Erdoğan ve AKP, hezimet yaşayacakmış!
“Hedef 2023” diyen AKP’nin bu hedefe ulaşması artık bir hayli zor görünüyor. Önlerinde aşırı zorlu geçecek bir seçim var. 7 Haziran 2015 genel seçimlerinde tek başına iktidar olma şansını yitirerek ilk yenilgisini alan AKP, kurulamayan hükümet nedeniyle 1 Kasım’da erken seçim kararı almış ve tekrar, tek başına iktidar koltuğuna oturmayı başarmıştı. 2002 yılından bu yana ilk kez iktidarı sarsılan AKP, rüzgarı bir şekilde terse çevirebilmişti.
Lakin artık o rüzgar öyle kolay kolay terse dönecek gibi görünmüyor. Çünkü ülkede tarif edilemez derinlikte bir ekonomik kriz var. 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde oy kaybı yaşayarak İstanbul, Ankara gibi büyük kentleri kaybeden AKP’nin oylarındaki erime, yerel seçim sonrası daha da sürdü. Pandemi süreci, iktidar tarafından doğru yönetilemedi. Esnafların dükkanları, adam akıllı bir destek sunulmadan aylarca kapalı kaldı, pek çok esnaf iflas bayrağı açtı. İnsanlar, garip bir şekilde belli saatlere kadar dışarı çıkabilirken belli saatlerden sonra evine hapsedildi. Bu gariplikler, esnafı da vatandaşı da bir hayli kızdırdı.
Sonrasında ise ekonomik kriz kendini iyiden iyiye hissettirmeye başladı. Tüm dünyada kriz vardı ancak hiçbiri ülkemizdeki gibi değildi. Tüm Avrupa ülkelerinin toplam enflasyonunu geçti Türkiye enflasyonu. Tüm dünya faiz artırarak parasına değer katıp, enflasyonu düşürmeye çalışırken bizimkiler faiz düşürerek enflasyonu düşüreceklerini iddia etti, hala da o iddiadalar lakin tabii ki öyle olmadı! Her geçen ay, bir önceki ayı aratır oldu. Yapılan asgari ücret zamları rakamsal artıştan öteye gidemedi, asgari ücret arttıkça alım gücü düştü.
Türkiye tarihinde görülmemiş bir kriz bu. Öyle ki koalisyon hükümetini erken seçime götüren ve koalisyondaki partileri baraj altı bırakan, AKP’yi ise tek başına iktidara taşıyan ekonomik krizi bile aratır duruma geldi, günümüzdeki kriz…
İktidar her ne kadar çıkıp; “Avrupa’da da kriz var”, “20 yılda asgari ücret bilmem kaç kat arttı”, “Ekonomimiz büyüyor”, “İhracatımız arttı”, “Doğalgaz bulduk”, “Dünyanın sayılı ekonomileri arasına gireceğiz” ve benzeri cümleler sarf etse de insanların önemli bir kısmı bu söylemleri artık dikkate almıyor, “Masal” deyip geçiyor!
Kim ne derse desin AKP’nin anketlerdeki durumu bir hayli kötü. Seçime ittifak halinde girecek de olsalar tekrar tek başına iktidar olmaları bu anketlerin sonuçlarına göre zor görünüyor.
Bunda; ekonomik krizin, “Z” kuşağının sandık başına daha yoğun gidecek olmasının, bazı “Adaletsizlik” olarak yorumlanan olayların etkisi var.
İktidar, seçmenlerine her ne kadar “Yıkılmadık, ayaktayız, gücümüzü kaybetmedik” mesajları vermeye çalışsa da bunu son dönemlerde yaptıkları seçim yatırımlarıyla da ayyuka çıkarıyorlar.
