AĞALAR BİZİMLE EĞLENİYİ

Aysun Özcan

Aysun Özcan

Tüm Yazıları

AKP’li Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin bugüne kadar yaptığı en iyi işlerden biri nedir diye sorsalar,

En başa KİTAP FUARINI koyarım.

Yediden yetmişe herkesin ilgi duyduğu, her kesimden yazar çizerin yer aldığı kitap fuarları artık geleneksel hale geldi.

Yarın bir gün başka siyasi parti göreve geldiğinde de devam edilmesi, yaşatılması gereken bir projedir kitap fuarı.

Ancak bu işi bile sulandırıp üzerinden siyasi menfaat elde etmeye çalışanları görünce, “Hay sizin yapacağınız muhalefete” diyorum.

*

Hep söyledim, yine söyleyeceğim.

Bu ülkede sorunlu bir iktidarın yanında bir de sorunlu muhalefet var.

Hangi konuya nereden gireceğini bilmeyen, ele aldıkları konulara toplumun vereceği reaksiyonu hesaplamayan, çözümün ne olduğu konusunda ise fikir ortaya koymayan kısır muhalefet var!

Alın size CHP il başkanının eleştirdiği kitap fuarı!

*

Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı Müdafaa-i İslam Hareketi Başkanı Erdem Özveren’in kitap fuarında yer alması kesinlikle benim de tasvip edeceğim bir şey değil.

Fakat adama sorarlar!

Kitap fuarı başlamadan önce aklınız neredeydi, program açıklandığında, o ismi orada gördüğünüzde neden tepki koymadınız?

Hadi onu yapmadınız, peki neden ‘bu adam ne anlatacak acaba’ deyip bir zahmet gidip yerinde dinlemediniz?

Gerici zihniyetteki birinin ne anlatacağı zaten aşağı yukarı bellidir.

Neden gidip kayda almadınız da şimdi kayıt soruyorsunuz?

Herkesin elinde son teknoloji telefon var değil mi, o zaman niçin canlı yayınla o adamı ve büyükşehir belediyesini tüm Türkiye’ye ifşa etmediniz?

Olayın ulusal boyutunu düşünsenize…

Ama sizde o cesaret ne gezer?

İki milyonluk bir şehrin yarım milyonunun haberdar olduğu, söyleşi dinlediği, alışveriş ettiği fuara, hiç olmazsa “yerinde muhalefet” için bari gitseydiniz de bu toplum sizi ciddiye alsaydı.

Ama gitmediniz!

Çünkü muhalefet yapmıyorsunuz, yapıyor-muş gibi davranıp günü kurtarıyorsunuz.

*

Bu şehirde gerek iktidar gerekse muhalefet partileri arasında adeta danışıklı bir dövüş var.

Herkes karnından konuşuyor.

Kimse kimseye tam anlamıyla dokunmuyor.

Bunu bu son olayda daha net gördüm.

Mesela Harun Yıldızlı, Başkan Büyükakın’a Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı Erdem Özveren üzerinden yükleniyor, Büyükakın “Sen beşli çeteden haber ver” diyor.

“Beşli çeteye iş yaptın mı yapmadın mı, hala cevap vereceksin” diye ekliyor.

Sorsanız hala cevap bekliyorlar.

İşte bu söylem bana samimi gelmiyor.

Çünkü Yıldızlı’nın beşli çeteye iş yapıp yapmadığını en iyi AKP’liler biliyor.

Kaldı ki bunu Harun Bey bizzat itiraf da etmişti.

Bana göre CHP’li bir il başkanının o çetenin içinden, ucundan kıyısından, kenarından bile olsa iş alabilmesi namümkün iken,

Yıldızlı’nın “Ruslardan alıyorum” dediği taşeronluk işi asla tesadüflere bağlı olamaz!

O işler işte bugünler için veriliyor beyler!

Zokayı bir kere yedin mi geçmiş olsun.

