Onca paranın, pulun, lüksün, ihtişamın, makamın, mevkinin sahibi oldun da bir kalp sahibi mi olamadın?” diye sorasım geldi…
“Sizlerden ricam deprem bölgesinden gelenleri işe almayın” diye bir cümle var ortada…
Ne düşünür ki insan bu cümle karşısında?
“Gerçekten bu cümleyi kurdu mu?” diye sormak, şaşırmak isterdim!
“Vicdanlı, merhametli adamdır; anlatmak istediği başkadır” demek isterdim!
“Milletin derdiyle dertlenen, halkın çaresizliğine çözüm üreten biridir, çaresizlere sırt çevirmez, kendini tam anlatamamıştır” demek isterdim!
Konduramamak isterdim…
Lakin bana bunları dedirtecek tek bir tavrına, davranışına şahit olmadım bugüne dek…
Bu yüzden kondurdum ben bu sözü Zeytinoğlu’na… “Evet, o bu cümleyi kurabilir” dedim…
Yıllar önce ilimizde yatırım yapmak isteyen ABD’lileri teşvik için “Ucuz iş gücü var” dediğinde, “Gel ABD’li gel, ucuz işçiye gel” diye başlık atmıştım çalıştığım gazetede! Aklımda emekçiye bakış açısı böyle kaldı hep!
Sonra; sanayinin kalbi olan Kocaeli’de, Kocaelispor nasıl küme düşer, nasıl bu kadar desteksiz kalır diye sorgularken Trabzonspor’a övüne övüne destek açıklamasını izlediğimde, Kocaeli’de iş yapıyor, buradan kazanıyor ama “Kocaelili olamamış ki” bu adam demiştim…
Yetmedi, Değirmendere Kuruçeşme mevkiinde Hazine’ye ait denize nazır araziye lüks bir villa yaptırdığını, o villanın önüne kondurduğu havuza sıkıntı çıkaracak yolun yerinin değiştirilmesi için Büyükşehir Belediyesinden ricacı olabildiğini, lakin umduğunu Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’dan bulamadığına şahit oldum…
Yetmedi, yıllar yılı türlü mağduriyet yaşayan EYT’li çalışanlarına birileri “Türemiş” derken, “Yük” derken, onları sahipsiz bıraktığını, tek bir açıklama yapmadığını, ancak EYT’ye çözüm masaya geldiğinde nasıl köstek olmaya kalktığını şu cümlelerinde okudum: “EYT düzenlemesinin işverene ek maliyetler getirmeyecek ve her iki tarafı da mağdur etmeyecek şekilde yapılmasını talep ediyoruz. İktidar partilerine de muhalefet partilerine de söylemek istiyoruz. Çok ciddi iş kaybı olacak. Ciddi tazminat rakamları ortaya çıkacak. Biz sürdürülebilir bir geçiş istiyoruz. Belirli sürelere yayılan emeklilik geçişi olması bizim için çok önemli.”
Evet, Türkiye’de sanayinin kalbi olan şehirlerden Kocaeli’nin Sanayi Odası Başkanı’ndan, Ayhan Zeytinoğlu’ndan söz ediyorum… TOBB Başkan Yardımcısı Zeytinoğlu’ndan bahsediyorum…
Tüm Türkiye’nin yaşanan deprem felaketinin yaşattığı kayıplarla yüreği yanarken o yine geldi bir cümle kurdu, ortalık karıştı…
“Deprem bölgesinden gelenleri işe almayın…”
“Nasıl yani? Bu kadar mı kalbi karardı? Bu kadar mı vicdansız bu adam? Böyle bir cümleyi nasıl kurar?” dedim ve açıklamasının tümünü defalarca okudum…
Zeytinoğlu, şu ifadeleri kullanmış: “Ben de 99 depremini yaşamış bir insan olarak durumun ne kadar zor olduğunun farkındayım. İklim şartlarının da ne kadar zor olduğunu biliyoruz. Deprem bölgesi, Türkiye ekonomisine katkı veren önemli bir bölge. Odalar birliğimizin kararı da o bölgenin ayakta kalması için bölgenin çalışanlarının o bölgede kalması. Zaten etnik yapısının zor olan bölgede oradaki yerleşik insanları da buraya göç ettirerek demografik yapıyı değiştirmemek adına orada konteyner ve geçici konutlarla desteklenmesi gerekiyor. Konteyner konusunda bizlerin gayretli olması ve çalışan nüfusun bulunduğu yerde muhafaza edilmesi çok önemli. Çalışan nüfusu buraya getirmememiz lazım. Sizlerden ricam deprem bölgesinden gelenleri işe almayın. Demografik yapıyı bozabilecek bir duruma çanak tutmayalım. Depremzedelere diyebileceğimiz bir şey yok zaten ama çalışan nüfusu orada korumalıyız.”