EYT, bu seçim yatırımlarının başını çekiyor. Düşünsenize yıllarca “Türemiş”, “Yük”, “Erken emeklilik istiyorlar”, “Çift dikiş yapacaklar” diye yaftaladıkları, sonrasında da “Seçim kaybetme pahasına yok” diye suratlarına kapı kapattıkları milyonlarca EYT’liye, kazanılmış haklarını eksik de olsa geri verecekleri düzenlemeyi duyurdular. Üstelik çift dikiş için de işverene teşvik indirimi yapılacak. Bu düzenleme yakında Meclis’ten geçecek, Resmi Gazete’de yayımlanacak ve milyonlarca insan emekli edilecek.
“Seçim kaybetme pahasına” yoktan, “Müjde”ye dönen bu süreç, AKP’nin seçimi kaybetme ihtimalinin ne denli arttığını da ortaya koyuyor aslında.
AKP’nin seçime kadar buna benzer hamleleri sürecektir. Seçim yatırımları sürprizlerle devam edecektir. Lakin, mucizevi bir durum olmadıkça ben cumhur ittifakının önümüzdeki genel seçimi kazanabileceğini, Meclis çoğunluğunu elinde tutabileceğini düşünmüyorum. Yanılırım, yanılmam benim izlenimim, tahminim bu!
***
Peki, AKP, MHP ve BBP’den oluşan cumhur ittifakı için anketler yanılmazsa iktidar değişirse bunu Cumhur ittifakı ya da AKP için nasıl tanımlamak lazım? “Hezimet” yani “Ağır yenilgi” diyebilir miyiz?
Tek başına yüzde 50’nin üzerinde ya da yüzde 50’ye yakın oy alan AKP’nin oy oranı bugün anketlerde yüzde 32-38 arasında değişiklik gösteriyor. MHP’nin oy oranı ise yüzde 6-8,5 arasında değişiyor. AKP, son genel seçimlerde yüzde 42,6; MHP yüzde 11,1 oranında oy almıştı. Cumhur ittifakının toplam oy oranı yüzde 53,7 idi. Anketlerin sonuçlarına baktığımızda ise bugün Cumhur ittifakının oy oranı ortalama yüzde 38-46 arasında değişiyor.
Peki muhalefette durum ne?
CHP’nin oy oranı yüzde 23-26 civarında. 2018 genel seçimlerinde bu oran yüzde 22,6 idi. İYİ Parti’nin anketlerdeki oy oranı bugün yüzde 19-22 arasında; 2018 genel seçimlerinde bu oran yüzde 10’du. Yani CHP ve İYİ Parti’nin oy oranı toplamı yüzde 32,6 idi. İttifaka SP, DP, DEVA ve Gelecek Partisi de eklendiğinde bu partilerin de toplam oy oranı anketlerde yüzde 6-8 aralığında artıyor. Yani Millet İttifakı’nın oy oranı en az yüzde 48-56 aralığında değişebiliyor.
2018 genel seçimlerinde yüzde 11,7 oranında oy alan HDP’nin ise anketlerdeki oy oranı yüzde 7-10 arasında.
Evet, Cumhur ittifakının bugüne kadarki anketlerde en düşük oy oranı yüzde 38 civarında. Millet ittifakının oy oranı ise en fazla yüzde 56. Yani cumhur ittifakı anketlerdeki en düşük oyu, millet ittifakı ise en yüksek oyu alsa, arada yüzde 18’lik bir fark oluşuyor.
Cumhur ittifakı anketlerdeki en yüksek oyu yüzde 46, millet ittifakı ise en düşük oyu yüzde 48. Arada yüzde 2’lik bir oy farkı var.
Cumhurbaşkanlığı seçim anketlerinde de 6’lı masanın üstünlüğü olduğu görünüyor. Aday belli olduktan sonra aradaki fark biraz daha açılacak ya da azalacak.