İstesen de ağzını açamaz, hayati konularda dahi şöyle alnı açık yüzü pak olarak topa giremezsin.

Kitap fuarı biter, sen yeni aymış gibi yandan bir ağızla fuarı eleştiriyor-muş gibi yaparsın anca.

*

Büyükakın’a gelince…

Harun Başkanın beşli çeteye iş yapıp yapmadığını, ne kadar kazanç sağladığını gerçekten bilmiyor olabilir mi?

Olamaz!

Ama o da cümlenin tamamını söylemiyor.

“Lafın tamamı aptala söylenir, sen aptal değilsin, mesajımı al” diyor.

Aba altından sopa gösteriyor.

Dahası bunu bir tehdit malzemesi olarak kullanıyor.

Bildiklerini özellikle açıklamıyor ve elinde koz olarak tutuyor.

Harun Yıldızlı’ya bir nevi “Akıllı ol” demeye getiriyor, bildiğin ayar veriyor.

Ha, bildiği bir şey yok da boş atıp dolu tutmaya çalışıyorsa o da ayrı bir sorun!

*

Başkan Büyükakın bunu daha önce de yapmıştı.

Mesela Arslanbey Çuhane Caddesi ve Stadyum yolunda yapacakları kamulaştırmada, kamulaştırmayı önceden haber alan uyanıkların arsa toplamaya başladıklarını ifade etmişti.

Üstelik belgeli konuştuğunu iddia etmişti.

CHP’li meclis üyelerinin onca ısrarına rağmen o iki uyanığın ismini açıklamamıştı, elinde koz olarak tutmuştu.

Büyükakın’ın sözlerinden bu işi takip eden, az çok siyasi okuma yapabilen herkes o iki uyanığın kimler olduğunu, adresleri hemen anlamıştı.

Fakat orada da yine aynı şey yapıldı ve isimler açıklanmadan uyanık spekülatörlere “AKILLI OLUN” mesajı verildi.

*

Takip ettiğim kadarıyla da baya akıllıca(!) gidiyorlar.

Bakmayın siz salvoların havada uçuştuğuna.

Şehirde baya baya huzurlu bir siyasi iklim var.

Ne Mehmet Ellibeş ve Tahir Büyükakın Harun Yıldızlı’yı rahatsız ediyor,

Ne de Harun Yıldızlı Ellibeş’i ve Büyükakın’ı köşeye sıkıştırıyor.

Mış- gibi yapıp, kamuoyunu bunlarla oyalıyorlar.

E biraz da aralarında “Gürcülük” bileşkesi var.

Ellibeş ve Yıldızlı gürcü ama Büyükakın’ın da bir tarafında gürcülük var.

Durum böyleyken kimse bana mikro milliyetçiliğin etkisinin olmadığını söyleyemez.

Yormadan, yıpratmadan, dozunda, ayarı kaçırmadan geçinip gidiyorlar.

*

Neymiş, Radiye Sezer Katırcıoğlu Kılıçdaroğlu’na sormuş-muş.

Beşli çeteye iş yapan CHP’liler var mı demiş, cevap alamamışlar.

Bak sen…!

Sanki neyin ne olduğunu bilmiyorlar.

Bal gibi her şeyi en ince ayrıntısına kadar biliyorlar fakat muhalefeti bir ayarda tutmak için açık açık konuşmuyorlar.

Konuşsalar bozuk muhalefet kendine çeki düzen verecek, e haliyle bu da iktidarın işine gelmeyecek.

*

Bana kalırsa bunlar ellerinde tuttukları kozlarla daha çoook Atatürk düşmanlarını bu şehirde misafir ederler.

Sonra da sözüm ona horoz dövüşüne tutuşurlar, biz de kuzu kuzu onların dövüşünü bu sütunlara taşırız.

Sözün özü; şehirde iktidar istediği gibi at oynatırken,

Muhalefet kanadı vur-kaç taktiğiyle gol attığını zannediyor.

Anlayacağınız ağalar bizimle eğleniyor…