Durun dağılmayın, dahası var!

Yılmaz Karabıyık

Yılmaz Karabıyık

Tüm Yazıları

Allah razı olsun(!)

Allah ne muradınız varsa versin(!)

Allah tuttuğunuzu altın etsin(!)

20 yıldır kanayan yaraya tuz basmaktan vazgeçtiniz sonunda!

1999 yılında mağdur edilen milyonlara, demediğinizi bırakmamaktan vazgeçtiniz!

20 yıldır çözmeye yanaşmadığınız bir mağduriyeti, tam manasıyla olmasa da seçim yatırımı olarak çözmeyi başardınız!

***

Eylül 1999 yılında bir gecede çıkarılan bir yasa ile emekli olabilme şartları değişmişti bu insanların. Emekli olmalarına 5 yıl varken, 10-15 yıl eklenmişti üzerine…

Kazanılmış bir hak, yasalar geriye işletilerek ellerinden alınmıştı.

Ufak çaplı toplantılar yapıyorlardı. Emeklilikte Yaşa Takılanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği adı altında örgütlenmişlerdi. Genel başkanlık koltuğunda Gönül Boran Özüpak isminde kızıl saçlı bir kadın oturuyordu.

Araştırdıkça öğrendim ki Özüpak’tan öncesi de varmış ancak EYT’nin sesi, bu denli duyulmamış. EYT, kendini tüm Türkiye’ye tam manasıyla duyuramamış. Özüpak ile birlikte şahlanmış mücadele, onunla ve eşi Alper Özüpak ile birlikte oluşmuş yüz binlerce kişilik sosyal medya grupları.

Ben de Özüpak’ın verdiği mücadele döneminde tanıştım EYT ile o zaman fark ettim EYT’yi. Sonra muhalefet partilerinin Meclis’e sunduğu EYT önergelerini gördüm… MHP’nin olası iktidarlarında “EYT”yi çözeceğine dair seçim vaatlerine rastladım.

MHP, AKP ile ittifak kurduktan sonra EYT’lilere verdiği sözü unutmuştu. AKP ise bu meseleye hiç yanaşmıyordu bile.

Sayıları milyonları buluyordu, büyük bir seçmen kitlesiydiler. Bir kısmı yıllarca bu meseleyi AKP’nin çözeceğini umut ederek beklemiş bu umutla AKP’ye desteğini sürdürmüştü. Lakin, giderek kitle büyüyor, hükümete EYT konusunda baskı artıyordu. Muhalefet, Meclis’te, EYT’liler ise Özüpak’ın önderliğinde alanlarda bastırıyordu.

Yerel seçim, onlar için bir fırsattı. Çünkü onların mağduriyetini dert edinmiyordu iktidar, belki seçim kaybetmekten korkarak bir adım atardı. Bu nedenle en büyük mücadele bu dönemde verildi. AKP’ye sandık resti çekildi, “Bizi bizden dinleyip, bu mağduriyeti çözün, kazanılmış haklarımızı iade edin” denildi.

Tek başına yıllardır iktidar olmamın sarhoşluğu vardı AKP’de, EYT umursanmadı. Sandık restleri dikkate alınmadı. Öyle ki bu insanların çatısı altında örgütlendikleri EYT SYDD’ye “Siyasetin arka bahçesi” dendi, EYT’lilere, “Bir de bunlar türedi” dendi, “Boş iş” dendi, “Köpük” dendi, “Yük” dendi, “Çift dikiş yapacaklar” dendi, “Erken emeklilik istiyorlar” dendi… Tek istedikleri, işe girdikleri süreçte imzalanan sözleşmeye göre emekli olmaktı. Pirim gün sayısını doldurmuşlardı, yaşı beklemek istemiyorlardı. O dönemin aylık bağlama oranına tabii emekli olmak istiyorlardı. Bir de staj dönemindeki sigortalarının sayılmasını talep ediyorlardı. Hakları olanı isterken kendilerine edilmedik laf kalmadı.

İlk olarak "EYT çözülmezse STT kaçınılmaz..!" diye bir köşe kaleme aldım. Yani “Emeklilikte yaşa takılanlara çözüm yoksa, onlar nasıl emeklilikte yaşa takıldıysa siz de sandıkta taşa takılırsınız, tökezler, düşersiniz” diye uyardım iktidarı. Büyük ilgi görmüştü bu yazı, on binlerce insan okumuş, yüzlerce insan paylaşmış, yorum yapmıştı. Sosyal medyadaki güçlerinin ne kadar büyük olduğunu aldığım etkileşimle daha da fark ettim.