Yani Zeytinoğlu, “O bölgede çalışan nüfus, şehir dışına çıkmasın, bölgelerin demografik yapısı bozulmasın” diyor…
TOBB Başkanı dururken, hükümet yetkilileri dururken, o bölgenin yöneticileri dururken; bunları söylemesi bir “Had aşmaktır…” aslında ama ben işin o kısmında değilim!
Tamam aşsın, sıkıntı yok, cesur insanlara ihtiyaç var bu ülkede de bu cesurluk Zeytinoğlu’na 2 beden büyük gelmez mi? Üzerine oturur mu bu saatten sonra?
Cesurluk yapacaksa, ülkenin demografik yapısını düşünecekse bunu zamanında ülkenin kapıları mültecilere sınırsızca açılırken yapacaktı… Yaptı mı? Gördünüz mü, duydunuz mu?
Benin duyduğum tek açıklaması, mültecilerin kayıt dışı çalıştırılması sonucu işsizliğin arttığını beyan etmesi. İş işten geçmiş, sonucun sebebini açıklamış… Mültecilere sınırsızca kapı açılırken “Yapmayın işsizlik artar” dememiş… “Yapmayın, nüfusun yapısı bozulur” dememiş… “Yapmayın ekonomimizi sıkıntıya sokar” dememiş… Bu konuda bir çıkışı yok, bir öngörü yok lakin “Deprem bölgesinden gelenleri işe almayın” diyecek kadar öngörülü, bilinçli(!)
Gerçekten şaka gibi!
***
Evet, deprem bölgesinde halihazırda çalışabilecekleri durumda işi olanlar, işbaşı yapana kadar devletin desteğiyle yaşamlarını idame ettirebilecek olanlar, elbette ki kentlerini terk etmezlerse hem bölge hem de kendileri için daha hayırlı olur.
Hele ki Kocaeli gibi İstanbul gibi deprem bölgesinde bulunan ancak depreme hazır olmayan şehirlerden uzak durmaları onlar için en hayırlısı.
Ancak işyeri yıkılmış, yaşamını idame ettirebilmesi için çalışması gereken insanlara tüm şehirler gibi Kocaeli’nin de kapısı işverenler, sanayiciler tarafından açılmalı. Sanayiciler ellerinden geldiğince depremzedeler için istihdam oluşturmalı. “Ben şimdi ne yapacağım?” diye kara kara düşünen çaresiz insanlara, öyle oturduğu lüks villadan, “Bölgede kal, demografik yapıyı bozma” diyenleri dinleyip, kapı kapatmak yakışmaz!
Deprem bölgesi için toplanan yardımlara 10 TL bile katkı sunmadığını muhtarların pek çoğundan duyduğum mültecilere açılmışsa Kocaeli’nin kapıları, depremzedelere kapı kapatan, sorgulasın vatanseverliğini, insanlığını, vicdanını!
***
Bir tavsiyede bulunmak isterim Ayhan Zeytinoğlu’na, bundan böyle ihracat, ithalat verileri dışında, özellikle de toplumun hassas olduğu insani konularda değerlendirme yapmasın!
Yapamıyor çünkü birilerini, bir kesimi öfkelendirmeyi mutlaka başarıyor.
Ya ne konuştuğunu bilmiyor Zeytinoğlu ya da neyse…!