Ekmeğin siyaseti!

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

Şu sıralar okullarda öğrencilere bir öğün yemek dağıtılması konusu hayli revaçta.

Bu konunun aslında Türkiye gündeminde yer aldığını geçen hafta yapılan büyükşehir belediye meclisinin ardından öğrendim.

CHP Grup Başkanvekili Engin Taşdemir, Körfez ilçesindeki bir okulda öğrencilerin aç gelip aç gittiklerini,

Kendilerinden yardım istediklerini, aslında bu sorunun bir okulla sınırlı kalmadığını anlattı.

Taşdemir, işin siyasi kazancının umurlarında olmadığını söyleyerek Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’dan yemek konusunu hayata geçirmesini istedi.

Büyükakın, Taşdemir’in önerisi karşısında meclis anında harekete geçerek Milli Eğitim Müdürlüğüne danıştı.

Tabi olumsuz dönüş aldı.

Milli Eğitim gerekçe olarak, ‘okullarda yemekhane de bulunmadığı için fiili olarak bir sistem kurulmasının mümkün olmadığını’ söyledi.

Bir diğer gerekçe de ‘ikili eğitim yapan okullarda zaten öğrenci yarım gün okulda kalıp evine gidiyor. Tam gün eğitim verenlerde ise saat 14:30’a eğitim bitiyor’ denildi.

Yani öğrenciler o saate kadar açlıktan ölmez mealinde bir savunma yapıldı.

*

Büyükakın konuşmasının devamında, eğer popülizm meraklısı olsaydı bu konunun üstüne balıklama atlaması gerektiğini

Ama bunu yapmak yerine sadece yardıma muhtaç çocukların elinden tutmak istediğini ifade etti.

Ama tam olarak ‘bu iş asla olmaz’ filan da demedi.

Ufak bir açık kapı bıraktı. Bir çalışalım, bakalım dedi.

*

Şahsen Engin Taşdemir’in bu önerisini oldukça olumlu buldum.

Eskiden okullarda süt, kuruyemiş, meyve suyu gibi kumanya dağıtılırdı.

Her gün düzenli olarak değilse de belli aralıklarla çocuklara muhtaçlıktan değil, sağlıklı beslenmeyi aşılamak adına bunu yaparlardı.

Türkiye’de yaşayanların gittikçe fakirleştiği, gelir adaletsizliğinin olduğu, çarşı pazarın can yaktığı böylesi bir dönemdeyiz.

Buna rağmen bırakın sağlıklı beslenme alışkanlığını, çocukların karnı doysun diye bile düşünen yok maalesef!

Onun yerine maddi sıkıntı çeken ailelerin çocuklarını sınıflandırarak, ki bu rencide de ediyor;

Okul kantininden yararlandırıyor veya farklı şekilde o çocuklara destek olunuyor.

Yardım alan o çocuk belki de arkadaşlarından utanıyor ama çaresi yok!

*

Aynı konu TBMM’de de gündeme taşındı.

İyi Partili vekiller devlet okullarında okuyan çocuklara sabah kahvaltısı ve öğle yemeği verilmesi amacıyla komisyona bir önerge sundu.

Tahmin edeceğiniz gibi o önerge AKP-MHP oylarıyla reddedildi.

Ret edilmesinin gerekçesi nedir, cevabı kamuoyuna yansımadı.

Kentimizde benzer öneri CHP’den geldi.

Başkan Büyükakın topu yuvarladı.

Belli ki CHP’nin önerisi kabul görmeyecek.

Çünkü bu bir parti politikasına dönüştü.

AKP üst yönetiminin ‘hayır’ dediği önergeye Büyükakın evet der mi, demez, diyemez!

Ama keşke böyle hassas bir konuda bari olumlu tavır gösterselerdi.

Çünkü bu ortak tavır sergilenecek ve siyasete malzeme edilecek konu değil.

*

Aynı şekilde halk ekmek konusu da öyle.

Büyükakın asla halk ekmek fabrikası kurmaya yanaşmıyor.

Onun yerine fırıncılarla anlaşıp belli noktalara halk ekmek büfeleri koyup ucuz ekmek sattırıyor.

Aslında düşünce olarak güzel bir şey.

Önemli olan halkın sofrasına ucuz ekmek gitmesiyse ekmeği kimin ürettiğinin bir önemi yok.

Ancak bana göre sistem tam manasıyla işlemiyor.

Sanki o noktada fırıncıların bir ihmali söz konusuymuş gibi geliyor.

*

Fırıncılar malumunuz ucuz ekmek satmaya bayılmıyor.

Ama belediye ekmek fabrikası kurmasın diye mecburen halk ekmek büfelerine ucuz ekmek vermeyi kabul ediyor.

Ediyor da ne oluyor?

Büfelere giden ekmek sayısı göstermelik oluyor.

O bölgede ikamet eden vatandaşların üçte birine yetmeyecek sayıda ekmeğin bırakıldığı büfeler erkenden kapanışa geçiyor.

Büyükşehir belediyesi ise kendi projesine sahip çıkmıyor, denetleme yapmıyor.

Sahip çıkmadığı için de halk ekmek konusu ikide bir gündeme getiriliyor.

Çünkü sistem iyi işlemiyor.

Muhalefet kendilerine gelen şikayetlerden ötürü ekmek konusunun çözümlendiğine ikna olmuyor.

Haklılar!

Kime sorsak halk ekmek büfelerinden şikayet ediyor.

*

Hep dedim yine diyorum.

Bir proje uygulanabildiği ölçüde güzeldir.

İstediğiniz kadar proje yapın, istediğiniz kadar şaşaalı lansmanlar yapın vatandaş sonuca bakar.

Kocaeli hala en pahalı ekmeği yiyor mu, evet yiyor.

Halk ekmek bu şehrin her tarafına yayıldı mı, hayır yayılmadı.

Proje güzel mi, evet güzel.

İşlemedikten sonra güzel olsa kaç yazar?

*

Okullarda bir öğün yemek konusu da öyle.

Tıpkı halk ekmekte fırıncı lobisinin çıkarlarının gözetildiği gibi

Okullarda da kantincilerin çıkarları önceleniyor.

Yoksa bir insan buna niye karşı çıkar ki?

Cumhur ittifakının ret verme gerekçesini hakikaten de anlamış değilim.

Engin Taşdemir’in büyükşehir belediye meclisinde yaptığı öneriyi desteklediğimin bir kez daha altını çizeyim.

Söz konusu ekmekse, ekmeğin yanındayım.

Söz konusu çocuklarımızsa çocukların yanındayım.

Bu siyaset üstü bakılması gereken bir konudur.

Herkesin de böyle bakması gerekir.

Hele de bu zamanda…