Araştırdıkça, kendileriyle konuştukça, onları onlardan dinledikçe; mağduriyetin de dereceleri olduğunu gördüm. Kimisi emekli olamamaktan ve aylık bağlama oranının AKP döneminde düşürülmesinden dert yanıyordu; kimisi ise işsiz kalmaktan. İşte en büyük mağdur, işsiz olanlardı. Bir şekilde çalıştığı iş yerinden ayrılmış ya da çıkarılmış veyahut da işyeri özelleştirildiği için işsiz kalmış olanlara kapı açan yoktu. Devlet, “Yaşın genç” diye emekli etmiyordu bu insanları, işveren ise “Yaşlısın” diye iş vermiyordu. Günübirlik işlere koşturarak geçinmeye çalışıyorlardı. Her iki kesimin de en büyük sıkıntısı ise ABO idi, yani aylık bağlama oranı. Ülkemizin gerçeği olan asgari ücret ya da bir tık üstü maaşlarla çalışanlar, emekli olduğunda en düşük emekli maaşına tabii olacaktı. (Şu an en düşük emekli maaşı 3 bin 500 lira.) Aslında EYT meselesini başa bela eden AKP değildi lakin yaptığı açıklamalar ve umursamazlıkla tepkileri üzerine çekmişti. Çözüme yanaşmadığı gibi kanayan yaraya tuz basan sözler sarf etmişlerdi. Bu yarayı daha da derinleştiren hamleyi yapmış, ABO’yu düşürmüşlerdi… İşte bunların düzeltilmesi, mağduriyetin giderilmesi için mücadele ediyordu EYT SYDD…

2 milyon katılımlı mitingle tarih yazdılar… Yerel seçimlerde ise sandıkta rest çekip, sonuçlara doğrudan etki ettiler. Ama yine olmadı. Yine AKP, kendilerini tanımadı, yine EYT’yi çözmeye yanaşmadı. EYT SYD dernekleri illere yayılmış, onların birleşmesiyle federasyon kurulmuştu bu süreçte. Federasyonun başına Gönül Boran Özüpak geçmişti. EYT’lilerin umutsuzluğa düşmesini engelleyen, mücadelenin içinde tutan isim Özüpak’tı. Milyonlar ona inanmıştı. Yılmadı, korkmadı, davasını satmadı.

***

AKP, EYT’nin kendilerine oy kaybettirdiğinin farkındaydı. Vedat Bilgin’in, Cumhurbaşkanı Başdanışmanıyken Erdoğan tarafından rapor hazırlaması için görevlendirildiği söylenmiş, iktidara yakın medya da bunu sıkça dillendirmişti ama bu birkaç Bakan’ın “EYT gündemimizde yok” açıklaması sonrası Vedat Bilgin çıktı, “Böyle bir talimat almadım” dedi. Ardından da Erdoğan çıkıp son noktayı, “Seçim kaybetme pahasına yok” sözleriyle koydu.

Gönül Boran Özüpak yine yılmadı, tarih yazan mitingleri sürdürdü, yetmedi muhalefet parti liderleriyle masaya oturdu, onlardan noter tasdikli çözüm sözü aldı.

***

Pandemi patlak vermişti, iktidar bu süreci iyi yönetememişti. Yerel seçimlerdeki oy kaybı, bu süreçte daha da artmıştı. Üstüne derinleşen ekonomik kriz, Cumhur ittifakının oylarını günümüze kadar erittikçe eritti. Böyle bir ortamda AKP’nin kendilerine oy kaybettirecek hiçbir meseleye umursamaz tavır sergilemesi söz konusu olamazdı. “Ceketimi koysam kazanırım” dönemleri çoktan geride kalmıştı. Ve EYT’lilerin mücadelesi, muhalefetin çözüm sözü ve anketlerdeki gidişatla birleşince EYT’nin yüzüne kapanan kapı tekrar aralandı.

Vedat Bilgin, Çalışma Bakanı olarak atandığı gün yazmıştım, “Bilgin’in atanması EYT için” diye, öyle de oldu. Aylardır süren çalışma dün sonuca ulaştırıldı. Bu süreçte “Yaş şartı” diye korkutulan ve öfkelendirilen kitleye kahramanlığı Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptı! “Seçim kaybetme pahasına yok” demişti, “Müjde” diye açıkladı EYT’lilere yaş şartı olmadan emekli olacaklarını! “Çift dikiş yapacaklar” demişti daha önce, şimdi işlerine devam etmeleri için teşvikte bulunacaklarını dillendirdi! “Yaş şartı” söylentileriyle ölümü gösterip, sıtmaya razı ettiler dün milyonları. Aylık bağlama oranıyla ilgili tek söz etmediler. En düşük emekli maaşından bahsetmediler. İşte bu yüzden tam kapanmadı bu mesele. EYT Federasyonu, verdiği mücadele ile büyük bir başarıya imza attı, adını tarihe yazdırdı lakin mücadeleleri burada bitmedi. EYT’lilerin “Kızıl saçlı kadın” diye tabir ettikleri Gönül Boran Özüpak’ın mücadelesi, liderliği noktalanmadı. En zor olan aşıldı. Şimdi sıra, aylık bağlama oranı düşük şekilde emekli olacak bu insanların, çalışamaz hale geldiklerinde ya da iş bulamadıklarında geçinebilecekleri bir emekli maaşı elde etmesinde! Sıra, çalışmaya ihtiyaç duymadan yaşayabilmelerinde… Sıra ona da gelecek inşallah! İşte asıl bayram o zaman olacak…

Yeter ki bölünmeyin, dağılmayın, rehavete kapılmayın, daha yazılacak çok tarih var!

Vedat Bilgin EYT EYT