Şimdi hem cumhur hem de millet ittifakının oy oranlarına baktığımızda AKP, tek başına iktidar olma şansını yitiriyor. Cumhur ittifakı ile millet ittifakı arasındaki fark, en fazla yüzde 18, en az yüzde 2 oluyor ve iktidar elden gidiyor. Cumhurbaşkanlığı koltuğu da anket sonuçlarına göre millet ittifakına geçiyor!
Evet, ne sormuştuk: “Biz buna ‘Hezimet’ yani ‘Ağır yenilgi’ diyebilir miyiz?”
Son zamanlarda yargı kararıyla mağdur sıfatı kazanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İngiltere'nin önemli gazetelerinden Financial Times’a yaptığı açıklamada bu sorumuza cevap vermiş! Recep Tayyip Erdoğan ve partisinin sandıkta cezalandırılacağını, demokrasiyi engelleme girişimi yüzünden büyük bir yenilgiye uğrayacağını getiren İmamoğlu, “Onlar demokrasiyi baltalıyorlar ve kelimenin tam anlamıyla insanların seçme özgürlüğünü reddediyorlar. Seçmen 2023 seçimlerinde sandıktan buna yanıt verecektir ve bu hükümet ağır bir yenilgi alacaktır” demiş…
Yani İmamoğlu, ekonomik kriz faktöründen de öteye giderek, olası seçim kaybını Yargıtay aşamasındaki mahkeme kararına bağlamış. Süleyman Soylu’ya geri iade ettiği “Ahmak” kelimesi üzerinden kendisine “YSK üyelerine hakaret etti” denerek verilen siyasi yasağın bedelinin sandıkta ağır olacağını ifade etmiş özetle!
Birincisi bu ülkede İmamoğlu’nu mağdur eden bu karara kadar pek çok tepki çeken olay oldu!
Bu ülkede Ergenekon ve Balyoz gibi kumpaslara “Bu davanın savcısıyım” diyenler, tekrar tekrar başa geldi. Bu ülkede adalet yürüyüşü sonrası da bu yürüyüşe sebep olanlar tekrar başa geldi. Yani, AKP bir yenilgi yaşayacaksa bunun sebebi başlı başına İmamoğlu olmaz!
İkincisi, anketlerdeki gibi bir sonuç çıkar; cumhur ittifakı en fazla yüzde 18, en az yüzde 2 oy oranı aralığında bir farkla seçimi kaybederse yine bunun adı “Ağır yenilgi” yani “Hezimet” olmaz…
20 yıldır iktidarda olup, ülke ekonomisini daha üst seviyelere taşımak yerine dibin dibine çeken, enflasyonu TÜİK’e göre iki, ENAG’a göre üç haneli rakamlara yükselten, 1,5-2 yıl önce hayal dahi edemeyeceğimiz zamlara şahitlik ettiren, asgari ücreti alım gücü oranında artıramayan, emeklisine asgari ücret olarak 5 bin 500 lirayı reva gören, fırsatçıları engelleyemeyen, kira artışlarının önüne geçemeyen, ev fiyatlarının alınamaz seviyelere çıkmasını durduramayan, kısacası tarihinde görülmemiş bir krize ülkeyi sokan AKP; kendisinden önceki koalisyon hükümeti gibi baraj altı kalmayacaksa, hala Meclis’e en yüksek oyu alan parti olarak girecekse bu seçim sonuçlarına kimse “Ağır yenilgi” veya “Hezimet” diyemez!
Evet, kendi yarattığı bu şartlarda hangi parti iktidar olursa olsun “Hezimet” yaşar! Bırakın yüzde 30 üzeri oy almak, barajı aşmak bile imkansız olur! Lakin, anketler AKP için “Tek başına iktidar olamaz” diyor, “Hezimet” demiyor!
Ne yaparlarsa yapsınlar adamların ölüsü bile barajın kat kat üzerinde, gel de şimdi böylesi bir ekonomik krizde oy oranını yüzde 30’un üzerinde tutan bir partiye “Hezimet yaşayacak” de; gülerler adama!